be cool

15.2K 1K 507
                                    

Shawn sevenler coktan medyayı açtı hdhsn

İyi okumalar

--

"Baekhyun seni ne olarak görüyor?"

"Anlamadım?"

"Gerçekten sevgilisiniz değil mi? Yoksa beni üzmek için mi sevgiliyiz diyorsunuz?"

Chanyeol gözleri devirerek mutfaktan çıkıp salona geldi. Jongin'e asla bunun sahte olduğunu söylemezdi. Baekhyun bu kez onu vurabilirdi.

"İstediğin kadar üzülebilirsin, Baekhyun ile sevgiliyiz."

"Peki şimdi nerede? En son ne zaman konuştunuz? Mesaj atıyor mu, telefonuna bakacağım." Hızla uzuna yaklaşsa bile Chanyeol daha hızlı bir şekilde telefonunu alıp cebine atmıştı.

"Neden kurcalıyorsun?"

"Chanyeol ben senin arkadaşınım. Onun seninle sevgili olmayacağını biliyorum." Baekhyun'un arkadaşına katlanabileceğini düşünmüyordu.

"Çok biliyorsun." Kendisiyle dalga geçen arkadaşıyla uğraşmak istemiyordu. Daha yeni oturduğu koltuktan kalkarak çıkışa yöneldi. Jongin'in hala sırıttığına emindi.

Bir de Baekhyun ile konuşmayalı kaç gün olmuştu?

"Chanyeol? Bir sorun mu var?" Evden çıkar çıkmaz telefonu eline aldığını hatırlıyordu ama Baekhyun'un karşıdan sesini duyana kadar onu aradığını farketmişti.

"Neredesin?"

"Çalışıyorum, şuan konuşamam. Bir sorun yok, değil mi?" Onu araması için sorun olması mi gerekiyordu?

"Hayır, sorun yok. İşe mi girdin?"

"Evet, gerçekten müsait değilim. Patron her an gelebilir. Kapatıyorum."

"Seni özledim." Dedi Chanyeol bir anda ve bekledi. Telefon kapanmış mı diye bakacakken Baekhyun'dan ses gelmişti.

"Kapatıyorum." Demişti. Chanyeol söylediği şeyin utancını yaşıyordu. Neden böyle bir şey söylemişti ki? Basamakların üstüne oturtarak ellerini hırkanın cebine yerleştirdi.

Kendine gel Chanyeol...

Baekhyun da kalma...

---

Sonunda okul günüydü ve Chanyeol ilk defa okula vaktinde gitmişti. Bisikletini park ettikten sonra okul koridorlarına düşerek küçük sevgilisini aradı. Tabi onu aradığını belli etmemeye çalışarak.

"Kimi arıyorsun?" Sujin bir şey aradığı belli olan Chanyeol'un karşısına geçti.

"Ne istiyorsun?" Açıkçası kızın adını bile doğru dürüst hatırlamıyordu.

"Bir şey merak ediyorum. Neden herkesin kullanıp bir kenara attıklarının peşindesin?"

"Bu ne demek?"

"Baekhyun," dedi kısaca fakat sonra devam etti. "Ona eskilerini sor, baya kalabalık olduğuna eminim..."

"Şuan iftira attığının farkında mısın?"

"Ben olmayan bir şey üzerinde durman Chanyeol, sana değer verdiğim için söylüyorum bunları. İstersen sorma ama bu kadar masum ayağına yatan biri tarafından kaldırılmana dayanamıyorum..."

Sujin karşısından çekilip gittiğinde Chanyeol dolabını kapatan Baekhyun'u görmüştü. Bu tür şeyler umrunda değildi. Sadece yalana kendisi de dayanamazdı... Baekhyun sadece kısa bir süreliğine sevgilisiydi o kadar... Onu sevmiyordu.

"Onu sevmiyorsun Chanyeol kendine gel."

Kendi kendine tekrar ettikten sonra Baekhyun'un dudaklarını oynatarak çatı dediğini anlamıştı.

Baekhyun tepkisiz bir şekilde ona bakan çocuktan bir gülümseme beklemişti. Yinede anladığını umarak arkasına bakmadan çatıya doğru ilerledi.

Açık bıraktığı kapı kapanınca onun geldiğine emin olmuştu.

"Normalde sana sarılacaktım ama şu ifaden beni ürkürtüyor..."

"Sadece biraz aklım karışık."

"Derslerle ilgili mi?" Durup düşündü. Chanyeol bunları takmazdı. "Ya da basketbol?" Dedi kaşlarını kaldırarak. "O konuda haklsın. Gerçekten karmaşık bulduğum bir spor dalı..."

"Boyun kısa olduğu için basketbol'a tavır almış gibisin?"

"Kendine gelmişsin?" Dedi Baekhyun küçük bir kahkaha atarak. Chanyeol'un bu cevabı çok kötüydü... Baekhyun çok insandan uzundu.

"İşe girmişsin?" Hiçbir mimik oynatmadan aynı ciddiyetiyle konuştu Chanyeol.

"Beni özlemişsin?" Baekhyun da aynı tarzda cevap vermişti. Tek fark, kısa olan sırıtıyordu.

Chanyeol gözlerini devirdi. Karşısında gülümseyen çocuk onu ister istemez gülümsetiyordu. Cevap vermeden her zaman oturduğu yere oturup sırtını duvara yasladı. Baekhyun da yanına gelerek bağdaş kurmuştu. Elindeki poşeti önüne alıp açtı.

"O ne?"

"Dünyanın en güzel şeyleri." Dedi. Chanyeol dünyanın en güzel şeyinin ne olabileceğini düşünürken bir kutu kurabiye gözlerinin önünde sallanıyordu.

"Ye bunları."

"Nereden aldın?" Kucağına bırakılan kutuyu açıp bir tanesini aldı içinden ve Baekhyun'un ağzında uzattı. Baekhyun başını olumsuz olarak çekip gülümsedi.

"Almadım, sen ye."

"O zaman yaptın mı?" Cevap vermemiş sadece gülümsemişti. Dün işten geç gelsede bunları yapmıştı. Chanyeol'un tadıp beğenmesini istiyordu.

Chanyeol gülerek kendi ağzında götürüp bir ısırık aldı.

"Nasıl?"

"Senin gibi." Baekhyun güzel cevabını bekliyordu. "Çok güzel."

"İğrençsin..." dedi gülerek yaptığı iltifata. Chanyeol de gülmüştü Baekhyun'un bu sözüne.

"Hepsini yiyebiliyor muyum?" Deyip kucağındaki kutuyu gösterdi. Baekhyun başıyla onaylamıştı. Zaten onun için olduğunu söylememişti.

"Bu arada dün..."

"Nerede işe girdin?" Baekhyun'un sözünü beklemeden yemek arasında bakmadan sormuştu. Özledim lafının daha fazla vurulmasını istemiyordu.

"Ben de seni özledim, sanırım."

"Ne?" Yemeyi keserek başını kaldırdı. Ancak çoktan çatıdan inen Baekhyun dışında bir şey görememişti.

Tamamen gözden kaybolduğunda gülerek başını kurabiyelere indirdi.

Byun Baekhyun'un önceden ne yaptığı umrunda değildi.

Sadece bu sevgili mevzusunu uzatabildiği kadar uzatacaktı.

Bu telefonda duymaktan bin kat daha güzeldi!

red lips (chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin