Bölüm 8

2.6K 343 9
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR. LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN. SİZLERİ GALATEA VE CAMERONLA BAŞBAŞA BIRAKIYORUM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR

Lucan, krallığı çok ilginç bir şekilde koruyordu hiç şüphesiz. Ayrıca eski efendisinin hala kendisiyle bir bağı olduğu da şüphe götürmezdi. Bu yüzdendir ki Rossmore'un dışındaki ormanda ağaçların dibinde oturup bu yenilenmekte olan krallığı izlerken yanında belirmişti.

Bir ağacın üstündeki dallardan birine tünemiş Rossmore'u izlerken hemen karşısındaki dalda sırtını ağaca vermiş bir şekilde duruyordu. Galatea şimdi ona ne demesi gerektiğinden emin değildi. Belki o da aynı durumdaydı ki sessizce bir süre öylece durdular.

"Aslında" diye söze başladı genç adam. "Ziyaretime geleceğinden çok emindim"

"Gelmeyeceğim. Uzun bir süre daha Rossmore'a gelmek niyetinde değilim"

Lucan, elindeki sigaradan bir nefes aldı ve dumanı üfledi. "Kendine bir efendi bulduğunu duydum" dedi. "Helen, senin Camelot Prensi Cameron'u efendi olarak seçtiğini söyledi"

Onun sigara içtiğini bilmiyordu. Daha önce hiç görmemişti. Galatea, başını iki yana salladı. "Kötü bir alışkanlık kazanmışsın" diye mırıldandı.

Bunun üzerine Lucan güldü. "Ciğerlere zararlı, dişleri sarartıyor ve kötü kokuyor" dedi neşeli bir şekilde. "Ancak refah içinde ve mutlu bir halk için ödediğim ufak bir bedel. Bu insanlar Henry'nin hâkimiyetinden kurtulduğuna o kadar memnun ki beni cennetten inmiş bir melek zannediyorlar" diye devam etti yorgun bir şekilde başını iki yana sallayarak. "Yanımdaki adamlarım ve arada bir insan avım olmasa Orion kafayı yedirtirdi bana"

Onun gibi karanlıkta yaşayıp, kanla beslenen biri için çok zor olmalıydı. Derin bir nefes alıp verdi. "Senin adına üzülmeli miyim yoksa mutlu mu olmalıyım bilmiyorum" dedi sakince. Artık efendisi olmadığı için saygı sözcükleri kullanmıyordu. Belki Lucan bunu umursamıyordu bile.

Lucan hafifçe omuz silkti ve sakince sakalını sıvazladı. Çenesindeki top sakal onu her zaman oldukça yakışıklı gösteriyordu. Dalgalı siyah saçları gözlerini gölgeliyor ve gizemli bir ifade sağlıyordu. "Şu Camelot çocuğu" dedi sakince. "Onda tuhaf olan bir şeyler olduğunu düşünmüştüm. Yeni efendin Henry'nin bedenini tek hamleyle ortadan ikiye bölen adam değil mi? Rossmore'un işgal planını hazırlayan dahi general"

Galatea, Lucan ile bu konu hakkında konuşmak istemiyordu. Doğrusu hiç kimse onun gibi harika bir efendi olamazdı. Ancak ondan önceki ya da sonraki efendileri hakkında bir şeyler bilmesine de gerek yoktu. "Seni tanımasam kıskanıyorsun diyeceğim" dedi alaycı bir sesle.

Lucan, o zaman yan gözle ona baktı. Yüzünde son derece ciddi bir ifade vardı. Öyle ki yıllar içinde Galatea çok nadir bu ifadeyle karşılaşmıştı. Bu işin hiç iyi olmadığının göstergesiydi. "Neyse ki beni tanıyorsun?" dedi Lucan sakince. Bir anda ortadan kayboldu ve hemen Galatea'nın yanında ortaya çıktı. "Şimdi neden buraya kadar geldin ve neden krallığımdan gizli kalmak istedin?"

Galatea, derin bir nefes aldı ve başını iki yana salladı. "Artık senin emrinde değilim" dedi sakince. "Sorularına cevap vermek zorunda değilim, Lucan."

"Bir efendi olarak değil bir arkadaşın olarak cevapla, Galatea" dedi sakince Lucan. "Sen ve benim bir geçmişimiz var"

Ona saygı duyuyordu. Ona güveniyordu. Yine de ona kendi sıkıntılarından bahsetmeyecekti. Galatea, buna alışık değildi. Gerçi bulunduğu orman krallığa bağlıydı. Krallığının sınırlarını ihlal ettiği düşünülürse bir açıklamada bulunması gerekiyordu. Bu kadarını ona borçluydu. "Efendim bana bir görev verdi" dedi en sonunda sakince. "Gökdeniz Adası'na gidiyorum"

CAMELOT SERİSİ 3. KİTAP- CAMELOT CADISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin