"Bazen bir kuş olup buralardan, doğduğum bu gecekondudan uçup gitmek istiyorum. Yaşamak, yaşamak istediğim en büyük şey bugün herkesin ortasında hırsızlıkla suçlanınca kara vermiştim yaşamanın bana göre bir şey olmadığını."
- Kızım iyi misin?
Sevgi'nin annesinin seslendiğini duyunca yazdığı günlüğü hemen çekyatın altına saklayıp tiz bir sesle
- Sadece dinlenmek istiyorum.
- Bak baban gelecekmiş 2 saate seni de alıp o vitrindeki ayakkabıdan almaya gidecekmiş.
Bunu duyan Sevgi hızla odasından çıkıp annesine sevinçle sarılır.
- Doğru söylüyorsun değil mi anne?
- Evet kızım ama önce bir şeyler ye aç acına olmaz
- Tamam anneciğim zaten çok açım
Sevgi kahvaltı için yer masasına otururken kapı 2 defa, kısık bir sesle, tıklanır.
- (heyecanla) Babam geldi babam geldi. Ben açacağım kapıyı babama
- Sen yemeğini yemeye devam et ben kapıyı açarım.
- Kim o?
- Ben Nergis, Sevgi'nin öğretmeniyim
Sevgi'nin annesi kapıyı aralayarak açar
- Buyurun Nergis Hanım
- Sevgi ile konuşmam lazım zahmet olmazsa çağırabilir misiniz
- Bakın öğretmen hanım bugün kızıma çok kötü hakaretler edilmiş ve siz de buna göz yummuşsunuz kızım okuldan geldiğinden beri konuşmuyor.
- Hanımefendi o olaylar olunca sınıftaki öğretmen ben değildim ben 10. sınıflardan bir tek sizin kızınızın sınıfına giriyorum bunun da tek nedeni Sevgi'yi kızım gibi sevmem.
- Kusura bakmayın Nergis Hanım Sevgi içeride buyurun girin.
Nergis loş ışıklı koridordan geçerken etrafı süzer. Burnunu rutubet kokusu rahatsız ederken duvarların çatlaklığını çıplak gözle bile ayırt eder.
Sevgi öğretmenini görünce yer masasından kalkıp naif bir tonla- Öğretmenim hoş geldiniz.
- Dün okuldan apar topar gidince seni merak ettim olayları da duydum
- Her şey için teşekkürler öğretmenim ama okula döndürmek için geldiyseniz hiç kendinizi yormayın ben artık okumak istemiyorum
- Öyle bir şansın yok sevgi sen okuyacaksın aileni bu hayattan kurtaracaksın
Konuşma esnasında 2000li yıllardan kalma kablolu ev telefonu çalar Sevgi'nin annesi telefonu açar
- Alo?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sözcükler Öldürür
Non-FictionGerçek bir Hikayeden Esinlenilmiştir... "Biz yoksuluz. Sizin gibi büyük markalara sahip olamayız. Bunda alay edilecek bir şey yok. Sözcükler öldürür"