Multimedya: Derin...
Şarkıyı tavsiye ederim..
***
Eren hoca ağzı kulaklarında giriyor içeri
"Eğtim hakkını dondurmanın sana büyük yararı var.İnan böylesi daha iyi oldu...Kemoterapiye hemen girmelisin geciktirmenin manası yok...Eğtim hakkını dondurup beni daha fazla sinirlendirmediğin için teşekkürler."
Eminim bunu söylemeyi planlamıştı.Eğtim hayatım boyunca hiçbir öğretmenime kin duymamıştım ama bu adama sinir oluyordum...Ve sadece bunu söylemek için o çok sevdiği koltuğundan kalkıp buraya kadar gelmiş olması çok sinir bozucuydu.Ben onu sadece o büyük odasında sandalyesindeyken seviyordum ve ağzını açmadığı zamanlarda...O çıkana kadar sesimi çıkarmadım.Tam çıktı yalnız kaldım diyip derin bir nefes almıştım ki aldığım nefes bile bana zehir oldu kapı tekrar açıldı ve Derin süklüm püklüm içeri girdi.
"Burada ne işin var?"
"Şey...Ben...Yani annen temiz kıyafet getirmiş..."
"Peki..BIRAK ÇIK!"
"Arda?"
"Sağar mısın? çık dedim bırak çık."
"Ama ben sana bir şey soracaktım."
"Ne!"
Konuşması bile sinirimi bozuyordu...
"Şey.."
"Ne?Hadi çabuk söyle"
"Ne kadar sürecek bu sürgün beni kendinden ne kadar uzak tutacaksın?"
Vücüdumun yandığını hissettim.Ağlamayacağım.Yutkunuyorum.
"Sen iyleşeceğime inana kadar."
"Ben..zaten inanıyorum."
Gözlerinin içine baktım..Ama sevgi dolu değil...Sinir...Hayal kırıklığı...öfke ve özlem dolu...
"Derin dışarı çık."
"Peki...tamam ama unutma ki.."
"Her neyse dışarı çık ve kapat kapıyı!"
Arkamı dönüyorum ama çıkmasını istediğimdem değil gözyaşlarımı görmesini istemediğimden.Neden insanlar erkeklerin duygusal olarak güçlü olduğunu düşünürler ki Erkeklerde ağlar...Onlarda kırılırlar...Onlarda insanlar...Sesimin soğuk çıkması için kıvranıyorum..Neyse ki beni daha fazla zorlamayıp dışarı çıkıyor...Kalkıp kapıya doğru ilerliyorum.Sırtımı kapıya dayayıp yere çöküyorum.Kapıyı açsa...Özür dilese...Sarılsak... ayrılmasak...İç çekip kalkıyorum sanki o da kapının ardında ve biz sırt sırtayız gibi geliyor..Ağır ağır kalkıp kıyafetleri dolaba yerleştirmeye başlıyorum...Bavulun içindeki ceketi çıkarınca bacağıma bir şey çarpıyor...Elimi ceketimin cebime sokup kutuyu çıkarıyorum çok tanıdık geliyor....BU KUTU...Kahretsin vermeyi nasılda unutmuşum.Kutuyu açıp içindeki kolyeyi avuçlarımın arasına alıyorum...
"Derin..."
Yapmamalıydım...Fazla tepki vermemeliydim...Nasıl acımasız ve soğuk bir şekilde Defol demiştim!Kapıyı açtım.Koridoru koşarak geçerken...Bir şeylere çarptım..Ama kafam allak bullaktı...
"Derin!!!"
Yoktu.Nefesim daralıyor....En son bahçede buldum onu bankta arkası dönük omuzları titriyor...Ağlıyor olmalı....YALNIZ....Kızıl saçları ikindi güneşinde parlıyor...Yaklaşıyorum..
"Derin..."
Hızla arkasını dönüyor ıslak ve kızarmış tarçın rengi gözleri gözlerime çakılyor
"Sen...Neden...Geldin"
Hemen önüne geçip diz çöküyorum.Çünkü onun gözlerine bakınca dizlerim bedenimi taşımıyor...
Ellerini avuçlarıma alıp göğsüme koyuyorum.Tam kalbimin üstüne...
"Derin..Affet beni olur mu?"
Gözlerini ayırmıyor bir an bile boynuma sarılıyor.Hıçkıra Hıçkıra...
"Sen affet.."
Sımsıkı sarılıyorum.
"Bırakma...Beni sakın Bırakma.....Bir daha deneme bile!"adeta yalvarırcasına bakıyor gözlerime tirtir titriyor...Ufak bir kız çocuğu gibi...
Yumruklarımı o kadar sıkmışım ki kolyenin avucumun içinde olduğunu unutmuşum acısıyla kendime geliyorum...Elimi açmadan ona uzatıp nemli gözlerle bakıyorum.
"Bu ne?"
Sadece gülümsüyorum..Elini uzatıp avucumu açmaya çalışıyor...İnada gülümseyip dudaklarımı büzüyorum.Daha sonra yavaşça açıyorum
"Ufak bir hatıra....Biraz gecikmiş ama hala bize ait."
Uzun uzun bakıyor avucumun içindeki kolyeye...Sonra parmaklarını avucumdaki kolye izinin üzerinde gezdiriyor.
"Takar mısın?"
Ayağa kalkıyorum..Onun bana verdiği güçle....Saçlarını toplayıp sağ omzuna bırakıyorum açıkta kalan ince boynuna kolyeyi takıp ufak bir öpücük konduruyorum...Kızararak....Elimden tutuyor ayağa kalkıp koluma giriyor bahçede yürüyoruz...Biraz sonra koşmaya başlıyoruz..Kahkaha atıp birden duruyor...Bu kız hala çocuk....Kollarını boynuma sarıp geri çekiliyor.Yüzümü inceleyip
"EVLEN BENİMLE!" Haykırıyor adeta
"!?"
"Duydun beni evlen benimle...."
"Derin!"
"ŞŞŞT SANA EVLENİR MİSİN DİYEN OLDU MU! EVLEN DEDİM!"
Gülümsedim
"İtiraz hakkı tanımıyorum."
"Ama ben...Ben hastayım"
"Hayır asıl ben hastayım..."
Anlamsızca bakıyorum..
Kahkaha atıyor eliyle başını işaret ediyor
"Anlarsın ya!"
Gülüşüyoruz.
"Evlen!"
"Tamam Deli kız."
Sarılıyorum..Kucağıma almak için yelteniyorum gücüm yetmesede kaldırıp etrafımda döndürüyorum...Nefes nefese...Ama o yinede gülüyor...Koluma yapışıp beni yine huzura sürüklüyor...
****
Daha bitmedi 7 bölüm felan kaldı....Finale adım adım....AMA DAHA YAŞANACAK ÇOK ŞEYİMİZ VAR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Denizi
Chick-LitYAŞANMIŞLIKLARDAN ESİNLENİLMİŞTİR Bir düşünün daha hayata başlıyorum derken ölüm korkusu kapınızı çalsa...Her aldığınız nefes size ölümü hatırlatsa,Ve Azrailin soğuk nefesi her an ensenizde dolaşsa....Ne yapardınız? *** Arda ve Derin...İki genç...İk...