Merhaba değerli okuyucularım.Yarın sınavım var ve öyle bir konular veriyorlar ki o konular köpek sınava girse verilmez 11.Sınıf koyuyor abi hemde çok koyuyor birde Üniversite Sınavları var o daha çok koyacak.Neyse bir tane duyurum var Atlas ve Lunar'ın olduğu bölümler ya Atlas'ın yada Lunar'ın ağızından diye yazılacak bilginize.Bugün şikayetle girdim bugünlük böyle olsun ne yapalım diğer hafta daha rahat oluruz
Hepinizi seviyorum iyi okumalar ❤️❤️❤️😘😘😘
Chionie'nin ağızından;
Yavaşça yatağımdan kalktım.Gerindikten sonra etrafıma bakmaya başladım
Ah tabii ya!
Kraliçe Onoria'nın isteğini geri çevirdiğimiz için zindana atılmıştık.Ne şans ama
Dylan hâlâ horlayarak uyuyordu.Dün bayağı bir öfkelenmişti yorulmuş olmalı
Tak tak tak sesleri ile üçüncü hücrenin duvarına baktım.Sesler üçüncü hücrenin duvarından geliyordu
Yavaşça yataktan kalkıp üçüncü hücrenin duvarının parmaklıkları ama baktım.Sonunda üçüncü hücrenin mahkumunu görecektim
İçeriye baktığımda bizim hücrenin aynısını gördüm sadece tek bir yatak vardı.Birileri ortada oturmuş bir şeyler yapıyordu.Bu üçüncü hücrenin mahkumuydu namı değer ses.Onoria'dan farklı olarak bacakları vardı ve 3 parmağı vardı.Parmakları ördek ayakları gibi perdeliydi onun dışında Onoria'nın derisinin rengi olan su yeşili bir derisi vardı.Koyu yeşil saçları kısa kesilmiş ve boğazına geliyordu.Ses daha çok bir insana benziyordu ama su yeşili bir derisi ve perdeli parmakları hariç ayrıca üzerinde hiçbir şey yoktu
"Günaydın"dedi sevecen bir sesle ama arkasını dönmemişti
Uyandığımı ve ona baktığımı nereden biliyordu?
"Şey... Günaydın..Sen-"
"Bana baktığını hissetim.Ayrıca kalkınca hücrenin duvarına gelmek için suyun içinde yaptığın hareketleri hissettim"dedi
"Anlıyorum.."dedim
Ama anlamamıştım.Sudaki canlıların hareketlerini bir şekilde hissediyor olmalıydı.Yanında bir şey duruyordu
Bir alet çantası! Alet çantası ne arıyor burada?
"Acaba..Ne yapıyorsun?"dedim
"Ah! Bir mesaj makinesi!"dedi ve arkasını döndü ve elindeki robot balığı gösterdi.Altın renginde anca baş parmağı boyunda küçük bir balıktı.Gözleri kırmızı camdan yapılmıştı
Tabii 'Balık Adamın' yüzünü görme fırsatımda oldu.Yüzü bir insan yüzüyle aynıydı.Gözleri gri renkliydi ama Onoria gibi değildi göz bebekleri vardı.Bana bakıyordu
"Vay canına.Bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim"
Ya bir dur bir dur! Daha tanışalı iki dakika olmuştu ne bu iltifat?
"Teşekkür ederim"dedim
"Ama sen sanırım yanındaki kaba arkadaşa aitsin"dedi
"Onun adı Dylan ve o kaba değil..Sadece dün biraz öfkeliydi"dedim ve arkama baktım.Dylan hâlâ mışıl mışıl uyuyordu
"Dylan..Peki sen?"diye sordu
"Chionie"dedim
"Bende Ocelus"dedi
Ocelus...Ne garip bir isim.Sanki benim ismim her gün duyulan bir şey
"Tamam şimdi şu bebeği çalıştıralım"dedi Ocelus ve küçük sarılmış bir kağıdı balığın ağızına soktu ve bir tane düğmeye bastı.Balık kuyruğunu bir pervane gibi döndürerek hücrenin parmaklıklarına gitti ama tam dışarı çıkacağı anda minik bir elektrik çakması ile hücrenin içine düştü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Prenses
FantasyEjderhalardan Ateş Kabilesinden bir Melez dünyaya geldi.Bu Melez Bir Kurt ve Ateş Ejderhasının melezi.Neredeyse bütün ırkların severek gücünü istediği bir Melez...