Bölüm 9

2.6K 343 14
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN...  


Çok uzun yıllar sonra bile bu yolu hiçbir zaman unutmazdı. Rossmore'un ötesindeki bu denizden neredeyse iki haftalık bir zamanda ancak Gökdeniz Adası'na ulaşabilecekti.

Bu yolu yıllar öncesinde ilk kez adadan çıktığı o gün kat etmişti. Limandan bulduğu ilk gemiye atlamış ve en uzaktaki adaya atmıştı kendini. Sıradan bir insan olarak... Zayıf ve güçsüz bir halde...

Limandan yürüyüp gemileri teker teker incelemeye başladı. Rossmore'un liman kasabasındaki bu gemiler genellikle balıkçılardı. Genç kadın, yanından geçerken gemilerin sahipleri olabilecek adamlara baktı. Hepsi yaşlı ve neredeyse çökmüşlerdi. Bu adamların hiçbiri onu Gökdeniz Adası'na götüremezlerdi.

Genç kadın başını iki yana salladı ve arkasını dönüp sahilden uzaklaştı. İlerideki barlar, lokantalar ve kıyafet dükkânlarının oluşturduğu büyük pazara baktı. Camelot'dan ayrılmasının üzerinden iki hafta geçmesine rağmen hala yiyecek bir şeyleri vardı. Yine de eğer önlerindeki iki hafta denize açılacaksa hazırlıklı olması gerekiyordu.

Bir süre dükkânlarda gezinip yiyecek ve ilgisini çeken bir şeyler aldı. Bütün bunlar onun taşıması için iki çanta etmişti. Çanta taşımak her zaman zor gelen bir şeydi. Genç kadın derin bir nefes alıp çantalarını sırtlandı ve ilerideki bir hana doğru ilerledi.

Gece olana kadar bu handa kalacaktı. Bu kasabanın limanında sadece balıkçıların olması gibi bir durum söz konusu bile olamazdı. Eğer burası Lucan'ın ülkesiyse bu kadar huzurlu ve refah olmasının imkânı yoktu. Onları karanlığın kollarında saklamaya karar verdiyse o zaman Galatea, onun kurallarına saygılı olacaktı.

Hana doğru gitti ve içeri göz attı. Tahta, ateş, pişmiş et ve alkol konusu içeri sarmıştı. Bu üç katlı bina çok eski bir binaydı. Ancak içerideki koku insana kendisini iyi hissettiriyordu. Genç kadın hancıya doğru yaklaştı. Şişman ve huysuz bir adama benziyordu.

Yaşlı adam baştan ayağa süzdü onu. "Fahişeleri hanımda istemem" dedi sertçe.

Galatea, hafifçe gülümsedi. "O zaman bu han çok zaman geçmeden iflas eder" dedi neşeli bir şekilde. "Yine de ben iş için gelmedim. Yalnızım. Akşama kadar dinlenmek için bir oda istiyorum"

Adam ona sert bir bakış attı. "Fahişeler giremez" dedi sert bir sesle kükrer gibi. "Defol git"

İnatçı...

Genç kadın başını iki yana salladı. Para verse bile bir işe yaramayacaktı belli ki. Adama doğru bir adım attı. "Bir. Oda. İstiyorum" diye fısıldadı her bir kelimenin üzerine bastırarak. Gücünün adamın üzerine bineceğini biliyordu. Onun isteğine karşı koyamazdı.

Adam ağzını hayır demek için açtıysa bile onun bir cadı olduğunu anlamıştı. Bu andan itibaren istese de karşı koyamazdı. Arkasını döndü ve çalışanlarından birine kadını odasına götürme emrini verdi ve gözden kayboldu.

Tek yataklı odası ufaktı. Yatağın üzerindeki çarşaflar eski ama temizdi. Genç kadın arkasına dönüp akşama onu uyandırmalarını ve sıcak su hazırlamalarını söyledi. Adamlar gittikten sonra da kendini yatağa bıraktı.

İlk efendisi bir kadındı. Güçlü bir ülke olan Shandro'nın güzeller güzeli prensesiydi. Her ne kadar meleklere taş çıkaran bir güzelliği olsa bile bencil ve güç delisi bir kadındı. Hiçbir zaman onda özel olanın ya da içindeki güçleri uyandıracak kadar büyük nasıl bir amacı olduğunu anlamamıştı Galatea.

CAMELOT SERİSİ 3. KİTAP- CAMELOT CADISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin