Bölüm 22

3.1K 309 23
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... FİNALE SON 8 BÖLÜM KALDI ARKADAŞLAR... KEYFİNİ ÇIKARIN

Tarihin tekerrürden ibaret olduğu söylenirdi. Galatea kendi tarihinin sürekli tekrar etmesinden korkmuştu. Erel'den sonra hiçbir efendisiyle yakınlaşmamıştı. Yakın olmamak için özellikle dikkatli davranmıştı. Lucan'ı kendisi büyütmüştü. Zamanı boyunca ilklerin yaşadığı tek lider olmuştu.

Ölmemişti. Güçlenmişti. Ona bir şeytan vermişti ve onu kontrol etmeyi öğretmişti. Sonuç olarak Lucan, onun tek yakını olmuştu. Ancak o bile hiçbir zaman sırlarını açığa çıkaracak kadar yakını olmamıştı.

Zorlukla yutkunarak elini yukarı kaldırdı. Titriyordu. Bunun kararını vermek onun için kolay olmamıştı. Yine de bir kere o kararı vermişti ve geri dönmeyecekti.

Elini indirdi ve derin bir nefes aldı. Kapıdan koşarak uzaklaşmak istiyordu ama kendini sakinleştirmek için bir süre sessizce durdu. En sonunda kapıyı çalmadan hızla içeri girdi. Çünkü başka şekilde biraz daha beklerse hiçbir şey yapamayacağına emindi.

Uyumamıştı. Hayır, uyumayacağına emindi zaten. Lord Cameron, üzerinde baştan geçmeli bir gömlek ve siyah bir pantolonla ayaktaydı. Elinde bir şarap kadehi tutuyordu. Şöminesini yaktırmamıştı. Serin hava açık pencerelerden içeri giriyordu.

Erkek başını çevirip ona baktı. "İçeri giremeyeceğini düşünmeye başlamıştım" diye mırıldandı sakince.

Biliyordu. Genç kadın gülümsemek istedi. Ancak o kadar gergindi ki başaramadı. Cameron, onun geleceğini hep biliyordu. En başından beri. "Tereddüt ettim" diye fısıldadı. "Hala bazı şüphelerim var. Yine de kararımı verdim. En kötüsünü gördüm. Ondan daha kötüsü olsa bile başa çıkabilirim"

Genç adam başını salladı hafifçe. "En kötüsü, Erel'di sanırım" dedi. "Herhalde onu sevdiğin için o kadar kötü gelmişti" Dudaklarını büzerek elindeki altın renkli kadehlerde gezindi. "Şu aşk dediğimiz saçmalık krallıklar kurup yıkmamıza sebep oluyor" diye mırıldandı.

"Aşka inanmıyor musunuz, Lord Cameron?"

Cameron onun gözlerinin içine baktı. Elini ileri uzattı. Genç kadın bir an durdu ardından tedirgin bir şekilde erkeğin elini tuttu. Cameron kadını bir anda kendine çekti. Hemen pencerenin önünde durdular. Erkek eliyle yukarı doğru işaret etti. Karanlığın içinde parlayan yıldızları gösterdi. "Aşkın benim için ne anlam ifade ettiğini öğrenmek mi istiyorsun?" diye fısıldadı genç kadına. "O zaman yıldızları saymayı dene"

Galatea, kocaman açılmış gözlerle sonsuz gibi görünen yıldızlara baktı. Geceyi aydınlatan ışık huzmelerinin güzelliğiyle büyülenmişti. "Sonsuz mu yani?" diye fısıldadı.

"Hayır" dedi Cameron. "Zaman kaybı"

Genç kadın kalbinin bir kere daha sıkıştığını hissetti. Elleri hala titriyordu. Bilgeler yanılıyorlardı. Tarih tekerrürden ibaret değildi. Tekerrür olsaydı belki o zaman hissettiği mutluluğu tekrar hissedebilirdi.

Erkek onu yavaşça kendine doğru çevirdi ve gözlerini onun gözlerine dikti. Ardından elindeki şarabı kadına doğru uzattı. Galatea, şarabı ondan aldı ve ürkek bir şekilde bir yudum aldı. "Bunun yaptığında Erel ile yaşadıklarını sana yaşatmayacağımı bilmen gerekiyor" dedi Cameron onu dikkatle izleyerek. "Ama sanırım bundan memnun olursun" dedi hafifçe gülümseyerek.

CAMELOT SERİSİ 3. KİTAP- CAMELOT CADISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin