Final-İç Savaş

1.1K 38 15
                                    

Multimedya: Swan Grey

Elsa

Halkım birbini kesiyordu ancak ben engel olamıyordum. Ayrıca Prechia Orpheus'um gittikçe şiddetleniyordu ve hiç de iyi şeyler göremiyordum. En iyisi Trollere sormaktı. Arendelle'in arkasından dolaşarak ormana geldim.

"Büyük Pabbie!"

Yaşlı trol yanıma gelmişti.

"Kraliçe! Sizde bir şeyler seziyorum. Elinizi uzatın."

Ellerimi uzattım.

"Şiddetli Prechia Orpheus."

"İyi şeyler görmüyorum Büyük Pabbie. Acı hissediyorum,bazı günler yataktan kalkamıyorum. Halkım iç savaşta ve engel bile olamıyorum."

"Kraliçem. Sonunuz hiç iyi değil. Daha fazla şiddetlenirse sonu ölüm olabilir. Beyin geçmişi, şimdiyi ve geleceği barındıramayacak kadar yorgun."

Bu taht savaşına bir nedendi. Şimdi kimseye söylememeliydim.

"Sana bir karışım vereyim. Baş ağrın olduğu zaman bunu iç. Kaşıkla ama. Elbisenin kemerinde bulunsun."

"Teşekkürler Büyük Pabbie."

Arendelle'in bana ihtiyacı vardı. Erken ölmezsem iyi olacaktı. Arendelle'e geri döndüm. Ortalık ceset ve kan kokuyordu. Yerler hayati bölgelerine kazık ve tırmık saplanan cansız bedenlerle doluydu.

"Elsa! Neredeydin?"

Jack'in bilmesi hakkıydı.

"Jack,Prechia Orpheus'um şiddetleniyor. Hiç de iyi şeyle görmüyorum. Büyük Pabbie'nin yanına gittim. Bana şiddetlenmenin sonu ölüm dedi."

"H-hayır. D-daha gençsin. Büyük Pabbie yaşlı sana başka bir hastalık söylemiştir."

"Hayır Jack."

Jack'in suratı bembeyaz kesilmişti. Bana sarıldı.

"Lütfen henüz gitme. Sana ihtiyacım var."

Iliac

Camdan dışarı baktım. Daphne ve Arryn balkonda içeceklerini yudumlayıp birbirini geberten halkı zevkle izliyordu. Bu fazla sadistçeydi. Ve acımasızca... Aşağıya inip buna bir son vereceğimi düşündüm. Ellerimi ovuşturdum ve gücümü ısıttım. Kapıyı açtım.

"Geldi işte! Saldırın!"

Gelenlere buz atsam da beni yakalamışlardı.

"Bırakın beni!"

Arryn'in sesini duydum.

"Katil geldi! Linç edin onu! İntikamınızı alın!"

Suratıma meşale tutmuşlardı. Ellerim bağlıydı. Bunlar beni yakmak istiyordu.

"Kelleniz gider! Gerizekalı cahil halk! Ben prensesim! Kellenizden olursunuz!"

"Kral Arryn'e canımız feda!"

Suratımı sıcaklık okşuyordu. Üstümüzden kuş sesleri geldi. Herkes göğe baktı. Yaklaştıkça bariz kuğu olduğunu anlıyordunuz.Kuğuların seslerini bir kadının sesi bastırdı.

"Siz kimsiniz de Kraliçe Elsa'nın hükümlerine karşı gelip onun can suyundan bir parçayı öldürebilme cesareti buluyorsunuz?"

Bu Swan Grey'di. Kuğulardan biri beni tuttu ve balkona attı. Arryn ve Daphne de bana bakıyorlardı. Arryn gülmeye başladı."

"Iliac Frost. Leydi katili. Swan olmasaydı işimiz bitmişti."

"Hala anlamıyorsun değil mi? Senin taht meraklılığın yüzünden halk birbirini yiyor. Daha ne kadar hata yapacaksın Arryn? Cidden muntazam bir kral olabileceğine inanıyor musun? İnsanları kışkırtarak,halkının kavgasını şarabını yudumlarken zevkle izleyerek... Yeter artık Arryn. Her şeyimi benden aldın. Aşkımı,kızımı,halkın güvenini ve hakkım olan tahtı. Bu insanlar senin yüzünden ölüyor. Hiç düşünmedin öyle değil mi? Çünkü kalbine tırmık batırılan sen değilsin. Peki istersen bana Leydi katili de. Ama sen de koca Arendelle'in katili olduğunu sakın unutma."

Arryn

Iliac sözlerinden sonra çıktı. Öylece Arendelle'e baktım. Taze gül kokusunun yerini kan kokusu almıştı. Ve bunlar benim yüzümden miydi? Daphne'ye döndüm ve boğazını sıktım.

"Aşağılık kadın! Bana bu aklı sen verdin!"

"Kullanmasaydın o zaman!"

Teyzem içeri girdi.

"Bu böyle olmayacak. Yarın mahkemeye çıkacaksınız. Her şey orada belli olacak."

Fragman tipi bir bölüm oldu. Cuma günü finali yazacağım emin olun daha uzun olacak.

Frozen Love (Elsa-Jack)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin