12. bölüm pijama

8 2 0
                                    

Deniz
Sabah uyandığımda hemen yataktan kalkıp yüzümü yıkadım. Tam üstümü değiştirceğim sırada bugün okula pijamayla gitceğim aklıma geldi. Aslında uzun pijama giycektim ama sırf öyle dediği için kısa pijamamı giycektim. Saçımı topuz yapıp çantamı alıp salona gittim. Poyraz kahvaltısını yapıyodu. Abim hep kahvaltıyı hazırlar öyle çıkardı. Poyraz bana bakıp "Abla hadi üstünu değiştir." Dedi. "Yok kardeşim. Bugün değiştirmicem." Poyrazın şaşkınlıkla gözleri açıldı. "Böylemi?" Dediğinde kafamı salladım. Şaşkınlığı dahada arttı. "Hadi yemeğni ye." Diyip bende sofraya oturdum.
Yemeğmiz bitince ayakkabılarımı giyindim ve poyrazı bekledim. Oda işini halledince evden çıkıp bizimkilerin yanına gittik. "Günaydın millet!" Dedim gülümseyerek. Hepsi gözlerini kısıp bana tuhaf tuhaf baktılar. "Sanırım birileri üstünü giymeyi unuttu." Dedi barış. "Yoğ. İsteyerek giydim. Kötümü görünüyo?" Dedim. "Şimdi gidiyoruz. Şu üstünü değiştiroyosun? Ayrıca giyceksen uzun giy." Dedi tuna. "Tuna ben bunu degiştirmicem." Dedim karalılıkla. Derin bir nefes alıp verdi. Oda sesli bir nefes verip yürümeye başladı. Bizde yürümeye başladık.
Ramon
Sonunda istanbula varmıştık. Çok güzel görünüyodu. Şuana kadar türklerin sadece dilini biliyodum. Gerçi bir çok milletlerin dilini öğrenmişimdir. "Yemek yermisin?" Sesini duyduğum an enerjim ve mutluluğum tükendi. "Hayır." Dedim. Ona değilde uçağın camından aşağıya bakıyodum. "Kaçmaman gerektiğni söylememe gerek yok heralde. Gözlerimi devirmekle yetindim. Sinirle soluduğnu hissediyodum. Uçak yolculuğmuz bitince uçaktan hızla indim ve temiz havayı içime çektim. Ama bu mutluluğum saniyeker sürdü. Kolumdan tutup beni arabanın içine soktu. Rahat bıraksa şaşardım.
Bir yarım saat geçtikten sonra arabanın önü kesildi ve içinden adamlar çıktı. Ve anında bizim arabadanda adamlar çıktı. Alexsander hemen beni arabadan çıkardı ve bir ağacın arkasına geçti. Herşey biranda olduğu için kafam karışmıştı. "Teslim olun!" Dedi karşı taraftan birisi. Bir dakika bu bir hafta önceki davetteki adam değilmi? Onun neyşi var burda. "Sen burdan kıpırdama." Dediğinde kafamı salladım. İğcene uzaklaştığında hemen koşmaya başladım. Tabikide orda beklemicektim. Artık ondan kurtulmak istiyodum. Arabanın önünü kesenlerin tarafına koşuyodum. Çatışma hala devam ediyodu. Onlara farkettirmeden bagaja girmem gerekiyodu. Yada başka birşeyde olabilir. Koşmaktan yorulunca bir ağacın arkasında dinlenmek için durdum. Neler olduğnu izlemeye başladım. Çatışma tüm şiddetiyle devam ediyodu. Yoldan başka bir araba geçtiği sırada çatışmadan dolayı  durdu ve alex içindeki kişiyi çıkartıp kafasına silah dayadı. Karşı taraf ateşi kesti. "Bizi bırakın adam ölmesin." Dediğinde gizli gizli ilerlemeyerek en arkadaki aracın bagajına yürüdüm. Ben görünmezdim. Çünkü adamlar yanyana dizilmişti. Zaten alex'sinde dikkati tamamiyle adamlardaydı. Ses çıkarmamaya çalışarak. Arabaya bindiğimde derin bir nefes alıp verdim. Dışardaki konuşulanları hala duyabiliyodum. "Tamam. Adamı bırak." Dışarda nolduğnu göremiyodum ama araba sesini duyunca gittiklerini anladım. Sanırım adamı bırakmıştı. "Şereksiz." Dedi dışardakilerden biri. "Siz iyimisiniz?" "Evet iyiyim." Sanırım alex'in kafasına silah dayadığı adamdı. Bir süre sonra yine bir araba sesi geldi heralde adamda gitmişti. Arabanın kapısı acıldığında kalbim ağzımda atıyodu. İçeri girip kapıyı kapattılar.
Aradan uzun bir süre geçmişti ama hala durmamışlardı. Şimdi ben burdan nasıl incektim. Çok korkuyodum. Kesin şimdi beni arıyodur. Keşke biraz bakıp 'Giderse gitsin. Banane.' Dese. Ama demiyo işte. Birden ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Elimle ağzımı örttüm. Araba hemen durdu. Kahretsin duymuşlardı. Şimdi beni görüceklerdi. Ben napıcam. Korkuyla bagajın en köşesine sindim. Kapak açılınca gün ışığı içeri doldu. Yavaşça parmaklarımı gözlerimden çektiğimde. Bana şaşkınca bakan dört kişiyi gördüm. Mükkemmel. Şimdi napıcaktım ben.
Deniz
Okula girdiğmizde herkes bana tuhaf tuhaf bakıyodu. "Ne lan. Hiç pijama giyen kız görmediniz mi?" Dedi yusuf. Hepsi önüne döndü. Tabi biz uzaklaşınca hemen dedikodumu yapcaklardı. Alışıldık durum. Sınıfa girdiğimde yine aynı bakışlar vardı. Rüzgara baktığımda suratında bir sırıtış vardı. Gözlerimi kısıp ona sinirli bir bakış attıp sırama oturdum. "Dikkat çekmek için herşeyi yaparsın diğmi?" Dedi yan sıramda oturan çiğdem. Çiğdemle lise birden beri düşmanız. İşin en kötü yani ise benim göz zevki eksi bir milyon olan yusuf arkadaşım için geçiremiyorum. Okulda başka kız kalmamış gitmiş şu çiğdeme aşık olmuş. "Bu konuda seni geçemem canım. Sen dikkat çekmeyi iyi bilirsin." Diyip göz kırptım. Anında kaşları çatıldı. "Önüne dön ciğdem." Dedi murat. Murata ters bir bakış atıp önüne döndü. Bu kız beni çıldırtıyodu. Hayır yani okulda okadar güzel kız var bula bula çiğdemimi buldun gerçekten yusuf. Neyse gönül bu otoda konar kaşarada. Ders ingilizceydi ve benim tek nefret ettiğim ders oydu. Kafamı sıraya koyup uyucaktım herzamanki gibi. Ama ilk önce yusufla konuşmam lazımdı. Tam önümde oturuyodu.
Kardeş kusura bakma. Sinirimi bozuyo.

Yazıp ona verdim. Bir kaç saniye kağıdda okudu ve sonra kalemi eline alıp birşeyler yazdı.
Önemli değil sarışın hadi uyu sen.

Notu okuyunca gülümseyip uyumaya başladım.

Omzumdan dürtülünce "Of nevar? Abi beş dakka daha." Dedim homurdanarak. "Deniz kızım kafayımı yedin sen. Ne abisi. Valla delirtcen sen beni." Dedi ingilizce hocası. Ne ingilizce hocasımı? Hemen kafamı kaldırdım. Doğru. Ben sınıftaydım. Pijamadan dolayı evde hissetmiştim heralde. "Bunu beden hocasına ver. Zaten ders dinlediğin yok." Deyip bana bir kağıt uzattı. Kafamı salladım. Hala uyku sersemiydim. Yavaşça spor salonuna girdim. "Vay bizim sarışına bak." Dedi ahmet. Onun yanındaki yavşak arkadaşıda ıslık çaldı. Gözlerimi devirip kapıyı çalarak hocanın odasına girdim. Kağıdı masaya koyup çıktım. Tabi hoca bana garip garip bakmıştıda. Yine ahmetin sırıtan suratıyla karşılaştığımda sakin olmaya çalışarak arkamı döndüm. Bir iki adım attıktan sonra sinirle ahmete dönüp "Bacak bacak! Sendede var. Neyi bukadar dikkatini çekti. Yani bönbön bakmani gerektircek birşey yok." Dediğimde kaşlarını çatarak soyunma odasına girdiler. Bir alkış sesi duyunca kafamı oraya çevirdim. Bu rüzgardı. Ben kafamı çevirince kollarını göğsüne bağlayıp gözlerini bana dikti. Hızla yanına gidip "Ne bakıyosun?" Dedim sinirle. "Çocukları iyi paket ettin. E ben sana dedim uzun giy diye. Bu abazalarla uğraşmak zorunda kalmazdın. Ayrıca fazla abartıyolar. Okadar güzel değilsin." Diyip ellerini başının arkasında birleştirdi. Bu bana çirkin mi demişti? "Sen kendine bak kas yığını." Diyip kollarımı ğöğsümde birleştirdim. "Ben kas yığını değilim. Düzenli spor yapıca istemesende oluyo. Seninde yapmadığın belli." Dedi hafifçe yaklaşarak. "Ah. Şimdide bana kilolumu diyosun?" Dedim gözlerimi kısıp bende hafifçe yaklaştım. "Nasıl anlarsan?" Diyip geriçekildi. Arkamı dönüp spor salonundan çıktım. Pisliğe bak bide bana kilolu demişti.
Fırat
Bu ingilizce dersi bitmek bilmiyodu. Sıkıntıyla ofladım. Uyumayı denedim ama olmadı. Bu yüzden anonime mesaj atmaya karar verdim. Telefonumu sıranın altına koyup mesaj gönderdim.
Fırat: Ne'haber.
Sapık anonim: Bak bunu tahmin etmemiştim
F: Beni nerden tanıyosun?
Sa: Tamam. Yüzümü görmediğin için anlatabilirim.
F: Anlat anlat. Çok merakettim.
Sa: Eski okulumuzda ben koridorda (zil çalmıştı ve kimse yoktu) dalgın dalgın yürüyodum sen ise telefonunla uğraşıyodun. Sonra çarpıştık. Sen telefondan başını kaldırmadan "pardon hacı" dedmiştin. Ozamanlar onuncu sınıftaydık. Ozamandan beri seni seviyorum.
Mesaji okuduktan sonra kaşlarım havaya kalktı.
F: Sen neden bu okula geldin?
Sa: Meraketme. Seni takipetmedim. Jzjdk. Sen gittikten beş gün sonra babamın maddi durumu biraz kötüleşti. Oyüzden bu okula geldim.
F: Üzüldüm.
Sa: Aslında ben çok üzülmedim. Eskidende okadar para harcayan biri değildim. Zaten özel okuldakileride sevmiyodum. Daha çok annem zorlandı.
F: Hımm. Peki aynı sınıftamıyız.
Sa: Bunu sorcağnı biliyodum. Hayır.
F: Peki benim sınıfta verdiğim tepkiyi nerden bildin?
Sa: Tahmin.
F: İyiymiş. Dersiniz ne.
Sa: Sen kendini akllı mı sanıyosun? Benden hangi dersi işlediğmi öğrenip on birinci sınıflara bakcaksın diğmi?
F: Tamam çok zekisin. Pes ediyorum.
Sa:🙄
F: peki neden ilk mesajında 'çok klasik😥' dedin?
Sa: Çünkü klasik birşey. Kız çocuğa aşık olur. Göt korkusundan kendini gizleyip anonim olarak yazar. Sonra çocuk başka bir kıza aşık olur. Anonim kız ise sevdiğim çocuk şimdi mutlu diye kendini avutur.
F: Yalnız bunların tamtersi olması gerekmiyomuydu. Çocuk kızı farkeder ve ona aşık olur ve sonsuza kadar mutlu olurlar falan.
Sa: O masal. Bu gerçek hayat.
F: Biraz karamsarmıyız.
Sa: Galiba. Bana aşık olma ihtimalin kaç.
F: Bilmem. Yeni konuşmaya başladık. Daha yüzünü görmedim. İlk görüşte aşk olmasın imkanıda yok.
Sa: Tamam. Neyse baybay.
F: Baybay.

Fıratla anonimin konuşmalarını seviyomusunuz?

İstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin