16.Bölüm: Zamanda Bir Yansıma

75 9 3
                                    

   Sonunda döndüm! Bundan sonra tekrardan eski düzeninde yani haftada bir bölüm yüklerim diye düşünyorum. Özel bir günü olsun mu yoksa kafama göre mi takılayım? Sabırla bekleyen herkese teşekkür ediyorum ve aynı zamanda hepinizden özür diliyorum. Bu arada bu şarkıyı dinledikçe benim biricik hastam geliyor, hüzünleniyorum. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.

  Konuşması çalan telefonumun sesiyle yarıda kaldığında rahatladım. Ekranda senpainin adını görünce hemen açtım. "Alo, se-"

   -"Toru-san ile mi görüşüyorum." Sakin ama aynı anda endişeli bir sesin sorduğu soruyla daha önce hissettiğim tüm korkular, endişeler gün yüzüne çıktı. "Evet, benim." dedim emekleyen duyguları arkalara göndermeye çalışarak.

   -"Küçük efendinin katılması gereken acil bir iş çıktığından bu akşam sizinle görüşmeye gelemeyecek. En kısa zamanda sizinle iletişime geçecektir. Anlayışınız için teşekkürler." Böylelikle başka bir kelime etme fırsatı bulamadan telefon kapandı.

    'Bir sorun var.' Tek düşünebildiğim bu oldu. Bir sorun var ve senpai bana anlatmadı. Muhtemelen sesinin haftalardır neşesiz gelmesinin sebebi de bu. Hasta mı acaba? Neyi var? Neden bana söylemiyor?

   -"Terk edildin sanırım?"

   Şu an onunla uğraşamayacağıma karar vererek oradan ayrıldım. Daha fazla durmak için bir nedenim yok. Yapabileceğim tek şey beklemek.

   -"Bana döneceğini biliyorsun, Toru-chan!" Arkamdan bağırdığını duydum, 'Toru-chan' derken senpaiyi taklit ederek. Yine de üstünde durmadım. Şu an ne o ne söyledikleri önemli değil. Başka dertlerim var. Benim olmayan ama onun olduğu için yüklenmek istediğim dertler.   

   İçimde bir his var. Şimdi görmezsem bir daha göremeyecekmişim gibi. Kalbimdeki yeri güçlenirken siliniverecekmiş gibi. Kendi kuruntum ama görmek istiyorum. Elini tutmak istiyorum.

   Anlamakta geç kaldım muhtemelen.

   İtirafım da geç belki.

   Ama...

   Ben galiba seni..

  Seni seviyorum.

   Koşmalıyım, gitmeliyim yanına. Nereye? Bilmiyorum. Ayaklarım götürür belki benim bihaber olduğum kaderime. Mucizeler gerçekleşir mi benim hayatımda? Yağmurlar besler mi hikayemi? Güneş kurutur mu gözyaşlarımı? Neden attığım her adım yanlış yollara çıkıyor? Doğru sandıklarım, inandıklarım, yalanlarım, kandırmacalarım, kurnazlıklarım, masum oyunlarım... Yağmur selim, güneş çölüm benim. Çatlıyor toprağım, akıp gidiyor umutlarım. Ben sadece sevmek istiyorum, sevilmek. Birisine ait hissetmek, evim diyebilmek. Küçükken de beceremezdim, bir araya gelmezdi yapbozum. Şimdi de uymuyor parçalar. Yanlış zamanda seviyorum belki de yanlış kişiyi. Kalbimi dinliyorum hep ama bana hiç söylemiyor gerçeği. 

   Koşmalıyım, bulmalıyım onu. Önemli olmazsa bırakmaz beni. En olmadı haber verirdi, başkasına aratmazdı. Kesin bir şey olmuştur. Acil bir şey olmuştur, birisine bir şey olmuştur. Bir yakını hastalanmıştır belki de kendisi. Ne zamandır iyi değildi sesi. Neşesi de yerinde değildi. Bilinmemezlik içten içe bitiriyor içimi, aç bir kurabiye canavarı. Öyle ki sesini bile duyabiliyorum her ısırışın, dökülen parçaların. Parça parça dökülüyorum koştuğum yola. Bıraktığım izler bulsun yolumu ben bulamasam da.

   Yanında olmak istiyorum. Bir taş değil çığ koptu yerinden, yuvarlanıyor eteklerime doğru gittikçe büyüyerek. Kötü bir şeyler var hissediyorum. Belki de umuyorum, bilmiyorum. Acınacak haldeyim, beni bırakmış olmasındansa başına başka bir şeyin gelmiş olmasını umuyorum. En olmadık dilekler gerçekleşirmiş. Beni dinleme sen. Sana bir şey olmasın, seni bir daha görmesem de olur. İyi ol, yeter.

Kalbimin KanatlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin