Frozen Love (Elsa-Jack)

Leydi Katili

Iliac

Gözlerimi ancak açtım ve karanlıkta onu seçebildim.

"Leydi Swan?"

"Evet. Sana yardım edeceğim."

Anahtarları cebinden çıkardı.

"İçer misin?"

Elindeki kadehi uzattı.

"Bu ne?"

"Su."

"Senin beni zehirlemediğini nereden bileceğim?"

"Seni kurtaracağım diyorum. Sadece saf su. Bak ben de içeyim."

İçti. Daha sonra bana içirdi. Uyku bastırmıştı.

"Bunun saf su olduğuna emin misin?"

Sersemlemiştim. Orada uyumuştum.

Swan

Uyanık kalmalıydım. İlaç bana da etki gösterebilirdi. Hemen odama girdim ve yüzümü yıkadım. Büyük bir sandığa Iliac'ı koydum ve sabaha karşı kalkacak tekne için onu limana getirdim.

"Leydi Grey bunun içinde mi?"

"Şu mektubu alın. Mühürlü. İnanmazsa ona gösterin. Kılına dahi zarar gelirse kellelerinizi alır,teknenizi yakarım!"

"Siz merak etmeyin Leydim."

"Tekne sadece Arendelle'e gidecek. Başka bir yere sakın sapmayın."

Sandığı açtım.

"Kamara varsa oraya yerleştirin. İlaç etkisini bitirdiğinde su getirin. Saraya kadar ona eşlik edeceksiniz."

"Emredersiniz Leydi Grey."

Tekne kuzeye doğru yol almıştı. Güneş doğmadan saraya dönmeliydim.

Iliac

Uyandığımda bir tekne kamarasındaydım. Su içmem gerekiyordu. Sanırım bu pislik Swan da bana oyun oynamıştı. Yanımda bir kağıt gördüm.

"Prenses Iliac Frost. Size verdiğim suda uyku ilacı vardı. Sizi Arendelle'e yollayabilmemin tek yolu buydu. Ancak Arendelle'de dikkat etmeniz gereken bir husus var. Prens Arryn halkı size karşı kışkırtacak. Dikkatli oldun Prenses Iliac. Nereden biliyorsun derseniz ben de anneniz gibiyim. Prechia Orpheus. İyi yolculuklar,kendinize iyi bakın. Grey Prensesi Swan Grey."

Mührü de vardı. Demek Arryn halkı bana karşı kışkırmıştı.

Arendelle

Odama geçmemle birlikte halk "İSTEMİYORUZ!" diye bağırmıştı. Pencereden bakınca sarayın bahçesinde olduklarını gördüm. Hemen balkona çıktım,Arryn konuşma yapıyordu.

"BİR KATİL KRALİÇE İSTİYOR MUSUNUZ?"

"Ne yapıyorsun sen Arryn?"

"İşte geldi! Kuzeyin soğuk kanlı leydi katili."

"LEYDİ KATİLİ İSTEMİYORUZ!"

Ellerindeki taş ve çamuru bana atmaya başlamışlardı. Arryn'i kolundan tuttum ve içeri getirdim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Bu tahtın sahibi benim!"

"Nasıl ailemizin,Arendelle'in adını katil çıkartırsın?"

"Ailemizin değil,senin adın katile çıktı Iliac. Arendelle tahtının tek bir kralı var o da ben. Senin gibi bir sümsüğü kimse istemez."

"TEK KRALİÇE ILIAC'TIR!"

Halk bu sefer de benim adımı söylüyordu. Pencereden baktığımda insanlar bölünmüştü. Arryn'ciler ve Iliac'çılar olarak.

"TEK KRAL ARRYN'DİR!"

"ARRYN YALANCIDIR!"

"ILIAC KATİLDİR."

Son sözlerle halk birbirine girdi. Hemen balkona çıktım.

"Herkes sakin olsun!" Sakin olun dedim!"

Onlara buz atınca ortalık biraz duruldu.

"İşte yeni Kraliçe Iliac Frost'u herkes selamlasın."

Benim topluluğum reverans yaptılar. Arryn'cilerden biri bağırarak konuştu.

"Pabucumun kraliçesi. Hahahaha!"

Vahşice gülmeye başladılar. Annem geldi.

"Ne bu gürültü ha! Siz Arendelle halkısınız,sıradan köylüler değilsiniz! Nedir bu kavganız? Ben daha ölmedim! Dimdik ayaktayım. Ben ölmeden ne Iliac ne Arryn ne de Nora tahta geçer! Bu böyle bilinsin! Ayrıca Summer Grey kendi eceliyle öldü."

"Kızını korumak için yapıyorsun!"

"Kes sesini! Savaşınızı taht boş kaldığında yaparsınız! Şimdi herkes işinin ve evinin başına!"

Annem köpürmüştü. Beni ve Arryn'i kolumdan tutup içeri çekti. İkimize de tokat attı.

"Ne yapıyorsunuz siz ha? Arryn,sen nasıl böyle bir şey yaparsın!"

Bir tokat daha atmıştı.

"Tahtı çok istiyorsan bekle!"

"Bana hak tanımadın."

"Tanısam ne olacaktı? İçkili halinle antlaşma mı imzalayacaktın? Saçma!"

"Benim bir oğlum ve eşim var."

"Varsa var! Sana bu aklı o çıyan verdi öyle değil mi?"

"Daphne hakkında öyle konuşma!"

"Konuşurum! Kim ki o ya? Onu idam ettirmem gerekiyor. Özellikle de seni."

Annem Arryn'e bir tokat daha atıp dışarı çıktı. Gidişat iyi değildi ancak bize her geçen gün kum saatinin son damlalarıydı.

Eveeet arkadaşlar. Üzücü fakat finalimize az kaldı. Bu hikayeden sonra Genç Kraliçe ve Kraliçelerin Senfonisi hikayeme devam edeceğim.