Daphne
Arendelle yine karlı bir sabaha uyanmıştı. Gökyüzü bir inci kadar beyazdı. Fraktallar düşüyor, bulutun altından "Ben Buradayım!" Demek isteyen güneşin hafif ışıkla yıldız yağmurlarına benziyorlardı. Ben ise yine Arryn'siz bir sabaha uyanmıştım. Savaşa rağmen akıllanmıyordu. En iyisi aşağıya inmekti. Robert'ı giydirip kahvaltıya indim. Herkes gelmişti.
"Günaydın Daphne."
"Günaydın majesteleri."
Yerime geçip meyveli yoğurttan ufak bir kaşık alıp Robert'a verdim. Bu sırada kapı gürültülü bir şekilde açıldı. Gelen Arryn'di ve yanında da siyah saçlı bir kadın vardı. Karnı burnundaydı.
"Majesteleri size takdim edeyim Eurodike Valerie."
"Metresin bu muydu? Daha güzel olsaymış keşke." dedi Prenses Nora. Beni savunmaları hoşuma gitmişti. Prenses Iliac alaylı bir tavır aldı.
"Piçinin annesi mi? Keşke bize çok güzel bir işmiş gibi takdim etmeseydin. Gerçi Eurodike'ın hayatı piç olmakla geçti yani tam ideal bir anne olacak."
Salonda gülüşmeler oldu. Eurodike mosmor olmuştu. Anlarsınız ya. Prenses Iliac gülümsedi.
"Umarım sağlıklı olur."
Aslında edasında "Umarım ölür" havası vardı ki bunu hem Eurodike hem de Arryn anlamıştı.
"Savaşa bunun yüzünden mi girdik?"
"Bir bakıma anne."
"Aşk uğruna yaptığım şeyler. Boş işler. Sonuç olarak sen yetim kaldın Eurodike. Birçok çocuk da yetim kaldı. Ama merak ettiğim şey şu. Arryn sana bunu yaptığında sen istememiş miydin? O yüzden mi savaş oldu?"
Hepimiz cevabı bekliyorduk.
"Evet. Bana istemeden yaptı. Benim bir suçum yok."
Arryn ona döndü.
"Seni yalancı beni ölümle tehdit eden sen değil miydin?"
"Yalancı sensin. Sarhoştun unuttun mu?"
Sinirlendim ve ayağa kalkıp ona yürüdüm. Bir tokat attım.
"Sakın benim hanemi ve soyadımı lekeleme. Sen beni tanıyor musun,kimin kocasını ayarttığını biliyor musun? Ben Daphne Blue. Hatırladın mı? Northern Saray Okulu hani. Sana o günlerde ağzının payını verdiğim gibi şimdi de veririm."
Elindeki bıçağı boynuma dayadı ve eliyle herkesi etkisiz hale getirdi. Demek güçleri vardı.
"Arryn benim sen onu hak etmiyorsun."
"Ben onu ölümden kurtardım. Beni kurtaran birini onu öldürmesin diye öldürdüm. Sen ne yaptın? Onu ölüme ittin. Eğer Arryn'e zarar vermemek kaydıyla bu bıçak boğazımdaysa durma ve kes."
Arryn'in kalktığını gördüm. Eliyle Eurodike'ın boğazını kavradı. Eurodike bıçağı düşürdü ve debelenmeye başladı.
"Benim karımın boğazını sen sıkmıştın değil mi? Herkes hak ettiğini bulur Eurodike. Bebeğine yazık olacak."
Sıkıca kavradı ve Eurodike kolunda can verdi. Arryn bana sarıldı.
"Özür dilerim defne yaprağım sana böyle asla davranmamalıydım,senin bu hale geleceğini hiç umursamadım affet beni."
"Seni zaten affettim ben. Haydi kahvaltı edelim."
"Sonunda bu işin çözülmesine sevindim. Keşke bunu savaş önce düşünseydin Arryn"
"Affedin majesteleri."
"Böyle bir şeyin affı olmaz. Üzgünüm. Müsaadenizle."
Iliac
Annemin Arryn'e karşı çok farklı bir siniri vardı. Onu bu kadar kızgın görmemiştim. Biraz daha kahvaltı salonunda kaldık. Daphne ile sohbet ettim ve Winter'ı yedirdim. Benim de sevdiğim adam burada olsaydı keşke. Kalbimde saklanmasaydı. Gözüm babama kaydı. Summer ile hararetli hararetli sohbet ediyorlardı. Bu halleri hoşuma gitmiyordu. Babamın anlattığına göre annem ilk çocuğunu Margaret diye bir kadın yüzünden düşürmüş. Ay Margaery miydi? Evet Margaery. Yeniden aynı durum yaşanmamalıydı. Sanıyorum Eurodike'tan sonra başımıza yeni bela almıştık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frozen Love (Elsa-Jack)
FantasyOnlar kendi masallarından çok bizim masallarımızın kahramanı Onlar içimizden biri Ve onların şaşaalı hayatları buzdan ipliklerle örülüyor. Okurken Kuzey'in tüm soğuğunu içinizde hissedeceğiniz bir hikaye... Tüm hakları saklıdır. ©