• Seninle Yorulacağım

1.6K 179 63
                                    

Umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar❣

Hayatımda görüp görebileceğim en huzurlu uykuyu görüyordum. Nefes sesi bile duymuyordum.

Evet..
Uykuyu görüyordum çünkü göğsüme yaslanmış bu çocuk beni bitimek ister gibi bana sunabileceği en güzel manzarayı sunuyordu.

Öpmek istedim.

Tam kirpiklerinin altından, burnunun ucundan, aralık dudaklarından...

Kim Taehyung göğsümde huzurlu, sessiz uykusunu çekerken sadece onu izlemek arada tuttuğum elinin sıcaklığını ve kıpırdanışını hissetmek güzeldi.

Çok doğru sevmiştim. Öyle birine tutulmuştum ki, gözümde yanlış bir hareketi yoktu.

O bana, habersiz geldiğinden beri, çok değişmiştim.

Bir kere bencil değildim. Tek çocuk olduğumdan her şey benimdi. Oyuncaklarım, odam, kitaplarım, arkadaşlarımı bile sahiplenir bırakmazdım.

Fakat bu çocuk beni utandırmıştı. Okulun meleğiydi o. Borç para isteyen, kalemi olmayan, ödevini unutan, hatta öğle yemeği için parası olmayanlar bile hep ona gelirdi.

Benim meleğime.

Birine yardım etmek için çırpınışını görmem ona hayran kalmamı sağlıyordu. Benim gibi herkes ona hayrandı. Fakat ben kıskanç bir adamdım. Bana yardım etmesi için ondan yardım istemiştim ve meleğim geri çevirmemişti. Kalbimin beni zora soktuğu durumda bana gelmiş zavallı kalbim için yardım etmişti bana.

İnsan nasıl temiz bakar?

Taehyung'un gözlerine bakarak bunu anlayabilirdiniz. Size şüpheyle, kınamayla bakmazdı. O size dünyanın en eşsiz parçasıymış gibi bakardı. O kadar temizdi ki bakışları duyguları yansırdı her bir haresine.

Ama şimdi kapanmıştı güzel gözleri, tam da kalbimin üzerinde. Çarpa çarpa uyuşmuş olduğundan sanırım, duymuyordum artık sesini biçarenin.

Saate kayan gözlerim derse beş dakika olduğunu gördüğünde durdurmaya çalışmak konusunda başarısız olduğum zamana dudak büzdüm. Ne olurdu ben onun yanındayken geçmesen ya da bize gelince dursan...

Parmaklarımı yüzünde hafifçe gezdirirken dokunmak için parmak uçlarımın yanışı iç gıdıklayıcıydı.

- Taehyung...

Göğsümdeki yüzüne eğilip ismini irkilmeden uyanması için elimden geldiğince sakin bir şekilde mırıldandığımda yanağını olduğu yere sürterek avucundaki parmaklarımı sıktı.

Gülümsemem derin nefesimle yüzüme yerleşirken sırtındaki elimi kıpırdatarak tekrar seslendiğimde uyanmıştı. Titreşen kirpikleriyle gözlerini aralamış hemen kapatmıştı.

Yüzünü dönüp anlını göğsüme yaslarken avucundaki elimi serbest bırakmıştı. Parmaklarım sıcaklığından uzaklaştığı için üzülmek istemsemde göğsümdeki başına odaklanmıştım. Mırıltısı kulaklarıma dolduğunda saçlarına burnumu dayayıp dinledim onu.

- Çok yorgunum. Sadece, gözlerimi açmadan üç gün boyunca uyumak isterdim. Üç gün olmasın da, sadece bir gece normal insanlar gibi uyuyabilmek istiyorum.

Kafasını kaldırıp yüzümün yakınlığını umursamadan, belki de hâlâ uyku sersemiydi, alnını benimkine yasladı. Yanağından süzülen damla gözüme iliştiğinde nefesim kesildi. Ellerim yanaklarını bulurken konuşmasını dinledim. Öyle dolmuştu ki gözleri akıtmamak için verdiği savaşa tanık oluşum kalbimin sıkışmasına neden oluyordu.

- Jungkook sen beni seviyorsun ya...
Hiç- hiçbir şey bilmiyorsun.

Neden bilmiyorum, niye söylüyordu bunları bilmiyordum. Parmaklarım yüzünde dolaşırken gözleri gözlerimi buldu.

Yaşla bezeli kahveleri kırmızıya bürünmüş göz altlarıyla bana bakarken aniden ayağa kalktı. Ellerimin arasından sıyrılan yüzünü hızla kurulayıp kitaplarını topladı. Oturduğum yerde kalıp hareketlerini izlerken kapıya ilerlediğinde içimden yükselen heyecanla kolunu kavradım ayağa kalakarak.

Yutkunup gözlerime bakışıyla dudaklarımı birbirine bastırdım gülümseyerek. Kitaplarını tutan elini es geçip boştaki elini iki elimle kavradım. Daha az önce avucunun içinde olan elimle parmaklarımızı birbirine dolarken hoparlörden yükselen zil sesinin bitmesini bekledim.

Yaklaşıp alnımı onunkine yaslarken dudaklarımı bastırdım parmaklarımın arasındaki avucuna.

Ona yaklaşmama izin veriyor en önemlisi gözlerini benimkilerden asla çekmiyordu.

Taehyung cesurdu. Taehyung insanları umursardı en önemlisi anlardı. Eğer ona sarılırsanız kim olduğunuzu sorgulamaz size sarılırdı. Eğer onu severseniz o da sizi severdi. Gülümserseniz kim olursanız olun, göz göze geldiğiniz an size gülümserdi. O kırmazdı. Aynı beni kıramadığı gibi. Ben de bu özelliklerini değerlendiriyor, ona yanaştıkca yanaşıyordum. Fakat bir korkum vardı.

Ya Taehyung çok kırıldığı için insanları kıramıyorsa. Ya gözyaşları hep içine akıyorsa sevdiğimin...

Ya gülümsemek sadece sakladığı acısının yansımasıysa...

- Seninle yorulacağım güzelim...

Jimin

- Yani aslında bu konu pek önemli değil... Başkasına geçelim.

Yoongi Hyung diğer konuya geçerken elimdeki kaleme takmak için uç aldım. Saçlarının gözüne girişini engellemek için eliyle geriye savurduğunda gözlerimin onda takılı kalmasını engelleyememiştim.

Aynı anda ucun kırılıp parmağıma batmasıyla istemsizce kalem düşmüş dikkatini çekmeme neden olmuştu. Kalemi yerden alıp sessiz kütüphanede dikkat çekmeme neden olduğu için kafamı yerden kaldırmadan kitabıma odaklandım.

Çenemdeki elle bakışlarım kitaptan kalktığında Yoongi Hyung her zamanki şefkatli bakışlarıyla bakıyordu gözlerime.

- Utandın mı?

Kafamı iki yana sallarken kalemimin avucumdan çekilişi ne yapacağına baktım. Cebinden çıkardığı mavi kurşun kalemi elime tutuşturduğunda hâlâ gözlerinin üzerimde olmasından dolayı yanaklarıma biriken kızıllıklar yüzünden dalga geçercesine elinin tersiyle yanaklarımı okşadığında kafamı kollarımın arasına gizledim.

Kıkırtısı kulağıma dolduğunda dudaklarımın kıvrılışını engelleyemedim. Daha çok güldüğünde parmaklarımla yanaklarımı gizleyerek kafamı kaldırdım. Sinirli bakışlarımı ona yollarken etraftaki bir kaç bakışı üzerimize çekmişti. Komik olan neydi?

Parmaklarımın arasındaki mavi kalemi dudaklarıma bastırarak susmasını işaret ederken kafasını sallayarak susmuştu. Dudaklarını bastırarak gülmesini durdurmaya çalışırken sızlanarak uçlu kalemi aldım elime. Kalemin ucunun çıkması için başına bastırdığımda içinden fırlayan kırık uç kitabın üzerinden yuvarlanıp yeri boyladığında bu sefer ben de kıkırdamamı engelleyemedim.

En sonunda zilin çalmasıyla kitaplarımızı toplayıp kütüphaneden çıktık. Sınıfımın önünde beni bırakıp devam etmeden saçlarımı karıştırdı. Uçlu kalemimi elimden çekip kurşun kalemin kalmasını sağladığında üzerimdeki mavi sweeti göstererek konuştu.

- Mavi sana yakışıyor Jimin.

Okuyan ve oy veren herkese teşekkür ederim. Sizi seviyoruum🙈💜

Boy In Love IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin