Yağmur sesi ile uyandım. Camın açık olduğunu fark ettim. Hava karanlık ve soğuktu. Telefonumu açıp saate baktım. Nasıl yani? Saat dokuza geliyordu. Peki sabah dokuzda neden hava karanlıktı? Hiç bir şeyi önemsemeyip hızlıca yataktan kalktım. Gardırobum ile bakışıyorduk. Ne giyecektim? Hava karanlık olduğu için siyah giyinmeye karar verdim; siyah tişört, siyah pantolon, siyah deri ceket. Okula geç kaldığımı düşünüp evden hızlı bir şekilde çıktım. Merdivenlerden koşarak iniyordum ki, birden ayağım kaydı ve yere düştüm. Ayağım, çok ağrıyordu. Kalkmaya çalıştım fakat yine düştüm. Galiba ayağımı burktum. Telefonumun çaldığını farkettim. Simay arıyordu ama telefonu açmadım. Asansöre duvara dayanarak gitmeyi denedim. Canım çok acıyordu ama eve gitmek zorundaydım. Asansöre bindim, ikinci kata giden düğmeye tıkladım ve kapımın önüne geldim. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Duvarlara dayanarak yatağıma doğru ilerledim Yatağıma yattım ve yine telefonum çaldı. Simay meraklanmıştır diye düşündüm, telefonu açtım.
"Alo?"
"Alo!? Suğdem nerelerdesin? Geç kaldın farkındasın değil mi? Çok merak ettim seni."
"Simay, kötü bir şey oldu."
"Ne, ne oldu!?"
"Ayağımı burktum."
"Nasıl becerdin?"
"Okula geç kaldığım için merdivenlerden koşarak iniyordum sonra yere düştüm."
"Şuan nerdesin?"
"Evdeyim."
"Geliyorum o zaman yanına. Okuldan izin alırım."
"Hayır Simay! Merak etme şuan yatıyorum gelmene gerek yok."
"Emin misin Suğdem?"
"Eminim Simay."
"Okul çıkışı uçarak yanına geleceğim o zaman."
"Dikkat et ayağını burkma."
"Tamam burkmam." [Güldü]
"Görüşürüüz."
"Görüşürüüz, haa bu arada ben gelene kadar ayağına baskı yapma."
"Tamam tamam."
Telefonu kapattım ve sabahın verdiği yorgunlukla uyuyakaldım. Gözlerimi açtığımda akşam olmuştu. Kafamı kaldırdım ve Nilgün Teyze'nin -hizmetçi- ben uyurken girdiğini fark ettim. Yavaş yavaş kalktım ve koltuğa oturdum. Sabahki acı biraz dinmişti. O anda zil çaldı ve Simay geldi. Beni çok merak ettiği yüzünden belliydi.
"İyi misin Suğdem?"
"İyiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZIM
Fantasy"Özür dilerim, gerçekten." Cevap veremedim bile, yeniden ağlamaya başladım. "Yapma böyle, ben de üzülüyorum." "Annemi özlüyorum yanıma gelip bana sarılmasını istiyorum, sadece bir kere ya!" "Belki ben annen gibi sarılamam ama..." Aniden ellerini bel...