Gözetleme Kulesı

1.2K 39 11
                                    

2 Gün Sonra

Atlarımızla Red Meydanına doğru gidiyorduk. Arkamızdaki yüzlerce ağabey,kardeş,evlat ve baba burada ölecekti. Birçok çocuk yetim kalacak,bir çok anne acılı... Ve bunların hepsi Arryn Parker yüzündendi. Red Meydanına ulaştık. Atım huysuzlanmıştı.

"Sakin ol Neia."

Burası eskinden gül ve gelincikle doluymuş. Bu yüzden buraya Red Meydanı denmiş. Savaşlardan dolayı çiçeğin ç'si kalmamıştı burada. Annemin sesini duydum. Gri zırhı ve buz sarısı saçları parlıyordu.

"Kral Star!"

"Kraliçe Elsa!"

"Başlamak ister misiniz? Hala vazgeçme şansınız var."

Kral Star nefes aldı ve bağırdı.

"İleri!"

Kılıç ve ok sesleri yerlerini almıştı. Hayatımda ilk defa bu kadar çok kan görüyordum. Benim görevim oktu ve iyi bir nişancıydım. Yanımda Peter vardı.

"Iliac!"

Bana siper olmuştu. Benim için atılan ok onun kalbine gelmişti.

"Peter hayır hayır daha çok erken beni bırakamazsın. Yo hayır daha çok erken. Ben buradayım."

"S-seni s-eviyorum I..Iliac. Ama burası soğuyor."

"Hayır. Peter? Peter."

Arryn

Iliac acı dolu bir çığlık atmıştı. Ağlaması geçince oku bir adama tuttu. Bu Peter'ı öldüren adamdı. Ok kısa sürede adamın şah damarını parçaladı.

Elsa

Star ile gözetleme kulesindeydik.

"Bir kadını öldürmek kolay olacak."

Sinirlenmiştim. Kılıçlarımız birbirine değiyordu. Kılıcımı düşürdü. Ben de ona buz ile nişan edecektim ancak beni yere itmiş kollarımı tutmuştu. Düşünemiyordum. Birazdan kılıcı kalbimde olabilirdi. Buldum işte! Tavana doğru gücümü uyguladım. Tavan tahtaları bir bir Star'ın üstüne düşüyordu. Ayağımla tüm meydanı buzdan bir arenaya çevirdim. Gözetleme kulesinin kırılan yerine doğru ilerlemişti.

"Evet bir kadını yenmek kolay olabilir. Ancak bir şeyi unuttun Star Valerie. Ben bir kraliçeyim."

Onu gözetleme kulesinden ittim.

Iliac

Biri gözetleme kulesinden düşmüştü. Çok geçmeden annemi gözetleme kulesinin tepesinde gördüm. Yerde Star Valerie'nin cesedi yatıyordu. Ancak kılıcı buz arenaya saplanmıştı ve buz çatlıyordu. Arena çatlamıştı ve herkes buz gibi suyun içindeydi. Ben ise suyun altındaki ve üstündeki cesetlere bakıp Peter'ı arıyordum ancak sonuç nafileydi.

1 saat sonra

Birçok kişi donarak ölmüştü. Peter'ı bulamıyordum. Sudan çıksam iyi olurdu.

"Hadi Iliac,gidiyoruz."

3 gün sonra

Arendelle

Saçlarımı taramak bile istemiyordum. Onun için at kuyruğu yaptım. Gözlerim ağlamaktan şişmişti. Ve uykusuzluktan. Nora içeri girdi.

"Iliac?"

"Gel Nora."

"İyi misin?"

"Nasıl iyi olabilirim ki?"

Nora

Iliac beni üzüyordu. Ona her şey anlatmasını istedim.

"Anlat bana Iliac."

"Onunla 5 sene önce tanışmıştım. Ona başta kötü davrandım ama sonra onu öyle çok sevdim ki. 3 yıl kadar Troy'a gittiğinde hep onunla mektuplaştım başka kızlarla beraber mi diye düşündüm. Sonunda onunla evlendim ve onun kadını oldum. O sadece bir koca değildi,aynı zamanda benim güneşimdi."

Iliac karnını tutmaya başladı.

"Iliac? İyi misin?"

Ve tüm yediklerini çıkardı. Birkaç gündür zaten iyi değildi. En iyisi doktorun görmesiydi.

1 saat sonra

"Müjdemi isterim majesteleri,hamilesiniz."

Iliac

Biraz olsun bu haber yaralarımı sarabilirdi. Odama gittim ve yıldızlı,soğuk ve ışıklı Kuzey'in gökyüzüne baktım. Annem hep derdi ki Kuzey Işıkları sevdiğimizin ruhunu barındırırmış. Ve Peter benim için gelmişti.

"Sana benden bir parça verebilmeyi o kadar çok isterdim ki. Bu çocuk senin için yaşayacak. Sana söz veriyorum!"

Multimedia: Iliac,Nora ile konuşurken. Mutlaka bakın.

Frozen Love (Elsa-Jack)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin