-11-

80 39 12
                                    


Düğün mekanı birkaç mahalle yukarıda bir yerdeydi. Aradaki mesafe yakın olmasına rağmen arabayla gitmeyi tercih ettik. Düğün yerine gelene kadar aynadan arkada oturan Berra'yı izledim sadece. Bir ara ona olan bakışlarımı fark edecek oldu ki hemen gözümü ondan ayırıp önümdeki yolu izledim.

Beste'nin tarif ettiği yere tam olarak gelmiştik.
"Evet işte burası."deyip düğün yerini işaret etti Beste. Daha sonra arabanın kapısını hızlıca açıp indi . Beste'nin bu kadar aceleci tavrı ve pratikliği beni bazen şaşırtıyordu. Beste gibi bir sevgilisi olan Burak'a bakıp üzüldüm.

Burak, her defasında Beste ile çok ciddi düşündüğünü söylüyordu. Hatta birkaç aydan sonra sözleneceğini söylemişti. Yaklaşık olarak üç ay gibi bir süredir birlikteydiler bu kadar kısa bir sürede hemen evliliğe adım atmaları bana göre çok erkendi ama bu Burak'ın özel hayatıydı, karışmak istemiyordum.

Berra daha arabadan inmeden, ben ondan önce davranıp centilmenlik yaparak kapısını ona ben açtım ve inmesini bekledim.

"Buna gerek yoktu." Dedi ve bana anlamsız bir şekilde baktı. Doğrusunu söylemek gerekirse daha farklı birşey demesini bekliyordum.'Çok naziksin' gibi. Her neyse deyip geçiştirdim. Düğün mekanı yaz mevsiminde olan düğün için fazlasıyla idealdi. Her taraf yeşilliklerle doluydu aynı zamanda, etrafta sırasıyla dizilmiş çiçekler düğüne ayrı bir hava katıyordu.

Beyaz ampuller,dört bir yana sarılmış etrafı aydınlatmaya yetiyordu. Biz hemen gelin ve damadın karşısında duran masaya doğru ilerledik. Misafir konuklar çoktan yerini almıştı. Burak, hemen Beste'nin yanında oturmayı tercih etti. Bende hemen Berra'nın yanında oturdum.

"Mavi gömlek giymen güzel." Dedi birden Berra.

"Gerçekten beğendin mi?"

"Yok, yani evet. Her erkeğe gömlek yakışır." Dedi. Yine sağ gösterip sol vurmuştu. Tam güzel birşey ağzından çıkmasını beklerken aksine beklemediğim birşey söyledi.

"İltifat olarak kabul ediyorum."

Aradan çok az bir süre geçtikten sonra aşırı derecede abartılı giyindiğinden gelinin annesi olduğunu anladığım, orta yaşlarda bir kadın yanımıza doğru geldi. Ağzını kıvırırken, ortamın havasını bozacak bir tipi vardı. Kadının gelmesiyle Berra'nın yüzünde hayince bir sırıtma kapladı.

"Canlar hoşgeldiniz." Dedi ve küçük bir kahkaha attı. Burak ve ben 'hoşbulduk' der gibi başımızı sallayıp gülümsedik.

"Hoşbulduk Menkıbe teyzeciğim." Dedi Beste. Daha sonra oturduğu yerden kalkıp adını yeni öğrendiğim Menkıbe teyze ile tokalaştı.

"Ayol sensin teyze." Dedi Menkıbe teyze. Beste neye uğradığına şaşırmış halde Menkıbe teyzeye bakıyordu. Daha sonra istemsiz bir gülümseme oluştu yüzünde.

"Berracığım, yeni boyfriend'in bayağı yakışıklıymış. Tü tü maşallah." Derken

"Menkıbe teyzeciğim Selim benim arkadaşım." Dedi Berra ciddi bir ses tonu kullanarak.

"Hadi oradan! Kız ben bilirim bu işleri. Bak benim kıza, Hayri'ye sürekli arkadaşım derdi. Bugün kocası olacak." Dedi ve yine o sinir bozucu kahkaha kapladı yüzünü.

"Ay sen ne tatlı şeysin öyle!" Dedi Beste ve gülmeye başladı.

"Bu zamanın gençleri de böyle artık. Arkadaşım diye başlayan kocacığım diye son bulur." Dedi Menkıbe teyze.

"Menkıbe teyzeciğim, bak yeni misafirler geliyor sanırım. Sen git onlara bir hoşgeldin de ayıp olması sonra."

"Tamam her neyse ben sizi erkek arkadaşlarınızla yanlız bırakayım." Dedi ve yanımızdan ayrıldı.

KOZALAK #Wattsy2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin