Bölüm 4

2.8K 335 15
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... HENÜZ HİKAYENİN BAŞINDAYIZ AMA GEÇEN BÖLÜMDEKİ YORUMLARI GÖRDÜM... YARATICILIĞINIZI ZORLAYIP ENTERESAN KÜFÜRLER ETME BECERİNİZİ SINAMAK İSTİYORUM... (ŞAKA VALLA ŞAKA) :D... 

Günler o kadar yavaş bir şekilde ilerliyordu ki Galatea delirmekte olduğunu hissediyordu. Şimdiden iki haftadır Camelot'daydı. Şuana kadar efendisinin amaçları için hiçbir şey yapmamıştı. Lord Cameron ona çok ufak tefek şeyler için emir veriyordu. Genellikle sorular soruyordu. Onun zekâsını görmek istiyor gibiydi sürekli.

O geceden sonra bir daha odasına gelmemişti. Gerçi o günden sonra Galatea, başka rüya görmemişti. Bu durumdan memnundu. Geçmişin acılarını yaşamak korkutucu geliyordu. Geceleri uyumadan önce yapabileceği bir şey olup olmadığını merak ediyordu doğrusu. Rüyalarla ilgili hiç büyü bilmiyordu.

Kendisine ait özel büyülerin olduğu güzel bir kütüphanesi vardı. Gezileri sırasında oldukça sıra dışı ve nadir bulunan büyülerin olduğu kitaplar bulabilmişti. Bir iki tanesini okuldan çalmıştı. Bir kısmı geçen zamanda Lucan'ın ona hediyesi olmuştu.

Eski efendisini düşününce gülümsedi. Onu bulduğunda henüz ufacık bir çocuktu ve neredeyse ölmek üzereydi. O yaştaki bir çocuğun öylesine güçlü bir amacının olmasını hep tuhaf bulmuştu. Yine de Lucan, her zaman ilklerin insanı olmuştu Galatea için.

Bugüne kadar efendisi olan en genç insandı. Lucan ölebilecek kadar büyük bir tehlikenin altına girmekten çekinmiyordu. Biraz dikkatsiz ve umursamazdı o zamanlar kendisine gelecek zararla Galatea'ya neler olabileceğini bile umursamıyordu.

Eğer bir efendisi amacını yerine getirmeden ölürse Galatea'da ölürdü. Ölmek istemiyordu. Her bir efendisiyle beraber daha da güçlenmişti. Galatea'nın geçen her zamanı Kara Tabut laneti araştırmakla geçmişti. Özelliklerini çok iyi bir şekilde öğrenmişti. Ancak hala lanetin nasıl bozulacağını bilmiyordu.

Camelot'un kütüphanesi oldukça büyüktü. Muhtemelen Galatriel buraya kendi hazinesinden bir şeyler katmıştı. Bir cadının en büyük hazinesi kitaplarıydı. Ne kadar çok ender büyünün olduğu kitap bulundurursa o kadar eşsiz olduğuna inanılırdı.

Galetea, derin bir nefes alıp etrafına bakındı. Raflar dolusu kitaplar vardı burada ve anlaşılan halka açıktı. Yavaşça rafların arasında gezinmeye başladı. Savaş taktiklerinin olduğu çok büyük bir koleksiyon vardı burada. Bunların neredeyse hepsinin Lord Cameron tarafından elden geçtiğine hiç şüphesi yoktu.

İki sıra kitaplık boyunca savaş taktiklerine ait kitaplar devam ediyordu. Galatea, başka bir rafa geçti. Yönetim ve idarecilik konusunda oldukça iyi bir koleksiyon var gibi görünüyordu. Genç kadın merakla bir tanesini eline alıp sayfalarını karıştırdı. Kitap yeni görünmesine rağmen içinde pek çok yer çizilmiş ve karalanmıştı. Hatta okuyan kişi içine kendi notlarını da almıştı.

Galatea, son sayfaya bakıp alaycı bir şekilde gülümsedi. İçinde kitabın saçmalıklarla dolu olduğu, kâğıt tomarının sadece israf edildiği yazıyordu. Sonunda da Kral Rhys'in imzası vardı. Belli ki genç Kral, kendi kendine notlar almayı seviyordu.

Genç kadın, kitabı yerine koyup başka bir rafa geçti. Bundan sonrası tamamen çiftçilik, basit şifa bitkileri ve hayvancılıkla ilgili kitaplardı. Hatta küçük çocuklar için hikâyeler ve oyuncak yapımlarıyla ilgili bir şeyler vardı.

CAMELOT SERİSİ 3. KİTAP- CAMELOT CADISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin