Arryn
Daphne ismi kulağımda yakılanıyordu. O ses beni bu zaman diliminden alıp 3 yaşıma götürdü. Büyük Arendelle Yangını... Gardiyankent'e giderken mağaranın önünde ağlayan kız. Oyuncağımı paylaştığım kız. İlk kez kalbimin hızlı çarptığı kız. Ve haydutların okuyla ölen kız. Ya da yaralanan.
"Beni hatırladın mı Daphne?"
"..."
"Arryn ben. Büyük Arendelle Yangınından kaçarken karşılaşmıştık. Bizim mağaramızdaydın. Hatta Haydut Bölgesi'ndeki kazada yaralanmıştın,hepimiz öldü sandık."
"Evet hatırladım. Beni bir hemşire bulup evine aldı ve Arendelle'e geri getirdi. Ailemi buldum."
Yıllar önce kaybettiğim kız şimdi 14 yaşındaki haliyle karşımdaydı. Ciddiliğimi topladım.
"Anya bana Sarah,Rymera ve Daphne'yi ayır lütfen."
Elsa
Iliac'ın odasına gittim.
"Nasılsın kızım."
"Süper enerji içimizde vuhu!"
Gözlerimi devirdim. Şaka maka 3 gündür cezalıydı ve Iliac'ı bir yere kapatamazsınız ısırır.
"Cezan bitti."
"Hele şükür."
Arryn'in odasına yöneldi.
"Iliac."
"Tamam anne saldırmam." Jack'in yanına gittim.
"Anna'yı ziyaret edelim mi?"
"İki oda ötesi El,sen ziyaret etsene."
Mutfaktan çikolata kasesi alıp Anna'nın odasına gittim.
"Teyze!"
Minik Nora dizime sarılmıştı. Anna'nın beş yaşındaki çikolata canavarıydı Nora.
"Al bakalım küçük Anna bu senin."
"Yaşasın."
Karyolaya geçip çikolataları yemeye başladı. Annesinin kızı n'olacak.
"Nasılsın Anna?"
"İyiyim Elsa. Iliac nasıl?"
"Cezasını bitirdim. Yoksa oradan bir Godzila çıkacak."
Gülüştük.
"Sana bomba haber!"
"Ne?"
"Arryn'in yeni hizmetkarlarından biri Daphne!"
Anlamamıştım.
"Ee?"
"Daphne Blue."
"..."
"Ya hani yangından kaçarken mağaranın önünde ağlayan bir kız vardı sonra haydutlar ona ok attı da öldü sandık. İşte o ölmemiş."
"..."
"Hee hatırladım!"
"Gerizekalısın Els."
"Ben 36 yaşındayım yaşlandım artık."
Arkasına yaslandı ve kollarını geriye attı.
"Ah 32."
Ona yastığı attım.
"2 ay sonra 33 olacaksın havuç kafa. Gel de Daphne'ye bakalım."
"Boş ver ya bize mi geldi."
Arkadan tatlı ve fısıltı gibi bir ses duyuldu.
"Teyze çikolatalar bitti."
Nora'nın suratı bildiğin kahverengiydi. Sanki çikolata yememiş de savaşmış gibi.
"Gel suratını silelim."
Iliac
Marina'yı çağırdım.
"Daphne olayını öğrendim efendim. Siz mağaradayken sizi sevmiş bile."
Beyaza kaçan sarı saçlarımı taramaya devam ediyordum.
"O pis çıyanın elleri bana mı dokumuş? Yazık bana."
"Efendim isterseniz onu..."
Tarağı sehpaya koyup ayağa kalktım ve Marina'ya doğru yürüdüm.
"O kadın hem Arendelle hem de Arryn için tehlike arz ediyor. Küçükken kalbine ok geliyor ve ölmüyor. Güya hemşire onu bulmuş da ailesine getirmiş. Peh! Yalan bunlar."
"Prens Arryn'in odasının duvarları yıkanıyor. Gidip bakalım mı?"
Arryn'in odasına girdim. Kadınlar mermer duvarları yıkıyorlardı. Ama odada acı bir koku vardı.
"Bu koku ne? Siz ne kullanyorsunuz bunda?
"Daphne ne koyarsa onu majesteleri."
Daphne içine sabun kesitleri su ve bir şişeden keskin renkte bir şey akıtıyordu. Daphne'nin yanınd koku daha keskindi. Sabun olamazdı muhtemelen o keskin suydu.
"Ne bu koku Daphne."
"Hiçbir şey majesteleri. Temizlik malzemesi."
Odada 5 kadın bayılmıştı. Diğerleri onları tutmak istedi ve biri daha bayıldı... Ve biri daha. Marina da bilincini kaybetmek üzereydi. Daphne o keskin suyu koymaya devam ediyordu. Gözlerim kapanıyordu.
"Bu ne dedim sana!"
Yere yığılmak üzereydim. Yavaşça cevap verdi sesi ritmik olarak yavaşlıyordu.
"Hiçbir şey efendim. Hiçbir şey."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frozen Love (Elsa-Jack)
FantasyOnlar kendi masallarından çok bizim masallarımızın kahramanı Onlar içimizden biri Ve onların şaşaalı hayatları buzdan ipliklerle örülüyor. Okurken Kuzey'in tüm soğuğunu içinizde hissedeceğiniz bir hikaye... Tüm hakları saklıdır. ©