"O Chanyeol muydu?"
Baekhyun sarışının sorusuna sessiz kalarak büyük ağacın dibinde oturup bağdaş kurdu. Chanyeol oydu. İki gün geçince her şeyi unutabilen sahte sevgilisiydi...
Yifan yanına gelerek aynı şekilde oturmuştu. Kuzeninin ağlamasına dayanamıyordu.
"İstersen onu dövebilirim?"
"Hayır," deyip başını salladı. "Beni döv. Duygularına sahip çıkamayan benim. Suçlu olan benim Yifan."
"Chanyeol, senin onu sevdiğini biliyor mu?"
Baekhyun tekrar başını olumsuz olarak salladı. Bilmesine gerek yoktu.
"Hayır. Benimle dalga geçmesini istemiyorum. Oyuna kendimi kaptırdığımı düşünebilir."Yifan buna bir şey diyemedi. Chanyeol'un ne yapacağını Baekhyun daha iyi bilirdi çünkü onu tanıyordu.
"Gerçekten üzülmeye devam edersen gidip onu öldüreceğim."
"Pekala, onun kim olduğunu unuttum bile." Deyip gülümsemeye çalıştı. Bu sırada Chanyeol önlerinden geçerken mutlu çifti görmüştü. Yifan kendilerine bakan uzunu farkedince Baekhyun'un saçını okşayarak küçüğü kendine çekti. Gerçekten mutlu olduğunu görsün istemişti.
Chanyeol ağrılarıyla çıkışa doğru giderken düşündüğü, Baekhyun'un onu mahvedişiydi.
---
"Yeni takım oyuncusu Wu Yifan. Çin'den geliyor. Park Chanyeol dışarıda olduğu için yerine oyuna çıkacak. 5 dakikaya herkes toplansın." Chanyeol hala cezalıydı... Uzun sarışınla burada karşılaşmayı beklemiyordu.
Onun yerine Baekhyun'un yeni sevgilisi alınmıştı, mükemmel. Tribünden Yifana gülümseyerek destek veren Baekhyun, Chanyeol'un yüzüne bakmıyordu bile.
Chanyeol daha fazla sahada yer kaplamayarak yerine geçti. Baekhyun'dan daha önce gizlice aldığı bilekliği bileğinden çıkararak çantasına atmıştı. Baekhyun ve Chanyeol bitmişti. Artık yas tutmamalıydı... Baekhyun gibi devam edecekti kendiside...
---
"Lee Junyoung dışarıda! Park Chanyeol oyuna girsin." Takım kaptanı bağırsağa gelen giden olamamıştı. Bekleme alanında da Chanyeol görünmüyordu. Takım sayısı gerideydi ve cezalı oyuncu yüzünden sayıları eksilmişti. (Basketbol hakkında bilgim sıfıırın altında eksi bir haberiniz olsun)
"Park Chanyeol nerede!?" Bu kükreyen kişi yüzünden tüm takım sıçramıştı. Koçları kısa süreliğine mola istediğinde iki takımda ayrı yerde toplanmıştı. Yedekte sadece Chanyeol'u bırakmaları saçmalıktı. Orada bile değildi...
"Sorun ne?"
"Seninki maça girecekti ancak kayıp." Baekhyun, Yifan'ın Chanyeol hakkında seninki diye hitap etmesine sinirlensede üstünde durmadı. Etrafa bakındı ve ayağa kalktı. Mola bitmeden belki onu bulup haber verebilirdi. Nasıl bulacaktı ki...?
"Mola kaç dakika?"
"15." (Sallıyorum hocam)
Baekhyun koşarak çıktı merdivenleri. Yakınında olan soyunma odasından başlayacaktı ve daha sonra yukarılara çıkacaktı. Çatıda olabilceğini düşünüyordu ama...
Chanyeol zaten soyunma odasında oturuyordu.
Çok mu kolay olmuştu?
Nefesini düzene soktuktan sonra Baekhyun uzuna doğru birkaç adım attı. Hala çok uzaktı.
"Takımın sana ihtiyacı var."
"Sevgilin yeterli gelmedi mi?" Alıngan bir sesle sorup bakışlarını telefonuna düşürdü Chanyeol. Baekhyun onun dediğini anlamamıştı.
"Ne?"
"Çık buradan." Dedi daha sonra. Baekhyun anlamadan bakıyordu. Ne sevgilisi? Yoksa Chanyeol yanlış mı anlamıştı!?
"Takım kaybediyor." Yineledi. Ama uzunun umrunda değildi. "Senin takımın."
"Benim orada olduğumu gördün yani?"
"Ne demek istiyorsun?"
"Benim maçımı izlemeye hiç geldin mi? Nasıl iki gündür sevgili olduğun kişinin maçını seyretmeye gelirsin?" Baekhyun şaşırmıştı. Chanyeol gerçekten böyle mi düşünüyordu? Kıskanmış mıydı? Ne hakla?
"Bana bunu soramazsın."
"Doğru." Deyip başıyla da onayladı. Daha sonra, "Özür dilerim. Seninle konuşmayacağıma dair söz vermiştim." Dedi. Kısanın gözlerine bakarak.
"Sadece kendini düşünüyorsun. Senden-" Nefret ettiğini söylememek için dudaklarını kapattı Baekhyun. Onu görmek bile istemiyordu ki neden gelmişti onu bulmaya? "Kızların çoğu senin için gelmiş. Güzel bir kız arkadaşın var ama sen burada küçük bir çocuk gibi saklanıyorsun. Neyden korkuyorsun, Yifan'ın senden iyi oynadığını görmekten mi?"
"Chanyeol, Bay Kim seni çağırıyor." Sujin içeri girdiği zaman Baekhyun birkaç saniye Chanyeol'un gözlerine baktı. Gerçeğin varlığını unutuyordu. Park Chanyeol'u bulmaya neden geldiğini bile bilmiyordu. Chanyeol onun gideceğini anladığında ağzını açtı ancak bir kelime dahi etmedi. Baekhyun da onu beklemeden hızla odadan çıkmıştı.
"Oppa, neden o sürtük hala çevrende."
"Çevremde olan tek sürtük sensin Sujin." Chanyeol çantasındaki bilgeliği alarak odadan çıkmıştı kıza hiç bakmadan. Baekhyun ile daha fazla konuşmak istiyordu ama yapamazdı. Araya zaman girdikçe unutuyordu...
---
Chanyeol sahaya çıktığı zaman tribünde göz gezdirdi. Baekhyun gelmemişti.
Baekhyun Chanyeol'u gerçekten sevmiyor muydu? Görmek istemeyecek kadar ne yaptığını bilmiyordu. Baekhyun'un ondan uzaklaşmasını anlamıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red lips (chanbaek)
Fanfiction"Paraya ihtiyacım var Chanyeol. Sadece tek bir gece ve kimsenin haberi olmamak şartıyla benimle birlikte olmalısın." Baekhyun bu konuşmayla Chanyeol'un karşısına çıktığında uzun olan onu kabul etmişti. Byun Baekhyun'u herkes kabul ederdi. Ancak Cha...