Revolution 《7》

691 114 30
                                    

Medyada ki gif son paragrafla alakalı;)
Ayrıca bölüm şarkısını da okuyun


Jongin ayılmaya başladığında gözlerini açıp etrafa bakmış ve nerede olduğunu anlamaya çalışmıştı fakat hiçbir şey göremeyince boynundaki eşya hissiyle de başına siyah bir şey geçirdiklerini anlamıştı. Ayrıca elleri de arkadan bağlı tenine vuran soğuk ise çırılçıplak olduğunun göstergesiydi.

Esmer olan çoktan titremeye başlarken yanından gelen küfür gibi mırıltılar ise onu korkutmuştu. Sanki ağzı bir şeyle kapalı ama ciğerlerini yırtarcasına bağırıyordu.

Jongin'e bir şekilde vurduğunda ise ödü patlamak üzereydi.

"K-kimsin?!" Sessizce sorduğunda yanında onu izleyen tanıdık ikiliden biri cevap verdi.

"S-sehun.. kendini yı-yırtmayı k-kes. Bu arada b-biziz Ninii-ii"

Baek'in sesini almasıyla birlikte rahat ama soğuktan ötürü titrek bir nefes vermişti.

Baekhyun da zaten dişlerinin zangırdısıyla konuşmuştu.

"B-baek.. durum bi-bilgisi veğrrr."
Aralarındaki en küçüğü baştan aşağı titrerken zorlukla konuşabilmişti.

"S-sehun'un a-ağzında ateşi engllllemek için a-aparat varrrr. O yüzden ko-konuşamıyor. Y-yine ateşi e-e-engellemek iç-in bi-bize de işgence içinnnn so-soğuk i-işte... a-ayrıca ikimizzde çükünü gö-görebiliyoruz.
Hahahah-... lanet o-olsun gü-gülemmiyorum!"
Sadece akıllı olmasında ötürü bir tek elleri ve kollarıyla birlikte duvara bağlı olan Baekhyun konuşmuştu.

Sadece o değil diğer ikisi de duvara bağlıydı.

"Keğs s-sesini! Zoe nerede?!"

"Onu p-piskolojijisi için yannndaki o-odaya aldılar."
Yeşil olan konuştuğunda diğerinden ses çıkmamıştı.

Üçü sessizleşip titrerken Sehun her defasında içinde donmuş olan kütleyi harekete geçirmeye çalışıyordu fakat bir türlü başaramadığı için sinirinden ağlayabilirdi bile.

Büyük olanın gözleri dolarken önlerindeki kapıdan gelen sesle hepsi dikkatini oraya vermişti ve kapı sonunda açılıp içeri biri albay olmak üzere üç tane asker girip direk adımlarını Baekhyun'a yöneltmişlerdi.

"N-ne yapıyorsunuz?!"
Zincirlerini çözerlerken Baekhyun korkuyla soğuğu bile unutmuştu ama tabii sesinden hâlâ üşüdüğü anlaşılıyordu.

"Ne-neler oluyor Baek?!"
Olayları göremeyen Jongin anlamak için söylemişti fakat cevabını alamadan Baekhyun'u alıp getirdikleri sandalyeye oturttular. Ardından rahat konuşmasını sağlayabilmek için ısıtıcı koydular.

"Söyle bakalım. Chanyeol size yardım etti mi?!"

Albay olan konuştuğunda Baekhyun'un akıllılığı devreye girip kaşlarını anlamaz bir şekilde çattı.

"Hayır tabiki de yardım etmedi."

"Madem etmedi. Chanyeol'un kim olduğunu nereden biliyorsun??"
Albay yakaladığını sanıp sorduğunda Baekhyun gülümseyerek cevap verdi.

"O yardım etmedi komutancım. Biz zorladık. Ah yani Sehun. Yakmakla tehdit etti. Adam da bize yardım etmek zorunda kaldı ve benim burda boğazımı sıkan adama ben neden komutanım diyim be!! Tabi şerefsiz diye seslenmek daha cazip olsa daaa. Yine de ahlâkıma yakıştırmayıp ismiyle seslenmeye karar verdiğimden ötürü ismini o zaman sordum ve öğrendim canımcım."

Albay sinirle soluduğunda ikna olmasada komutanı görevden almak için gerekli delil alamamıştı.

Sinirle önündeki bedene vuracaktı ki yanında duran asker önüne geçip onaylamaz şekilde bakınca aynı sinirle elini geri çekti.

Revolution || Sekai (TEKRAR DÜZENLENECEKTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin