GİRİŞ

545 42 95
                                    


Keyifli okumalar!

Bu gece her şeyin değiştiği ,her şeyin bittiği veya başladığı bir geceydi. Bu gece ateşti. Bu gece buzdu. Soğuktu ve aynı zamanda kavurucu derecede sıcaktı.
Bana olan bakışları kızgınlık değildi. Bakışlarında saf bir nefret ve kırgınlık vardı. Müthiş bir kırgınlık.

Her şey bitmişti işte, her şeyi öğrenmişti. Oyunumuz her şeyiyle açığa çıkmıştı. Bana benden nefret edecek kadar öğrenmişti her şeyi ve işte o zaman ben bitmiştim. Ben yok olmuştum . Hiç var olmamış gibi. Hem yaşamdım. Hem ölümdüm. Hem yaşayan hem ölen...

Neydi bu kalbimdeki hiç geçmeyecek gibi olan ağrı? Neden kalbim bıçak saplanmışçasına acıyordu?

Böyle olmaması gerekiyordu. Böyle bitmemeliydi. Bitemezdi. Bir veda etmeden çekip gidemezdi. Daha ona tonlarca söyleyemediğim duygularım vardı. Beni bu lanet duygu silsilesi ile baş başa bırakamazdı. Beni bırakamazdı.

Ona giderken dur diye seslenmelerim bile fayda etmemişti. Durmamıştı. Arkasına bile bakmadan gitmişti yanımdan. Belki de hiç geri gelmemek üzere, sonsuzluğa gitmişti. Sonuma gitmişti...

Yolun kenarına oturmuş bacaklarımı göğsüme çekmiştim. Gözyaşlarım birbiri ardını kovalarken düşünebildiğim tek şey oydu.
Ne hissetmişti? Ne düşünmüştü? Bunu benden bekler miydi? Neden yaptığımı düşünür müydü?

Düşüncelerim ve duygularım birbirine karışmış bir vaziyetteyken sesli bir nefes çektim ciğerlerime.
Ona bunu nasıl yapabilmiştim? Canının,canımın bu kadar yanacağını bildiğim halde nasıl bu kadar bencil olabilmiştim?

Bu şekilde bitemezdi bizim masalımız. Evet,belki bu yola bir intikam ile belki de nefret ile başlamıştım ama yan yana oldukça,günler sonra, aylar sonra yeşeren ve toprağın altından filizlenen duygularım gün yüzüne çıkmıştı. Işık olmazsa o bitki nasıl büyüyecekti? Nasıl çiçek açacaktı?

Benim ışığım gitmişti. Karanlıkta kalmıştım. Zifiri karanlıktaydım. Yönümü bulamıyordum. Kayboluyordum. Korkuyordum. Işığımı bir daha bulamamaktan korkuyordum. Onsuz yaşama ihtimalimi düşündükçe kafayı yiyordum. Masalımızın sonu böyle mi bitecekti yani?

Mutsuz ve nefret dolu...

Nefret ile başlayıp sonunu yine nefret ile bitiren bir masal mıydı bizimkisi?

Asla böyle olsun istemezdim. Sonumun,sonumuzun böyle olacağını bilseydim yaklaşır mıydım ona? İntikam almaya çalışır mıydım? Ona alışır mıydım?

Hissettiklerim özeldi,güzeldi ama bana şimdi acı veriyordu. Hislerim tenime acımazsızca batıyordu. Kalbim acıyordu. Kalbimin her zerresi buz tutmuştu ve benim güneşim tekrar doğmazsa ben tamamen donardım. Tamamen buz olurdum. Beni ısıtan güneşim neredeydi? Gitmişti. Beni sıcağından,ışığından esirgiyordu. Oysa benim ona ihtiyacım vardı. Yaşayabilmek için ona ihtiyacım vardı.

Ona muhtaçtım ben.

Gittiğinden beri oturduğum yerden kalkmadım. Kalkamadım. Kalkamazdım ki. Bana ışık tutması gerekirken gitmişti. Karanlıkta kalmıştım. Ama ben karanlıktan korkardım. Ben onsuz korkardım.

Saniyeler dakikaları,dakikalar ise saatleri kovalamıştı. Bilmiyordum. Belki gittiğinden bu yana sadece bir dakika geçmişti. Belki de bir saat ya da bir gün...

Zaman kavramını yitireli çok olmuştu. O gittiğinden beri benim için zaman durmuştu. O geri geldiğinde devam edecekti. O geri geldiğinde akacaktı saatler. Ama o geri gelmeyecekti. Biliyordum. Hissediyordum. O sadece bir oyundu. Bir intikamdı. İntikam bitmişti. Oyun bitmişti.O gitmişti. Ben kalmıştım geriye. Sadece ben ve hissettiklerim.

Yaşadığım şeyler, hissettiklerim kalbime ve bedenime ağır gelmeye başlamıştı. Ağlıyordum. Hem gözümden hem de kalbimden yaşlar dökülüyordu. Gözlerimden akan yaşlar tenimi yakarcasına tşörtümden içeriye doğru yol alırken elimi oynatıp tenimi yakan damlaları silecek gücüm bile yoktu.
Gözyaşlarım asitti. Beni yakıyordu. Beni eritiyordu. Kalbimi yok ediyordu. Belki de ölüyordum. Yaşasam bile şu saatten sonra bir ölüden farksızdım artık. Yapamazdım. Devam edemezdim.

Kalbim ise duygularıma tutunmuştu. Onlar olmazsa çürüyecek ve kuruyacaktı.
Öylece kolay bitemiyordu işte. Kalbim "Dur,"diyordu. "Senin hissettiklerin var.Onları terk edemezsin."diyordu. Ondan bile vazgeçmemişken hissettiklerimden vazgeçemezdim ki ben.

Hislerim benim sarmaşıklarımdı. Yaşamak için sadece onlara tutunuyordum. Ama o geri gelmezse biliyordum ki tuttuğum sarmaşık bir zaman sonra solacak ve elimde kalacaktı. Beni boşluğa itecekti. Boşluğa düşecektim. Belki de boşluktaydım.

Zaman geçiyordu. Zaman hep geçiyordu. Ama ben hala aynı yerdeydim. Ben hala enkazın olduğu yerdeydim. Ben yıkılan duyguların altında kalmıştım. Eziliyordum. Her yanım acıyordu. Ama vazgeçemezdim. Ondan,benden,bizden...
O vazgeçse bile ben vazgeçemezdim.

Öylece oturdum. Belki de yatmıştım. Kendimi iyice küçültmüş bir vaziyette yola bakıyordum. Yola bakıyordum çünkü onun geleceğini düşünüyordum. Umut ediyordum. Belki gelirdi.

Gelmezdi.

Ona öyle bir ihanet etmiştim ki bir daha asla gelmezdi. Gelmeyecekti.

O gelmezse ben giderdim. O kaçarsa ben kovalardım. O gitse ben durdururdum. Ondan vazgeçmezdim. Hislerimi bilmeden gidemezdi. Gitse, tutar. Kaçsa, bulurdum onu. Çünkü biz sonsuzduk. Ben onun sonsuzundaki sondum. Ben onun hem sonu hem de başlangıcıydım.

Yıktığım enkazı tek tek ben toparlayacaktım. Tekrar yıkılsa bile yılmayacaktım. Belki o enkazın altında bende kalacaktım ama onsuz nefes alamıyorsam onun yaptığı enkaza bile razıydım.

Küllerimden yeniden doğmak için ateşe ihtiyacım vardı. Oysa ben soğuktan kaskatı olmuştum. Donmuştum. Fakat ateşimi biliyordum. Beni yakıp kavuran ateşimi bulacak ve küllerimden yeniden doğmak için alevlenecektim.

Bizim masalımız bitmiyordu.Aksine yeni başlıyordu. Bir umut vardı. Yola devam edebilmek için...

Ona ulaşabilmek için...

Ve ben bu umudun her zerresine tutunarak ona ulaşacaktım. Onu bulacak ve bir daha asla kaybetmeyecektim. Ateşimi, güneşimi, ışığımı tüm yaşama sebebimi bulacaktım.

Ona bir şekilde ulaşacaktım.Bu hiç kolay olmayacaktı,biliyordum. Ama onu bırakamazdım. Ta ki biz son olana dek.

Sonsuzluğa karışana dek...

...

Diğer bölümler kısa süre içerisinde gelecektir.
Bu bölüm gelecekten bir kesiti içermektedir.

İnstagram: gamze_akmsr
Twitter: Gamzeakmsr
Askfm: gamzenurakmisir075

Sevgi ve bolca kahkahalarla...

İNTİKAM OYUNU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin