15.Bölüm: Seninim, Affet

105 8 2
                                    

  Bursa!dan selamlar. Evet, bu bölüm senin için çünkü Bursa'dayım ve aklıma sen geldin. Ayrıca profilini gördüm, çok mutlu oldum. En azından böyle teşekkür edeyim dedim. Aslında daha önce gördüm ama bu bölümü çok sevdiğim için... Tam anlatamadım ama sen anlamışsındır beni. Tuhaf bir bölüm oldu ama sevdim ben. Hece ölçüsüyle şiir bile yazdım :D Neyse bölümler ilerledikçe asıl doğamı gösterip gevezeleşiyorum.

  Hmm... Cumartesi. Uyumadığıma göre bana hala cumartesi :D

   

*** Shimizu ***

  

   Güneş ıssız bir rüzgarla geliyor uzaklardan. Yumuşak dokunuşlarla okşarken geldiği gibi gidiyor başka diyarlara, yalnız. Arkasına bakmıyor giden, özgürlüğünün bedeli bu belki de. Kimse duymuyor çığlıklarını, kayboluyor işveyle çağıldayan engin suların arasında. Güneş dokunuyor o sulara, rüzgar gidiyor. Sadık bir sevgilil gibi bekliyor uzaklarda, öbürü eşsiz maviliklerde eğlenirken. Hercaim olsan da olur, ben beklerim. Benim olmasan da olur. Ben beklerim.

   Güneş ıssız bir rüzgarla geliyor uzaklardan. Beni sev diye yalvarıyor rüzgar. Güneş sarılıyor denizde yakamozlara. Ben yine de severim diyor rüzgar, gözleri ufukta. Anlatmaz masallar bizi, ben sana fısıldarım uzaklardan. Kavruluyor rüzgar güneşinde. Hasret mi yoksa onu darmaduman eden?

   Güneş batıyor uzaklarda. El sallayan çiçekler yok ona, rüzgar gidince. Damla damla üstüne, güneş ısıtıyor içlerini, renklendiriyor, ışıldatıyor. Oynaşıyorlar, şırıldıyorlar; ne güneşten haberdarlar ne de rüzgardan.

   Güneş batıyor uzaklarda. Çöküyor karanlık üstüne, üşüyor. Onu söndüren sevdiği mavilikler ondan habersiz. Tıpkı haberinin olmadığı gibi onun da seveninden. Geç... Gece hepsinin üstünde, gece hepsinden haberdar. Saklıyor ağlayan gözleri, düşen yüzleri, umutsuz yürekleri. Acıtıyor sevmek seni.

   Güneş doğuyor yeni bir güne. Yeni umutlar filizlenmiş yeşilliklerinde. Ve yine doğacak başka bir gün, yeni hayallere. Rüzgar esmeyecek, karıştırmayacak saçlarını. Güneş varsa var o, rüzgarsız da güler güneş. Ben olmayacağım. Sönüyor fırtınam, siliniyorum.

   Güneş parıldıyor tüm ihtişamıyla gökyüzünde. Ben yokum yanında.

 

   Defteri yavaşça aldığım yere bıraktım. Hissedilebilir bir huzurla uyuyan yüze çevirdim gözlerimi. Uzun zamandır burada olmasam da biliyorum bu ifadeyi. Umutsuzluk, vazgeçiş, kabulleniş, ... Ve hepsinden öte... Ölüm... Her gün farklı biriyle yatan vefasız sevgili. En büyük korku, yakın arkadaş, mutluluk, kaçış, kaybediş... Pek çok yüzün var ölüm, pek çok şeklin... Bazen geç kalıyorsun, bazen de fazla erkencisin. Herkese farklısın, bu yüzden kimse vazgeçemiyor senden. Bir gün olsun unutturmuyorsun. Ne arkana bakıyorsun ne önüne. Hep yalnızsın, hep yalnız bırakıyorsun. Onun için ne ifade ediyorsun? Güneş kim ya da rüzgar? Mavi kim? Kim özgür?

   -"Başkalarının eşyalarını karıştırmamalısınız, Shimizu-san."

   Sesi her geçen gün daha mutsuz, daha kısık, daha umutsuz. Gözleri gülmüyor artık. 'Hissediyorum' diyor, 'Bu sefer benim için gelecek.'  Umudunu kesmiş hayattan ama yaşamak istiyor. Bir sevdiği var, biliyorum. Kalbindek kopan her kelime beni yakıyor okudukça. Yazıyor hece hece, bir gün okur diye. Yine de okumasın istiyor, üzülür diye.

   -"Masalını biliyor musunuz, iki sevgilinin? Bekleyişin?" Kafamı sallıyorum, anltacaklarını dinlemeye hazır. Her gün farklı hikaye, aynı özlem.

Kalbimin KanatlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin