"Elin...elin nasıl?"
"Dedim ya, yok bir şey."
"Mikrop kapabilir hadi gel bi hastaneye baktıralım, lütfen."
"İyiyim ben, sorun yok dedim."
"Beni mi kıracaksın?"
"Suğdem, takma bu kadar."
"Tamam hastaneyi istemiyorsun, o zaman evime gidelim. Ben bir şeyler yapabilirim."
"Bak ona hayır diyemem."Yürümeye başladık. Merdivenlerden çıktık. Kapımı açtım ve eve girdik. Baran oturdu. Bende pansuman eşyalarını çıkardım.
"Evin güzelmiş."
"Sağ ol, tek başıma yaşıyorum bu evde işte."
"Özür dilediğimi söylemiştim."
"Neyse, elini uzat."
"Bir dakika, sen beni affetmedin mi?"
"Kapatır mısın konuyu?"
Bana baktı, elini elimin üstüne koydu. O an kalbim kıpır kıpır oldu.
"Bak, sana üzgün olduğumu söyledim, çok özür dilerim. Yine özür dilerim benim için sorun yok, affettin mi beni?"
"Baran..."
"Affettin mi?"
"Ta-tamam affettim."
"Tamam, o zaman hallettik."Elini pansuman yaptım ve sardım.
"Sen neden geldin kafeye?"
"Ben seni korumak için geldim."
"Sence korunacak bir tarafım var mı?"
"Yok ama-"
"Her konuştuğumuzda kavga ediyoruz o yüzden susalım, lütfen."
"Ben gideyim artık."
"Sen bilirsin."
Baran kapıdan çıkarken durdu.
"Bir daha tanımadığın insanlarla buluşma."
Kıkırdamaya başladım Baran ise bana göz kırpıp gitti. Koltuğa oturdum, ödevlerimi yaptım, televizyon izledim, yemek yedim fakat Baran aklımdan çıkmıyordu. Hayır, hayır, hayır! Düşündüğüm şey olamaz, olmamalı. Kendimi uykuya vermek istiyordum ve hemen yatağıma yattım.Sabah olmuştu güneşin gözüme vuran ışığıyla uyanmıştım. Yine erken kalkmıştım hemen yemeğimi yiyip üstümü giyindim. Saçlarımı bir o yana bir bu yana savurdum. Dudaklarıma hafif hafif bordo rujumu sürdüm. Çantamı alıp evden çıktım. Okula doğru giderken arkamdan biri seslendi. Arkamı döndüm ve Simay'ı gördüm.
"Suğdem!"
Yanıma geldi.
"Nerelerdesin? Dün seni 6 kere aradım."
"Duymamışım."
"Bir sorun mu var?"
Simay'a, Baran'la beraber olduğumu söylesem gerçekten üzülürdü. Bende yalanladım.
"Yo-yok tabiki."
"İyi o zaman."
"Sen nasılsın?"
"Nasıl olayım? Baran'ın bana dediği onca şeyden sonra."
"Sen de haklısın."
Simay'a çok üzülüyordum. Keşke her şey yolunda gitse...Okula doğru yürüyorduk. Okulun bahçesine girdik ve Baran'ı gördüm. Bana el salladı, Simay'da garipsedi.
"Suğdem, Baran sana el sallıyor. Bir dakika, noluyor? Siz ne ara samimi o-oldunuz?"
Sorduğu soruya yalanlayarak cevap verdim.
"Bana sallamıyor ki? Ee-şeyy arkamda Selim var, ona el sallıyor."
"Onlar küs değil miydi?"
"Hadi biz sınıfa geçelim."
Kendimi kötü hissediyordum. Simay'ı üzmeyi asla istemem. Sınıfa gittik ve ders başladı.Zil çaldığında yeniden beyin fonksiyonlarım çalışmıyordu. Fizik senden nefret ediyorum! Simay yanıma geldi.
"Bak şimdi, ben Baran'ın yanına gideceğim sende sınıftan herkesi çıkar."
"Simay şey-"
"Ya hadi lütfen."
"Peki, madem."
Sınıftakilere bağırdım.
"Kantinde her şey bedava satılıyormuş."
O an herkes koşa koşa kantine gitti. Baran bana ne yapıyorsun bakışı attı ve bende sınıftan çıktım. Sınıfta Baran ve Simay kalmıştı. Kapıya kulağımı dayadım ve dinlemeye başladım."Ben sana, bir daha bana görünme demedim mi?"
"Baran ben seni seviyorum!"
"Git yanımdan, uzak dur benden!"
"Ben seninle yalnız kalabilmek için neleri feda ettim biliyor musun?"
"Bir sakika, Suğdem... O yüzden mi çıkardı sınıftakileri?"
"Evet, aramızı yapmak için."
"Aramızı yapmak mı? Sen ve ben?" Baran kahkahalar atmaya başladı.
"Bana bak bir daha yanıma yaklaşma!"Simay ağlamaya başladı ve sınıftan dışarı çıktı. Kapıyı açar açmaz beni gördü ama umursamadı. Ben de onun peşinden gidecekken Baran beni gördü. Birini yakalamaya, birinden de kaçmaya çalışıyordum. Baran beni sınıfa çağırdı fakat gitmedim. Koşmaya başladım ve bahçede beni yakalayıp duvara dayadı.
"Sen benim Simay ile aramı mı yapmaya çalışıyorsun?"
"Ee...ııı...şeyy...ben...yok öyle bir şey."
"Yalan söyleme!"
"Evet yapmaya çalıştım, sırf Simay üzülmesin diye."
Baran gözlerimin içine baktı ve sonra duvara çok sert bir yumruk attı.
"Sen varya...sen tam bir salaksın!"
Gözlerine bakıyordum. Gözleri, her şeyi anlatıyordu. Korkuyordum, engellemek istiyordum. Belki de onu sevdiğimi söylemek istiyordum. Sadece bana bakıyordu, sadece... Sonra sinirli bir şekilde yanımdan uzaklaştı. Naptım ben? Simay üzülmesin derken Baran'ı mı kaybettim şimdi?Baran'ın arkasından seslenecekken Simay yanıma geldi.
"Suğdem, sen Baran'la mı konuşuyorsun?!"
"Bekle Simay, açıklayabilirim."
"Neyi açıklayacaksın?"
"Peki o zaman öyle olsun, her şeyi anlatıyorum sana."
"Ben..." dedim yutkunarak.
"Ben Baran'dan hoşlanıyorum. 9 senedir ilk defa kendimi birine yakın hissettim."
Sonra yanağımda sıcak bir darbe hissettim... Simay'a baktığımda ne yaptım ben? der gibi bir bakış vardı.
"Sen en yakın arkadaşının sevdiği birinden hoşlanacak kadar karaktersiz biri misin?"
"Simay! Çok ileri gitmeye başladın. Daha yeni tanıştığın biri için 8 yıllık arkadaşından mı vazgeçeceksin?"
Bahçedekiler bizim sesimizi duyunca yanımıza toplandı. Baran'da dahil herkes bize bakıyordu.Daha fazla Simay'ın dediklerine katlanamayacakken onu gördüm... Baran eliyle kolumu tuttu ve beni sınıfa doğru zorla götürüyordu. Hala olayın şokunu atlatamamıştım. Baran çarptığı herkese bağırıyordu. Sınıfa girdikten sonra tekrar sınıftakilere bağırdı.
"Siktirin dışarı!"
Sınıftakiler hızlıca dışarı çıktı ve tek biz kalmıştık. Bana doğruldu. Gözlerini gözlerimle birleştirdi.
"Benim bilmediğim bir şey mi var?"
"Yo-yo-yok ne olabilir ki?"
"Bana artık yalan söyleme! Anlamıyor muyum sanıyorsun?!"
"Ne ara beni bu kadar merak eder oldun?"
"Sen gerçekten fark etmiyor musun?"
Yutkunarak sordum. "Neyi fark etmem gerekiyor? Hem senin sevgilin yok mu, git onla uğraş!"
"Sevgili mi?" dedi sırıtarak.
"Benim sevgilim yok."
"Hani yalanı sevmezdin?"
"Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?"
"Evet! Daha geçen gün birinin belini tutmuşsun!"
"Suğdem o şey ya-"
"Lafı kekeleme!"
"Bak benim sevgilim yok, bunu bil yeter!"
"Doğru mu söylüyorsun?"
"Yemin ederim!" dedi Baran ve tekrar sordu.
"Sen neden bu kadar merak ettin?"
"Yoo, niye merak edeyim ki ben? Sordum sadece."
"Sorguya çekilmek diye buna derim!"
İkimizde birbirimizin gözlerinin içine bakıp gülmeye başladık. Gerçekten birbirimize baka baka kahkahalar atıyorduk ve onun gülüşü çok güzeldi..."Simay ile kavga mı ettin?"
"Tartıştık biraz..."
"Neden tartıştınız?"
Sendin işte Baran, sendin. Nasıl diyebilirdim ki sana? Senin için mi kavga ettik diyecektim? Yalandan hoşlanmadığını söylemişti bana. Ya yalan söylediğimi anlarsa?
"Ya Simay kitabını bende unutmuş, en değerli kitabıymış. Bende yanlışıkla onun bir sayfasını yırttım ama cidden yanlışıkla oldu sonra bağırdı çağırdı."
"Bir kitap için mi?"
"Evet... Bir kitap için."
Baran inanmayan gözlerle bana bakıyordu. Tam o anda zil çaldı ve öğrenciler sınıfa gelmeye başladı. Bugün beden dersi olduğu için heyecanlanıyordum. Beden dersini çok severim! Nihayet Kimya dersi bitti ve eşorfmanlarımı giymek için soyunma odasına gittim. Giyindiğimde dışarı çıktım Baran bankta öylece oturuyordu. Simay ise kız arkadaşları ile voleybol oynayıp sürekli Baran'a bakıyordu. Oysaki Baran futbol oynamayı çok severdi. Neden şimdi oynamıyordu?
Baran'ın yanına gittim.
"Neden oynamıyorsun?"
"Canım istemiyor."
"Bir şey mi oldu?"
"Sence olmadı mı?" dedi soğukkanlı bir şekilde.
"Ama biz barış-"
Baran sadece bana bakıp yanımdan gitti. Oynayasım gelmediği için bende oturmaya devam ettim.Okul çıkışı gelmişti ve bugün olan olaylardan dolayı eve doğru dalgın dalgın gidiyordum ki aniden vücudumda büyük bir acı hissettim. Yere yığıldım. İnsanların yanıma toplanmasıyla Baran'ın bağırışlarını duydum.
"Suğdeeeem! Hayır, hayır, hayır olamaz! Suğdemm!" Baran canım acıyor demeye çalışsam da ağzımı hareket ettiremedim. Baran'ın ve insanların yüzü git gide bulanıklaşıyordu. Arkadan "Yardım edin!" sesleri, insanların bağırış sesleri ile bilincimi kaybediyordum. Üşüyordum, hem de hiç olmadığı kadar üşüyordum. Baran'ın "Suğdem, lütfen kalk, ambulans çağırın!" dediğini duydum ve sonra gözlerimi kapattım.Evet, bu bölümü nasıl buldunuz? Size telafi ediceğimi söylemiştim. 1107 kelimelik bir bölüm yayınladım.❤
Ve dediğim gibi artık Wattpad'e daha çok ilgileniceğim. Kitaba oy verip kütüphanenize eklerseniz çok sevinirim. Sizi seviyorum sincaplarım!💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZIM
Fantasy"Özür dilerim, gerçekten." Cevap veremedim bile, yeniden ağlamaya başladım. "Yapma böyle, ben de üzülüyorum." "Annemi özlüyorum yanıma gelip bana sarılmasını istiyorum, sadece bir kere ya!" "Belki ben annen gibi sarılamam ama..." Aniden ellerini bel...