-SUĞDEM'DEN DEVAM-
Elvan ve Buse oturma odasında uyuyordu. Üstüme kapşonlu hırkamı giyip balkona çıktım. Ay ne kadar parlaktı. Yıldızlar dünden daha çoktu sanki. Ya da ben bunları bugün mü fark ediyorum? Annem küçükken "Ay gecenin dostudur." derdi. Şimdi dostumsa dinleyecek miydi beni? Dertlerime çare bulacak mıydı? Gece ağlayınca sarılacak mıydı bana? Belki ayın da derleri vardır kim bilir? Belki o dertlerini anlatamadığı için parlamayı seçiyor. Belki bağırıp haykırmak istiyor. Gece olmasa ayın, ay olmasa gecenin anlamı kalmayacak... Belki de geceye haykırıyordur ay. "Sensiz yapamam!" diyordur belki. Gökyüzü o kadar narif gözüküyor ki insanın aşık olası geliyor... Haykırmam mı gerekiyor, yoksa susup izlemem mi? Belki bende susup parlamayı seçmeliyim ay gibi... Her sabah kaybolup her gece ortaya çıkmalıyım ya da yok olmalıyım kim bilir? Ay herkesi izler ama sadece bazı kişilere anlatır derdini, ışığıyla... Bazı kişiler gerçekten anlar onu. Belki de o ay benimdir. Dertli,yalnız,kimsesiz...O an balkonun kapısının açılmasıyla kestim ay ile ilişkimi. Buse uyanmıştı fakat gözleri hala küçücüktü.
"Ne zamandır buradasın?"
"Çok olmadı, ayı fark edecek kadar..."
Yanıma oturdu ve bana baktı.
"Onu düşünüyorsun değil mi?"
"K-kimi?"
"Suğdem, ben salak mıyım sence?"
Kafamı eğdim ve yere odaklanarak cevap verdim.
"Evet, onu düşünüyorum."
"Biliyor musun? Ben de onu geceleri düşünürdüm."
"Kimi?"
"Ve şuan sevgilisiniz, Emre nasıl biri anlatsana biraz."
"Emre dürüsttür fakat kıskançtır. Aşırı sahiplenir fakat karşıdaki kişinin bu konuda ne düşündüğünü merak etmez ama çok merhametlidir, kıyamaz bana. Tıpkı Baran gibi."
"Ne...Baran mı?"
"Şuan Baran'ın ne halde olduğunu tahmin edebiliyorum. O benim 4 yıllık arkadaşım sonuçta."
"Bugün, Baran'ı konuşmasak lütfen."
"Peki ama emin ol Baran pişmandır..."Cevap vermeyip ayı izlemeye devam ettim. Ay ile Güneş yan yana duramazlar. Aynı ben ve Baran gibi... Çünkü Güneş çok sıcaktır ve yanına yaklaşanları öldürür. Şimdi düşünüyorum da aramızdaki Güneş kimdi? Ben güneşsem o ay, ben aysam o güneşti... Ve ben ay olmayı tercih ediyorum. Üzerimde büyük delikler var fakat uzaktan görünemiyor...
Ağlamaktan gözlerim şiştiği için daha fazla dayanamayıp kendimi yatağa bıraktım ve uyumaya başladım.
Sabah, balkonun açık kalmış kapısındzn gelen soğuk rüzgarla uyandım. Her zamanki gibi hayattan bezmiş bir şekilde lavaboya gittim. Aynaya baktığımda gözlerim ağlamaktan şişmişti. Saçlarım karışmıştı ve ben de yüzümü yıkayıp saçlarımı taradım. At kuyruğu yaptıktan sonra içeriye gittim.Elvan ve Buse kahvaltı hazırlamışlardı. Masaya oturup biraz sohbet ettik. Onlar yemeklerini doyumsuzca yerken ben çatalımla zeytinlerimi bir o yana bir bu yana itikliyordum. Tabağım öylece duruyordu. Kızlara odama çıkıp üstümü giyineceğimi söyledikten sonra yanlarından ayrıldım. Odama çıkıp elime ne geçtiyse üstüme geçirdim. Çantamı alıp aşağı indim. Elvan ve Buse hazırlanmış beni bekliyorlardı. Dışarı çıkıp okula doğru yürümeye başladık. Okula çok isteksiz yürüyordum. Onu görmeyi... istemiyordum.
Şimdi diyeceksiniz ki niye bir tane ve kısa bölüm geldi. Çok özür dilerim ama bu hafta sonu çok yoğundum. Ancak yine sizi düşünmeden edemedim. Gerçekten çok üzgünüüm. Telafi edeceğim söz! Hepinizi seviyorum sincaplarım!♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZIM
Fantasy"Özür dilerim, gerçekten." Cevap veremedim bile, yeniden ağlamaya başladım. "Yapma böyle, ben de üzülüyorum." "Annemi özlüyorum yanıma gelip bana sarılmasını istiyorum, sadece bir kere ya!" "Belki ben annen gibi sarılamam ama..." Aniden ellerini bel...