Umut... Duyduğum kükreyişle kalbimde yine yeşermeye başlamıştı.Kalbimdeki buz kütlelerini yarıp o eşsiz çiçek gibi filizlenmişti. Üzerimdeki ağırlığın çekilmesiyle korkudan ve ruhumun acısından kasılan bedenim rahatladı. Bütün gözler ona döndü. Karşımdaki eşsiz varlığa.
Kaşları çatılabildiği kadar çatılmış boynundaki damarlar fışkırmıştı. Öfkeyle ve kinle babasına bakıyor kendini zabtetmeye çalışıyordu. Sonra o kömür karası bakışları bana döndü. O an gözlerinde gördüğüm duygu ruhumu parçaladı. Hayatımda mahcup olmadığım kadar mahcup oldum.
Acıma.. Belki de vicdanı olan her insanın hisedebileceği normal bişeydi ama utandım. İlk defa kız olarak doğduğumdan yardıma muhtac aciz bi varlık oluşumdan utandım. Yattığım yerden oturur pozisyona geçtim ve dizlerimi karnıma çekip kollarımı dizlerime sardım. Olduğum yerde küçülebildiğim kadar küçülmeye çalıştım. O an o kadar küçülmek istedim ki. Gözle görülmeyecek kadar küçük olmak istedim. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve yine vadilerimden çağladı gözyaşlarım
" Sen" dedi sıktığı dişlerinin arasından.
Gözlerimi aralayıp o eşsiz yüzünün sinirden kaslışını izledim.
"Şimdi de sübyancılığa mı başladın?"
Diye haykırdı babası olacak o insan demeye dilimin varmadığı adi varlığa."Daha çocuk lan bu kız utanmıyor musun?" yüzü karşısında dünyanın en pis şeyi varmışcasına iğrenti ifadesiyle doldu.
Çocuk... Bedenim ne kadar büyürse büyüsün hep ruhumda bi yanı kırık bi çocuk besliyordum ben.. Haklıydı çocuktum. Eksik, kırık ve sevgiye korunmaya muhtaç bir çocuk..
"sana ne lan it" diye haykırdı dünyanın en iğrenç sesi.
Bu iğrenç ses kulaklarımı tırmaldı sanki kalbimi bir el olanca gücüyle sıkıyor tırnaklarını batırıyordu kalbime.
"Adam oldun da babana mı karışıyorsun pezevenk"
Dedi yine kalbime bi ağrı düşürdüğünü bilmeden.Kalbimde yeşeren umut çiçeği aynı hızla soldu. Napacaktı beni babasından mı kurtaracaktı.
"Hıh "dedi içimdeki adi ses " seni hayatının aşkı itti buraya seni satın alan adamın oğlu mu kurtaracak "Çaresizlik bi çığ gibi büyüdü ruhumda. Ama bütün bu kötü düşüncelerim bir anda parçalandı ve umut çiçeğim aynı hızla yine yeşerdi.
" Bu yaptığın ne adamlığa ne insanlığa sığar" diye olağan gücüyle bağırdı.
Her an avını üstüne atlayacak bi aslan gibiydi. Sanki bi tutam evet evet bi tutam daha öfke hissetse anında babasının boynunu kırıp öldürebilecekti.
"Bi oruspu için yaptığın tantanaya bak!" diyerek mırıldandı adi varlık.
Kendi iğrençliğini omuzlarıma yüklemeye çalışıyor beni aşağlıyordu.
"Ona ne kadar saydım haberin var mı?" Diye ekledi. Müebbet hapisten kurtulmaya çalışan kurtulmak için Savunma yapan bi mahkum gibiydi.
" Bu küçük şırfıntı bu masum ayaklarıyla oyun oynuyor. Parayı alırken gayet mutluydu iş karşılığını ödemeye gelince korktu vazgeçmek istedi beni bilirsin evlat! bedelini ödediğim bir şeyin mutlaka karşılığını alırım. Şimdi git git de paramı çıkarayım" demesiyle ruhumda bi deprem başlattı. Bütün gururum onurum şerefim teker teker yıkıldı.
Adam resmen şerefsizliğin kitabını yazmıştı. Bütün suçu benim üzerime yıkıp kendini nasıl bu kadar temiz gösteriyordu aklım almıyordu. İnsanoğlu dedim içimden insanoğlu istediği bişey için olduğunca küçülür. Bu lanet adam da uçkuru için olmadık yalan söylemiyormuydu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namütenahi
Teen FictionKalbimin kırıklarını öptü önce dudaklarına batan kırıklara aldırmadan. ... Usulca dudaklarını öpmeye başladı minik kadının. Hiç beklemediği bu hareketle dondu kaldı miniği. Bu şaşkınlığı onu gülümsetmişti. Babasından korumak için yanına aldığı bu...