B-7

690 55 88
                                    

                     Sima Şayan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sima Şayan

Beni kapının girişinde bırakıp mutfağa gitti. Olduğum yerde öylece kalmıştım ne yapacağımı bilmiyordum. Onun yanına gitmeli miydim? Yanına gittiğimde beni görünce daha da sinirlenip bana zarar vermezdi değil mi?

Acaba direk odaya gidip kapıyı mı kitlemeliydim. Ben bu sorularla bir karara varmaya çalışırken Boran elinde bir viski şişesiyle mutfağın girişinde göründü. Bana ters bir bakış attı. "Orda dikilmeye devam mı edeceksin?"

Söylediği kelimelerle şaşkına döndüm. Ne yani bir ters bakışla yırtmış mıydım? Bağırmalar sana oraya gitme demedimler falan yok muydu? Hayır olmasını istediğimden değil. Sadece Boran'ın hiçbir şey söylememesine şaşırmıştım. Arabada oldukça sinirli görünüyordu çünkü.

Anladığım kadarıyla yol boyunca boşuna korkmuştum. Boran'ın dengesiz hallerine alışsam ruh sağlığım adına iyi olabilirdi. 10 dakika önce seni öldürecek gibi bakıp şimdi hiçbir şey olmamış gibi umursamaz hallerine bürünebiliyordu.

"Ben uyuyacağım" dediğimde omzunu silkti ve salondaki koltuğa kendini attı.

Hızlı adımlarla odama girdim. Zor bir gün geçirmiştim. Düşünecek çok fazla şey vardı. Düşünmeli ve bir karara varmalıydım.

......

Güne gözlerimi aralama çalıştım evet sadece çalıştım. Çünkü yorgun gözlerim beynimin emirlerine itaat etmeyip isyan bayrağını çekmişti. Göz kapaklarım sanki minik minik iğneler batıyormuşcasına ağrıyordu. Derin bir nefes aldım ve göz kapaklarıma batan iğneleri umursamayıp gözlerimi açtım.

Bugün ders yoktu ama ben uyumak istemiyordum. Bir karar almıştım. Her şeyi Boran'a anlatıp bu lanet görevden kurtulacaktım. Eminim Boran babaannemi de babamı da korurdu. Güçlüydü o. Evet evet güçlüydü. Hayatımda gördüğüm en güçlü insandı.

Derin bir nefes aldım. Yapacaktım. Ne olursa olsun yapacaktım. Ben bu değildim. Yediğim kaba tükürecek kadar basit bana yardım eden insanı sırtından vuracak kadar ucuz değildim. Sonucu ne olursa olsun Boran'a söylemeliydim.

Yüzüme gelen saçları umursamadan yataktan kalktım. Çok yorgundum. Gece boyu düşünmekten uyuyamamıştım. Banyoya doğru adımladım. Sabah sabah duş almak bana göre değildi. Bi insan sabahın köründe daha uykusu üstünde dağılmadan banyo yapar hiç anlamıyordum. Hayır yani elini yüzünü yıkamak nerene yetmiyor ki. Hem sabah sabah banyo yapacak enerjiyi nereden buluyorsun. Kafamı iki yana salladım ve gereksiz düşüncelerimden beynimi sıyırdım. Şuan en son düşünmem gereken insanların sabah neden duş aldığı olmalıydı. Bir sürü sorunum vardı. Bulmam gereken bir iş, girmem gereken sınavlar, üstelik bunlar daha en basitiydi sanırım.Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım.

Saat daha sabahın 7'siydi. Bu saatte Boran'ın uyanmayacağını bildiğim için kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Onun bana yaptığı iyilikleri ufak da olsa bu şekillerde ödemeye çalışmalıydım.

NamütenahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin