Melez Prenses

❄️Ölüm Laneti🔥

Evet benim değerli okuyucularım.Geçen bölümde söylediğim gibi bu bölümde sadece Atlas ve Lunar olacak.Biraz da etrafa onların gözünden bakalım.Hep Chionie ve arkadaşları biraz baymasın.

Yavaş yavaş 1000 like olurken 14K okunma olacağız cidden büyüyoruz M.P ailesi 20K olmaya az kaldı ve 20K olduğumuz zaman size kocaman bir sürpriz yapacağım (Youtuber gibi konuştum ha)

Bu bölümümüzde yeni karakterler olacak ve bugünde iki bölüm atacağım ama diğeri Karakter künyesi olacak

İyi okumalar sizleri seviyorum ❤️❤️❤️😘 😘😘

Atlas'ın ağızından;

Kardeşim Lunar etrafı incelerken ben dışarıya bakıyordum.Mor uzay gemisi bir uçak gibiydi ama sadece 12 tane sıra ve her sırada 2 tane koltuk olmak üzere maksimum 24 tane koltuk vardı ve iki taraf 6 tane olmak üzere dizilmişti

Lunar ile birlikte 3A ve 3B koltuklarına oturmuştuk hemen karşımızda 3C ve 3D vardı.Bavullarımızı Uzay uçağına binerken bir görevliye vermiştik

"Yolcuların dikkatine Arsmus Element Akademisine yaklaşık 2 saat vardır bilginize" dedi Pilot

Yolcu yoktu ki pilot yolcu desin bir ben birde Lunar vardı.Tabii bu uçak otobüs gibi değilse o farklı tabii

Bir dakika?!
Arsmus Element Akademisi mi? Annem Lunar'la beni bir Element Akademisine mi yazdırmıştı? Ama neden? Bizim gezegenimizde de bir akademi vardı ama pek fazla kaliteli değildi ama yinede akedemiydi

"Ne içersiniz?"dedi bir kadın yanımıza gelerek her halde hostesti.Turuncu saçları ve bembeyaz bir derisi vardı ve iki tanede kırmızı boynuz.Ne olduğunu bilmiyordum ama tehlikeli olduğu kesin

"Ben meyve suyu istiyorum"dedi Lunar sevinçle

"Ben bir şey almayacağım teşekkür ederim"dedim

Hostes kafasını salladı ve Lunar'a hangi tür istediğini sordu.Lunar şeftali istedi

Kafamı cama yaslamış dışarıyı izlerken uzayı izliyordum.Siyah ve gezegenlerden oluşan harika bir görüntüsü vardı.Köyümüzdeyken dışarı çıkmamız hatta gezegenden ayrılmamız mümkün değildi bir şartla ayrılabilirdin o da Eğer üstün bir rütbeye sahipsen.Babam gitmişti ilk gittiğinde ben 3 yaşımdaydım geri döndüğünde 5 yaşımdaydım geldiği gün kar yağıyordu ve yatağımdan sevinçle kalmıştım babam gelecek diye geldiğinde ise hayranlıkla baktım ona

Kahverengi uzun saçlar.Her Wendigo gibi uzun bir boğaz.Bembeyaz bir ten ve lacivert gözler üzerinde de gözlerine uyan bir zırh tabii bu olay annem sırtımı deşmeden önce başlamıştı.Bana sarılmış ve bana 'Prenses'demişti o günden beri babam bizimle birlikte ama eve pek nadiren geliyor çünkü Wendigo Sarayının Komutanı

Gözlerimi kapattım ve biraz dinlenmeye karar verdim.Bayağı yorgundum yeni kalkmış olmama rağmen

"Atlas! Atlas! Uyan uyan!"diye beni sarsan kardeşime baktım.Koltuktan ayağa kalkmış zıplayarak beni uyandırmaya çalışıyordu

"Tamam Lunar,Zıplama üzerimde"dedim ve gerindim.Lunar zıplaya zıplaya giderken arkasından seslendim

"Lunar,Beni bekle"dedim ve dağılmış saçlarıma çeki düzen vererek koltuktan kalktım

Uçağın çıkışından Hostes Turuncu saç bize bavullarımızı veriyordu

Kapılar açılırken kardeşimin elini tuttum ve merdivenden aşağıya indim içerisi büyük bir uçak garajı gibiydi.Merdivenlerin altında bizi bir kadın bekliyordu