Üzüntüden kızlar tuvaletine girdim, klozetin kapağını kapatıp üstüne oturdum. Cebimdeki kulaklığı çıkarıp şarkı dinlemeye başladım sonra uyuyakalmışım zaten.
Gözlerimi açtığımda akşam olduğunu fark ettim. Kalktım, yüzümü yıkadım. Sonra sınıfa gittim, çantamı alırken koridordan gelen ayak sesleri ile irkildim. Bu saatte kim okulda olurdu ki? Acaba benim gibi birisi de mi uyuyakaldı diye düşünürken sırıttım. Fakat ayak sesleri daha yakınlaşırken hemen çantamı alıp bir sıranın altına oturdum. Korkuyordum, kollarım titriyordu. Ayaklarımda titriyordu, hem de çok... Karanlık, soğuk bir yerde tek başımaydım. Aklımdan türlü türlü şeyler geçiyordu. O an aklıma Baran geldi. Baran'a haber vermeliydim. Beni bu koca okulda yalnız bırakmazdı değil mi?
Kulağım dışarda, gözlerim telefondaydı. Baran'a hiç yazmadığım kadar hızlı bir mesaj yazdım.*Baran okuldayım, uyuyakalmışım. Ben de çantamı alıp çıkacakken birinin ayak sesini duydum. Lütfen gel, korkuyorum.
Telefonun ana ekranını kapatmam ile bildirim sesleri gelmeye başladı.
*Nerdesin yani hangi sınıfta?
*Tamam dur sakın ses yapma.
*Geliyorum ben.
*Arıyorum hemen aç!
Baran arıyor..."Alo, Baran." dedim fısıltıyla.
"Bak korkma, ben geliyorum. Belki hizmetli falandır.."
"Gece gece hizmetlinin ne işi var okulda?"
"Tamam sen yine de sakin ol, hangi sınıftasın?"
"Ben şuan bi-" Hayır, hayır, hayır! Şarjım bitti. Ağlamak üzereyim.Korkudan ne yapacağımı bilmiyordum ve bende seslerin uzaklaştığını fark edince sınıfta koridora koşmaya başladım. Merdivenlerden hızlı hızlı iniyordum ve önüme bakmıyordum. O an birine çarptım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldu. Suratına dikkatlice baktığımda Baran'ı gördüm. İçimden bir yük inmişti sanki. Ona çok sıkı sarıldım ve bana karşılık verdi. Yüzümü ellerinin arasına aldı ve bana "Korkma" dedi. Kafa salladım ve elimden tuttu. Çıkışa gidiyorduk ki Baran kapının kilitli olduğunu anladı.
"Allah kahretsin!"
"Ba-ba-raan?" derken ellerim çok titriyordu.
"Çıkıcaz buradan, merak etme."Elimi tekrar tuttu ve müdürün odasına gidip sınıfların anahtarlarını aldık. Bir sınıfa girdik ve Baran kapıyı kilitledi. Ben yere çömeldim o da yanıma çömeldi.
"Korkuyor musun?"
Sesim titreyerek cevap verdim.
"Hay-ır"
Ellerimi ellerinin arasına aldı.
"Korkma..."dedi.
Kafamı salladım ve bana daha da yaklaştı.
"Baran ben özür-"
"Suğdem, asıl ben özür dilerim."
"Özür dilenecek bir şey yapmadın."
"Şşş, sus." dedi işaret parmağını dudağıma dayayarak.
Kucağıma yattı ve sonra bana baktı.
"Ciddi miydin?"
"Hangi konuda?"
"Anıl'ın saçlarının güzel olduğu konusunda, ciddi miydin?"
"Hayır, senin saçların..." dedim yutkunarak "seninkiler daha güzel."Bana öyle güzel bakıyordu ki anlatamam. Sonra elim istemsizce onun saçlarına dokundu. Parmaklarımı saçlarının arasına soktum. Yastıktan daha yumuşaktı. Gözleri gözlerime, saçları ellerime değiyordu. Sonra yavaşça ellerimi yeni çıkan o sakallarına değdirdim. Bana bakıyordu fakat bir kelime bile etmiyordu. Ellerimi sakallarında gezdiriyordum.
Evet bu bölümde bu kadardı. Normalde 2 bölüm atıcaktım bugün fakat bir aksilik çıktı. Bu bölümü bile kısa attım. Neyse, kitabı kütüphaneye ekleyip bölümlere oy verirseniz çok sevinirim. Sizleri çok seviyorum sincaplarım!🌚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZIM
Fantasy"Özür dilerim, gerçekten." Cevap veremedim bile, yeniden ağlamaya başladım. "Yapma böyle, ben de üzülüyorum." "Annemi özlüyorum yanıma gelip bana sarılmasını istiyorum, sadece bir kere ya!" "Belki ben annen gibi sarılamam ama..." Aniden ellerini bel...