Revolution 《13》

622 99 12
                                    

Medya ile okumanızı tavsiye ederim.
İyi okumalar~






"Baekhyun. Zoe'yi yerine bıraktıktan sonra eve git sen duydun mu?"

"Ya ihtiyacınız olursa?"

"Sana ihtiyacımız falan yok. Ama Heaven'ın sana ihtiyacı var bir tanem."

Chanyeol son sözlerini de söyleyip telefonu kapattığında biraz üzgün olsa da sonrasından kaşlarını çatıp derin bir nefes aldı ve işine odaklandı.

Arabadaki diğer iki kişi de komutandan komut beklerken Chanyeol kendine gelip arkasını döndü.

"Planı unutmadınız dimi. Ayrıca Jongin rahat ol artık! Zaten zihin kontrol edeceksin. Bunu çokça da çalıştın. Sinirlendirme beni."
Komutan sabırsızca ve keskin bir tonla söylediğinde Jongin'in içi garip bir şekilde cesaretle dolmuştu ve bunun verdiği garip duygu ile hızla başını salladı.

"Güzel, şimdi inelim."

Chanyeol ve Jongin arabadayken; Sehun arabanın dışında etrafı şüphe çekmeyecek şekilde inceliyordu. Ve Jongin'in tarafından cam açık olsa da Siyah onları dinlemiyordu. Çünkü girmeleri gereken binanın kapısında hareketlilik oluşmuştu ve dikkatle olayları izlerken diğer ikisi de yanına da gelince görkemli binaya doğru ilerlemişlerdi.

Üçü de sahte asker kimliklerini kapıdaki korumalardan birine gösterirken Jongin de onların zihnine girip asker olduklarını inandırınca içeri girmelerine izin verdiler ve asansöre binip öğrendikleri başkanın katına çıktılar.

"Elektrik kes."
Chanyeol ağzını hafifçe oynatırken kulağındaki kulaklıktan Zoe'ye direktif vermiş ve normal bir hızda bütün şehrin elektriği kesilmişti.

Küçük kız içine çektiği fazla enerjiden dolayı dayanamayıp olduğu yere çökmüş ve kendini toparlamaya çalışırken ellerini birleştirmiş akan göz yaşlarıyla abileri için dua etmeye başlamıştı. Zira küçük kalbi sıkışıyordu.

Binanın bütün elektriği kesildiğinde anında askerler de paniklik peydahlanırken Kırmızı ve Siyah göz bebeklerinin renklerini değiştirip kırmızı yaparken her yeri kızıl ötesi görmeye başlamışlardı.

Sehun, Chanyeol'un elinden tutup ona yön göstermeye çalışırken oldukça hızlı bir şekilde başkanın odasının yanına gittiklerinde Jongin kapıda kendilerini gördükleri gibi silahları doğrultan üniformalı askerlerin zihnine girip oradan uzaklıştırdı onları.
Ardından odaya girdiklerinde başkanın yanında duran asker çocuklara ateş atınca Sehun hepsinin önüne geçip kendini yakmış ve gülmüştü.

Bu kesinlikle 'artık güç bizde.' Gülümsemesi gibiydi. Ne açıdan bakarsan bak her türlü karşı tarafı gömen bir gülüştü.

Kurşunlar alevlerine gelmeden anında eriyor ve bu kadar sıcaklığa dayanamayan askerler bütün jarjorlerini harcadıktan sonra bu dehşet verici görüntü ve sıcaklık karşısında başkanı da bırakıp gerilrdiler. Ardından ise soğukluğunu biraz olsun koruyan duvara yapışmışlardı fakat Sehun onları rahat bırakmayıp yerden duvarlara kadar ateşini gönderip karşısındaki askerlerin yavaşça erimesine izledi bir süre.

"Bizi arkana alarak kapıya dön askerler çoktan geldi bile."
Chanyeol komut verirken isim söylememeye dikkat ediyordu.

Bu işi Amerika'nın Başkanı başlattıysa bitirmesi gereken de o idi.

Siyah, komutanın dediklerini dikkate alarak onları arkasına alarak kapıyı açmak üzere olan askerlere karşı verdi kendini.

Jongin'in bu mükemmeliyet karşısında dudakları uçuklarken bu işin sonucunun kötü bitmemesi adına cesaretini koruyup neredeyse camdan atlayacak gibi görünen Başkan'ın gözlerine içine girip söyledi.

Revolution || Sekai (TEKRAR DÜZENLENECEKTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin