Bölüm şarkısının linkini atacağım açılmazsa Youtube'a "Fifty Shades Of Grey:Crazy In Love" yazın. Fifty Shades'i unutmayın yoksa hızlı versiyonunu açarsınız.
Iliac
Gözlerimi bir yatakta açtım. Hasta odasıydı. Lysa'nın öldüğü ve Morgan'ın vardiya yaptığı yer...
"Morgan Freud!"
"..."
"Geldim işte!"
Morgan'dan ses yoktu. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Kimse yoktu.
"Anne? Baba? Morgan Freud?"
Ortalıkta acıbadem kokusu yoktu. Yasemin kokusu vardı. Taht salonunun kapısında daha da ağırlaşıyordu. Kapıyı hızlıca açtım. 4 basamaklı merdivenlerin üstünde ayakta bir kadın saçlarını tarıyordu. Kızıla kaçan sarı saçlarını...
"Valara'da açar,yaseminler. Defneler ve acıbademler. Valara'da herkes beyaz. Valara'da herkes soğuk. Kızların dudakları mor..."
Kısık sesi ve yavaş ritimle şarkıyı söylüyordu. Şarkıdan öte bir mesajdı. Ritim hızlanıyordu ve ellerini yukarı kaldırdı. Bilmediğim bir dilde ve ritimsiz okuyordu ancak müziği kulağımdaydı.
"Uyi dineara jasmina Valara! Daphneye ava macaroona! Evenne uviha Valara! Evenne pioca Valara! Violette simerrah dineara lianara!"
Bu eski Arendelle diliydi. Odanın içinde büyük bir fırtına kopuyor ve şarkı söylemeye devam ediyordu.
Çığlıklarla uyandım.
"Aaaaaa!"
"Iliac iyi misin kızım?"
Derin nefes alıyordum. Yataktan fırlayıp taht salonuna doğru koştum.
"Iliac! Bekle Iliac!"
Annem ve Arryn peşimden koşuyordu. Hiç durmadan koşuyordum. Sonunda ulaşmıştım. Kapıyı açtığımda içeride kimse yoktu.
"Şarkın çok güzeldi Freud!"
"Beğendiğine sevindim."
Ürkmüştüm. Arkamı döndüğümde sadece bir kağıt vardı. Şöyle yazıyordu.
"Sana Valara Köyü'nü gezdireyim mi? Akşam üstüne ne dersin? M.F"
Yere çöktüm. Kapı bir daha açıldı.
"Iliac!"
Annemin sesiydi. Bana sarıldı.
"Hadi Iliac yatağına dön. İstersen banyo yapabilirsin.
Elsa
"Jack,Iliac'ın durumu hiç iyiye gitmiyor."
"Nasıl yani?"
"Gece çığlıklarla uyanıyor. Halisünasyonlar görüyor. Aralıklarla çığlık atıyor,gözleri morarıyor ve kendi kendine konuşuyor."
"Belki de Prechia Orpheus'un ilk belirtileridir ne dersin?"
"Hayır bu daha çok şey gibi."
"Ne gibi?"
"Şey... Şizofreni."
"Saçmalama Els..."
Kapıda Iliac göründü.
"Beni falcıya götür."
"Ne?"
"Beni duydun."
Iliac
Arabadaydık. Falcıya doğru gidiyorduk. Eski üflesen yıkılacak bir evin önünde durduk. Kapıyı yaşlı bir kadın açtı.
"Geçin majesteleri."
Evin içi fesleğen kokuyordu. Değişik otlar vardı.
"Masaya geçin."
Masaya geçtik. Kadın bir buz ve iğne çıkardı.
"Bu buzu istediğin gibi karala."
Karalamaya başladım. Ama sanki elimi başkası tutuyordu. Karalamam bitince buzu ona verdim. İnceledikten sonra konuştu.
"Eski Arendelle yazısı. Bu şarkıyı bilirim. Valara Köyü'nün çok meşhur bir şarkısı. Çoğu kelimeler değişmiş. Mesela kızların dudakları mordur. Orası kızların dudakları pembedir olacaktı. Ve Valara'da herkes soğuk... Herkes candan olacaktı."
"Onu ben yazmadım."
"Ne?"
"Onu ben yazmadım dedim! Biri kolumdan tuttu ve o yazdırdı."
"Eve gitmek ister misin Ili?"
"Bir kere de beni anla anne! Ben yalan söylemiyorum! Sen haklıydın. Yeni kurban benim. Ve Morgan peşimi bırakmıyor. Her gün ben o yatakta ölüyorum anne. Buna bir son vermem lazım."
Evden çıktım ve atımı alıp Valara'ya sürdüm. Köye geldiğimde her yer cesetti. Yasemin ve defne ağaçları vardı. Ve acıbadem kokusu... Şimdi anlıyordum. Ölüler beyaz ve soğuk olur dudakları da mor. Demek mesaj buydu. Ellerimi iki yana açtım ve buz gücümler her yeri yıktım. Sinirliydim. Morgan'ın arkası dönüktü ve Daphne'de yanındaydı.
"Hoşgeldin Frost."
"Neden bana bunu yapıyorsun?"
"Önce her şeyi anlatsaydım?"
"Söyle lanet olasıca."
"Yıllar önce... Arendelle yangını... O zaman mezarlık da yanmıştı. Benim mezarlığım. Ve evsiz kalmış gibiydim. İntikamımı alacaktım. Sizi takip ettim ancak izinizi kaybettim. Daphne'yi yatarken buldum. Çok gençti ve ölmesine izin veremezdim. Kimyayla aram iyidir. Otlarla da. Ona hemen ilaç hazılasım ve yaralarını iyileştirdim. Benimle olmayı kabul etti. Daphne 14 yaşına gelince de tam zamanı dedim. Önce Arryn'i kurban yapacaktım ancak o çok narindi. Bana sert insanlar lazımdı. Ben de seni istedim. Ve karşımdasın."
"Sırf teyzem yüzünden mi?"
"Evet."
"İyi ki Arryn'i almamışsın. Onun kılına zarar getirmem çünkü. Ya sen Daphne? Sen onu sevmemiş miydin?"
"11 yıl öncesini mi diyorsun? O hayatımı kurtarsaydı elbette severdim."
Morgan eliyle beni havaya kaldırdı.
"Uyku zamanı."
Duvardan duvara çarpıyordu beni. Tüm kemiklerim parçalanmıştı. Beni yere attığında gözlerim kapanıyordu. Dünkü gibi...
"Uyu güzel kız. Valara'da açar,yaseminler..."
Ninni o kadar yavaştı ve ağrım o kadar şiddetliydi ki... Uyumak istiyordum istemsizce.
"Kapat gözlerini."
Saçımı okşuyordu.
"Defneler ve acıbademler... Valara'da herkes beyaz. Valara'da herkes soğuk. Valara'da kızların dudakları mor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frozen Love (Elsa-Jack)
FantasyOnlar kendi masallarından çok bizim masallarımızın kahramanı Onlar içimizden biri Ve onların şaşaalı hayatları buzdan ipliklerle örülüyor. Okurken Kuzey'in tüm soğuğunu içinizde hissedeceğiniz bir hikaye... Tüm hakları saklıdır. ©