Elsa
2 gündür Jack ile yoldayız. Tanrı'ya şükür hiçbir tehlikeyle henüz karşılaşmadık. Sanıyorum en büyük tehlike Adalardaydı.
"Majesteleri gece oluyor. Dinlenmeniz gerek."
Haklıydı. 2 gecedir uyumuyorduk,Jack'e de yazıktı.
"Bir buzdan kale inşa edelim."
"Olmaz. Çok vakit alır ve dikkat çekeriz. Şu mağaraya girelim."
Anında kafayı getirdiğimiz ince kumaşlara koyduk.
03.33
Gece uyandım,susamıştım. Uyumaya devam edecektim ancak cidden rahatsız ediciydi. Sepetten alıp içtim. Kafamı sağa çevirdim,taşlarla kapalı bir geçit. Taşlar çok sıcaktı. Jack'i uyandırmak en iyisiydi.
"Jack,uyan,Jack!"
"N'oldu majesteleri?"
Onu taşların oraya götürdüm. Onlara dokundu.
"Sıcak. Kuzeyde bu kadar sıcak taş olması imkansız."
Koşarak haritaya baktı. Bizim mağaranın olduğu tarafa.
"Kumlar daha koyu,yanı sıcak. Yönümüz kuzeyle güney arası bir köprü niyetinde olabilir. Yani şu anda Güney Adaların bir kumsalının geçidini bulmuş olabiliriz."
"Burayı çatlatalım o zaman."
"Buz onları sağlamlaştırır. Sabahı beklemeliyiz."
"Sabah çok insan olur."
"Sabah sıcağıyla biz soğuk hava verirsek ısı zıtlığından çatlayacaktır."
"O zaman ısıyı biz yaratalım."
Ateşi kayalara attım,Jack soğuk hava verdi. Taşlar çatlamıştı. Kumsaldı,haklıydı. Eşyaları alıp yürümeye başladık.
"Aferin Jack."
"Teşekkür ederim majesteleri."
"Elsa."
"Pardon?"
"Bana Elsa de."
Gülümsedi. Saraya gitmeliydik. Sabah olduğunda saray kapısındaydık.
"İçeri giremezsiniz."
"Prens Hans ile görüşmeye geldik."
Gardiyanlar kolumuzdan tuttular.
"Bırakın bizi!"
Koridordan geçirdiler. Her yer bir ejderhanın tüm buzları erittiği motiflerle kaplıydı. Bu nasıl bir mesajdı? Son kapıya geldik. Kapı açıldı,kocaman bir taht salonu vardı. Hans iğrenç Rephina'nın üzerine oturmuştu. Zavallı ejderha!
"Bak bak. Rephina,misafirlerimiz gelmiş. Geç kaldınız."
"Niyetimiz senin aksine kötü değil. Konuşmaya geldik."
"Hep öyledir zaten. Jack Frost. Elsa,bir gardiyana yüz verecek kadar düştüğünü bilmiyordum."
"Seni aşağılık herif! Onun mertebesinde bile değilsin gözümde. Anna seni nasıl sevmiş bilemiyorum."
"Evet onun mertebesinde değilim daha yükseğim. Anna demişken,Anna'yı kim koruyor? Bir başına Arendelle'de bıraktınız mı onu? Nasıl bir ablasın sen?"
"Lanet olsun,ona ne yaptın?"
"İnsan sevdiğine kötü bir şey yapmaz,Elsa. Mesela senin çoktan Frost'un kellesini alman gerekirdi. Ama sen onun kadını hatta onun sürtüğü olmuşsun."
Gardiyanlar kolumu bırakınca ona doğru yürüdüm. Böyle bir itamı hiç kaldıramamıştım.
"Sen,ne kadar düşmüşsün böyle."
"Bunu bana beş paralık herifle olan bir kadın mı söylüyor?"
"Neyin ne olduğunu bilmiyorsun."
Bağırarak söyledim.
"Seni pislik nerde Anna."
"Rephina."
Rephina,Anna'nın baygın halini kuyruğuyla getirdi.
"Anna!"
Buz gibiydi,onu yalnız bırakmamalıydım.
"Onu Arendelle'e götürebilirsin,istediğimi aldım."
"Ne yaptın ona?"
"Bence sen ona değil Arendelle'e ne yaptığımı sor. Ya da ben söyleyeyim. Arendelle alev altında. Londra yangınını hatırlıyor musun? Aynen öyle. Cayır cayır yanıyor. Halkın seni bekliyor. Bir de borcumuz vardı,hazinenizden paraları ödünç aldık."
"Rephina yaptı değil mi?"
"Elbette."
"Umarım senin halkın da cayır cayır yanar seni aptal!" dedi Jack.
"Siz Güneylilerin yaptığını biz Kuzeyliler çekiyoruz,lütfen."
ÇOK İSTEDİNİZ SİZİ KIRAMADIM YAZDIM. YORUM VE VOTE OLMADAN YENİ BÖLÜM GELMEZ!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frozen Love (Elsa-Jack)
FantasyOnlar kendi masallarından çok bizim masallarımızın kahramanı Onlar içimizden biri Ve onların şaşaalı hayatları buzdan ipliklerle örülüyor. Okurken Kuzey'in tüm soğuğunu içinizde hissedeceğiniz bir hikaye... Tüm hakları saklıdır. ©