Soğuk tenine işlemeye başlamışken, hafif bir ürpertiyle kıpırdamaya başlarız. İşte öyle bir şeydi Sanem'in hissettiği ve çevresine dönüp bakmak istediğinde kendisini karanlık bir odada buldu. Kapının açıldığını fark edip bir köşeye sindi. Tepeden sallanan loş ışık odayı aydınlatmaya başlamıştı. 'Hadi çabuk çıkalım buradan' dedi küçük bir çocuk sesi. Yakınlaşmaya başlamıştı ki bir adam sesi geldi aniden ve Sanem yaşlı gözlerini korkuyla açtı. Her zamanki gibi, güne kötü bir rüya ile başlamıştı.
Gülten hanım kızı Sanem'in yanına geldi.
"Yine mi ağladın kızım sen?" dedi acıklı bir şekilde.
"Hayır anne ağlamadım merak etme. Sadece sabah çirkinliği." dedi gülerek. Annesini üzmek istemiyordu. Çünkü annesi Sanem'in bu kötü rüyalarına bir anlam veremiyordu. Az mı hocalara götürdü kızını, derdine derman olsunlar diye. Ama ne yaparsa yapsın bir sonuca varamıyorlar. Sanem de artık alışmıştı zaten, her gün böyle rüyalar göre göre sabah nasıl kalkacağını biliyordu.
Sanem 20 yaşında olmanın verdiği yetişkinlik hissini benimseyememişti. Neye dokunsam mahvediyorum edasıyla bütünleştiğini sanıyordu. Hayatı normal yaşamak istiyordu ama yaşadıkları hiçte normal bir insanın atlatacağı şeyler değildi. Her sabah kabuslarla uyanmak, olur olmadık yerlerde uyuyakalmak onun hayatını hep zora sokuyordu. Mesela geçen sene lise son sınıftayken sınıf başkanıydı ve önemli toplantılara hep sınıf başkanları çağrılırdı.Sanem o toplantının ortasında uyuyakalmıştı, müdür yardımcısının kendisine soru yönelttiğini bile duymamıştı. Başka sınıfın başkanı Sanem'i kolundan dürtmesiyle uyanmıştı ve durumun ciddiyetini müdür yardımcısının surat ifadesinden anlamıştı. Herkesten yaşça büyük olduğu kendi sınıfında bile uyuyan güzel olarak bilinirdi. Kendisine 'Okula geç mi başladın?' gibi bir takım sorular da geliyor ama nedenini aslında kendisi de bilmiyor. Abisine sorduğunda 3. sınıfta ateşli bir hastalık geçirmiş olduğunu söylemişti. Küçükken yaşadığı bir olay olduğu için hatırlamamasının normal olduğunu söylemişti abisi ama Sanem ona inanmadı , çünkü abisinin yalan söylerken saçlarını arkaya tarama ve ardından dudaklarını büzme gibi bir huyu olduğunu biliyor ve bu durumda inanmasını güç kılıyordu. Sanem hayatına daha iyi devam edebilmeyi iyi bir üniversiteye gitmek olduğuna inanıyor. Neyse ki sınavda uyumamıştı ama üniversiteye de gitmemişti. Taban puanı bakımından yetersiz görüyordu kendisini, o yüzdende bir sene daha çalışıp puanlarını yükseltebileceğini düşündü. Psikoloji okumak ve insanlara böyle psikolojik bir durumda yardım etmeyi gerçekten çok istiyor.
"Sanem! Sinan! Hadi gelin geç kalacağız!" dedi Gülten hanım. Ailecek tatile gidiyorlardı. Aslında babası Ahmet Bey pek gitme taraftarı değildi.
"Seni anlıyorum. Ama bak göreceksin, bu tatil hepimize iyi gelecek. Çocuklar yorucu bir okul döneminden çıktı ve dinlenmeye ihtiyaçları var. Hadi mızmızlık yapma da arabayı sür." dedi Gülten hanım.
Alaçatı da Gülten hanımın baba yadigarı iki katlı bir evi var. 9 sene sonra ilk defa oraya gideceğinin mutluluğunu yaşıyor Gülten Hanım. Sinan ve Sanem kulaklıklarını takıp etrafı seyre dalarak yolculuğun keyfini sürmeye başladılar. Sanem'in bir ara gözü kapandı ve yeşil çimenler arasında oyun oynayan küçük kız ve küçük erkek çocuğu gördü. Sonra kız çocuğu koşarken yere düştü ve erkek çocuk onun yanına giderken bir adam ensesinden tutup kızdan uzağa sürüklemeye başladı. Küçük kız ağlamaya başlamıştı;çünkü adam ona doğru geliyordu. Küçük kız yüzünü bacaklarının arasına almış ağlıyordu. Tam adam yüzünü kaldırıp kıza bakacaktı ki " Sanem uyan yavrum geldik." dedi annesi Gülten hanım, heyecan ve korkuyla sarsıldı Sanem. Arabadan indiğinde karşısında kocaman bahçesi olan iki katlı şirin bir ev gördü. Eve gelmeden önce haber verilmiş, komşular el atmıştı belli ki.
Yol yorgunluğunu arabada uyuyarak geçiren Sanem, herkes içeri girip otururken, o bahçede dolanmayı tercih etti. Bahçede kocaman bir ceviz ağacına bağlanmış Salıncak vardı. Bir an gözünü ovuşturdu Sanem ve gözünü açtığında karşısında küçük bir kız belirdi, salıncakta sallanıyordu. Yanına gitti usulca.
"Merhaba ufaklık, burada ne yapıyorsun?" dedi abla şefkati ile yaklaşarak.
"Burası bizim evimiz, bak salıncağım güzel mi?" dedi küçük kız. Sanem şaşkın bir halde kıza baktı. Herhalde Sanem ve ailesi burada yokken eve göz kulak olan ailenin çocuğu olsa gerek diye düşündü. Ama bu kızı bir yerden tanıyor gibiydi, sanki daha önceden tanışmıştı bu küçük kızla. Kendi küçüklüğünü anımsattı.
"Senin adın ne bakalım?"dedi Sanem. Küçük kız gülümseyerek cevap verdi "Sanem". Sanem'in kalbi bir başka atmaya başlamıştı. Derin derin nefes almak için gözünü açıp kapadığında küçük kız kaybolmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZİ : ÇALIKUŞU BÜYÜSÜ
Fiksi RemajaGidip de dönememek var, dönüp de bulamamak... " Karşımda duran kişi aslında o değil. Hayal mi yoksa sahte bir kişilik mi? Biri bana oyun mu yapıyor? İnanmak istemediğim bu gerçek karşısında kimi seçmem gerekiyor? Oldum olası seçim yapmaktan nefr...