Bölüm 14

2.6K 336 17
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... EMEĞE SAYGI...

Cameron gözlerini yine Galatea'nın gözlerine çevirmişti. Onunla beraber Ulu Bilge'nin evine giden yolu izliyordu. Dudaklarını büzdü ve başını yana eğdi. Orman yolu birbirinin aynı gibi görünüyordu. Dikkatle bakıldığında aslında her şey birbirinin aynıydı. Kuşların durduğu yerden dalların kırıldığı yere kadar.

'Bir illüzyon bu kadar sıkıcı bir şey mi yani?'

Efendisinin sorusu kafasının içinde yankılandı. Galatea, durmadan yoluna devam etti. 'Göz yanılsamaları savaşlarda büyük avantaj sağlamıştır zamanında, Lordum' dedi. 'Ne yazık ki ben illüzyonlar konusunda hiçbir zaman iyi olamadım. Asla gerçeği sahtesinden ayıramam'

Herhalde her cadının belli bir zayıflığı vardı. Bir zamanlar Şeytan Cadısı olarak bilinen Galatriel'in bile bir zayıflığı vardı. Anılarını pek yerinde tutamıyordu. 'Sana bu konuda nasıl bir yardımda bulunabilirim?' diye sordu merakla.

Galatea, ormanda yürürken gözlerini önünden bir an ayırmadı. 'Dikkatinizin benimkinden çok daha iyi olduğunu biliyorum' dedi sakince. 'Siz sonuna geldiğinde bir illüzyonla gerçeği birbirinden ayırt edebilirsiniz'

Bu kadın akıllı bir kadındı. Belki de Cameron onu yanında tutmaktan asla bıkmazdı. Onu övmek için söylememişti bu sözleri. Sadece doğru olduğunu düşündüğü için söylüyordu. Onunla konuşurken şimdi daha rahattı çünkü şuanda hiç korku duymuyordu. Ona bu ormanda ihtiyacı olduğunu biliyordu.

Dikkatini onun geçtiği yollara verdi. Kadın ilerlerken onun her şeyi görmesini sağlamak için etrafını iyice inceliyordu. 'Şu Ulu Bilge gerçekten çok güçlü olmalı' dedi sakince. 'Aksi halde büyünün yok olduğu bir krallıkta böyle bir büyünün hala hayatta kalması mümkün olmazdı.'

Galatea, derin nefeslerle soluklanarak yoluna devam etti. 'O çok güçlüdür, Lordum' dedi sakince. 'Aksi halde bir cadının güçlerini mühürlemeyi asla başaramazdı. Yine de fahişenin teki olduğu gerçeğini değiştirmez!'

Onun bu sözleri üzerine Cameron kahkaha attı. 'Bu sözler senden gelince çok tuhaf oluyor, Galatea' dedi neşeli bir şekilde. 'Sen ki kendini Fahişe Cadı olarak tanıtan bir cadısın' dedi. 'Ona fahişe derken sesin tiksintiyle çıkıyor. Kendinden bahsederken gururla. Bu nasıl bir iki yüzlülük böyle?'

Galatea, onun haklı olduğunu biliyordu. Ancak onun fahişeliği ile Ankna'nın ki bir değildi. 'Fahişelik değişik bir şeydir Lordum' dedi. 'Kendini korumak için başkalarını feda edenler aşağılıktır. Benim gibi kendi güçlerini başkaları için defa edenler daha iyi durumdadır'

Demek kendisine bu yüzden fahişe diyordu. Efendiden efendiye hizmet ettiği için. Evet, değişik bir bakış açısıydı. Cemaron elinde olmadan ona saygı duydu. 'Demek lanetin seni benim fahişem yapıyor' dedi gülümseyerek. 'Bedeninle de bana hizmet etmeni istesem ne olur'

Kalbindeki korku onun bir an durmasına neden oldu. Gerçekten korkmuştu. Kalbinin gümbürtüsünü duyacağından korkuyordu. Ne diyeceğini bilemeyerek önüne baktı. Ardından yoluna devam etmeye başladı. 'Bedenimi size sunamam' dedi titreyen bir sesle.

Ancak Cameron fark etmişti. Gözlerini yoldan ayırmadı ancak kafasında az önce olanları tartıyordu. Dudakları elinde olmadan gülümsemeyle kıvrıldı. Bedeninden bahsederken nasıl korktuğunu hissetmişti. Demek lanetinin bedeniyle ilgili bir kısmı vardı ve bunu Cameron'dan saklıyordu.

CAMELOT SERİSİ 3. KİTAP- CAMELOT CADISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin