Revolution 《15》

643 95 13
                                    

Bir çok insan evde ki en büyük neşenin çocuklar olduğunu söyler. Olacak kötülüğün bile çocuğun tatlı hareketlerinin unutturduğuna inanırlar ki öyle de olsa gerek.

Dünya da ki bütün çocuklar esir olarak toplandığında terk edilmiş binalar, şehirler, iş yerleri tekrardan canlanıyordu.

Harabe olmuş sokaklar tekrardan çocukların neşesiyle parlıyor ve renkleniyordu.

Koca malikhane de ise büyük günden, takriben iki haftanın ardından eğlence vardı.

Hükümet ise her şeyi eski hâline çeviren beşliye hiçbir şey yapamıyordu. Çünkü eğer bir şey yapmaya kalkışırsa diğerlerinin de büyük bir isyan çıkaracağını biliyordu. Zira Sehun yaralandığında nasıl birbirlerine kenetlendiklerini hepsi görmüştü.

Herkes rahatlıkla malikhanenin koca bahçesine toplanmış ve bir nevi kendilerini kurtaranlara teşekkür etmek için kendilerinin getirdikleri malzemeler ile koca hoparlörleri kurmuştular.

Havanın soğuması ile ise gelen nadir siyahlar küçük ateşler yakmışlardı etraflarına ve ortalarına kalabalık otururken Baek de bütün kapıları açık bırakmıştı hepsinin içeri rahatça girip ihtiyaçlarını karşılaması için.

Ev ahalisi yaklaşık 25, 30 kişilik bir grubun geldiğini görünce ilkten şaşırmış ve korkmuşlardı ama sonradan her şeyin bir şenlik havasına döndüğünü gördüklerinde rahatlamışlar ve olayı anlamışlardı.

Gökyüzü ise bugünün şenlik olduğunu bilircesine rengarenk kapatıyordu gününü.

Jongin herkesden ayrı bir köşeye geçip çimenlere uzanırken müzikle hareketlenen insanların yüzündeki mutluluğu izliyordu. Fakat evin camında gördüğü, gözlerini birkaç kere sinirle deviren Chanyeol'den sonra kahkaha atmıştı.

Chanyeol gerçekten manyak olabiliyordu.

Ona göre insanlar bahçelerinde kutlama yapacakları yere herhangi bir yere davet edebilirlerdi ve Chanyeol de o daveti reddedebilirdi tabii.

Hey! Kabul edeceğini düşünmediniz değil mi?
Velet işleri ona göre değildi.

Sehun ise çoktan iyi bir vaziyete gelmiş ve dikişlerini atan kız geçen günlerde tekrar dikişlerini almıştı.

Yine de biraz hâlsiz hissettiği için kutlamaya katılamayacağını belirtip Jongin'i, Baekhyun'la birlikte zorla dışarı göndermişti.

İçinde sürekli heyecanla hareket eden şeylere karşı Jongin her daim Sehun'un yanında olmak istiyordu ama bir yandan da hayata kendi kendine devam etmesi gerektiğini de biliyordu.

"Ya ayne! Yapamıyoyrum!"
Jongin'in düşüncelerini bölen şey bağırarak gittikçe kendilerine yaklaşan Baekhyun ve Heaven'dı.

"Hay ananın çanağına-.. tch.. evladım ben annen değil babanım! Şimdi Jongin amcanı kaldır bakalım."

"Ayne olmuyor! Ağlatçan mı beni sen ya!"
Küçük kızı Yeşil elinden tutup sürüklerken çığlık atarak dediği şeyden sonra ağlamaya başlamıştı.

Jongin ise konuşmaları yüzünde oluşan koca sırıtmayla dinlemiş manevi yeğenine kucak açmıştı. Bunu fırsat bilen çocuk ise ağlamaya devam ederek amcasının kollarına koşmuştu.

"Hey sarı mı çıktı?"
Jongin merakla arkadaşına sorduğunda Baekhyun gülümseyerek başını salladı.

"Bir sarı eksikti, o da oldu. Ama küçük şeyleri kaldırabiliyor. Bence daha büyüklerini de kaldırabilir."

"Koykoyrum diyom sana!"

"Bana bak! Şimdiden bana mı dikleniyorsun sen?!"
Büyük olan işaret parmağını kızına doğru sallarken, Heaven amcasının kucağına daha çok yerleşmişti.

Revolution || Sekai (TEKRAR DÜZENLENECEKTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin