BÖLÜM 11

12 0 0
                                    

2 YIL SONRA..

YAZARDAN..

Yıllar geçmiş bu altı kişilik arkadaş grubu birbirine sıkıca bağlanmış, Hepsi birbirinin annesi,babası, kardeşi olmuştu. Birlikte ağlar, birlikte güler her şeyi birlikte yaparlardı.

Bu sırada üniversiteyi bitirmiş hepsi bir iş hayatına atılmıştı. Hepsinin kendi istediği alanlarda diploması varken, onlar İzmir'in en güzel yerinde bir kafe açmışlardı. Bu kafe aylar yıllar geçtikçe büyümüş Bora ve Deniz'in şarkı anlamındaki isimleri de kafe ile birlikte daha büyük ün kazanmıştı.

O günden sonra birbirlerine daha çok bağlanan Deniz ve Bora aralarındaki duygu yoğunluğunu hala fark edemese de onlar dışındakiler bunun çoktan farkındaydı.

'O' gün kimse tarafından konusu açılmamak üzere kapanmıştı. Hepsi çok üzülmüş aylarca acı çekmişti. Deniz'in uyanması ayları bulmuş, bu sıralarda hepsi anlaşıp sırayla hastanede kalıp hiç yalnız bırakmamışlardı.

Şimdi ise hepsi kafede bir masaya oturmuş, erken saatler olduğu için gelen nadir kişiler vardı. Bu sayede her zamanki gibi saçma sapan konulardan konuşur, gülüşürlerdi.

Şimdiyse kimsenin ağzı bıçak açmıyordu. Hepsi sırayla birbiriyle bakışırken bir şey oldu. Herkesi şaşırtacak bir şey.

Bu sessizliği komik bulan Deniz kahkahalarla gülmeye başladı.

Hepsi yüzünde şok ifadesi ile Deniz'e bakarken Deniz bakışların farkına varıp yavaş yavaş gülmesini sonlandırdı.

Aralarına katıldığından beri sadece gülümsediğini gördükleri Deniz şimdi kahkaha atıyordu. Hepsinin kahkahalarla güldüğü en komik olaylarda bile sadece gülümsemekle yetinen Deniz'e o kadar alışmışlardı ki. Bu an onlar için çok garip gelmişti.

" Gençler bu tarih ve saati bir köşeye yazsak mı?" Dedi Barış.

"Vaaaaay canınaaaa, ya bu kız, bu bu vaaay beee" dedi Nisan

"Noldu lan az önce" dedi Ekin

"Biri beni cimcikl-auv Nisaaan!" Dedi Öykü onu cimcikleyen Nisan'a kızarak

"Aşık oldum galiba" dedi Bora kısık sesle.

"Şey ben güldüm yani sadece ne oldu ki bu kadar?" Diyerek hepsiyle teker teker göz teması kurdu. Ve devam etti;

"Tamam bu çok büyük bir olay. Ben kahkaha attım neden yaptım nasıl oldu vay canına güzel duyguymuş"

Ve o sırada olanlar oldu..

"Eeeekiiiğnnn aaşkoom" diyerek cırlayan bir Beril girdi içeriye

"Gençler kurtarın lan beni, ne olur ya!" Diyerek ağlama pozisyonuna geçti Ekin.

Beril kafeye nadiren gelmiş ve o sırada Ekin'in sesine hayran olmuş bir kızdı. Tabi biraz -tamam fazla- yılışık bir kızdı.
Aylardır sabah erkenden kafeye gelir Ekin'in yanından ayrılmazdı.

"Eeeh yetti be!" Diyerek kapıdan yeni girip yanlarına ulaşmış olan Beril'i kolundan tuttuğu gibi sürükleyerek kapıdan dışarıya attı Öykü.

"Ya bıktım, bıktım! Onun o boyalı sarı saçını görmektende, yüz kilo makyaj hatta makyaj da değil direk badana yaptığı suratını görmektende bıktım!"

Bu sefer şaşkın bakışlar Öykü'ye dönmüştü.

"Ne var? Niye öyle bakıyorsunuz?"

"Ekiiiiiinnn aşkıııom kapıyı açsanaaa" diyerek bu sefer camdan öpücük atan Beril'e karşı Öykü arkasını dönerek;

"Çek o silikonlu dudaklarını, camları yeni sildim. Iıyy pislik, gitsene kızım ne bekliyorsun? Benim sevgilim Ekin!" Diyerek Ekin'in elini tutarak havaya kaldırıp salladı.

"Bak! Hadi uza şimdi!" Diyerek arkasını dönüp giden Beril'e gururla baktı. Sonra yaptığı şeyi anlayıp hemen elini çekti Ekin'in elinden.

"Ya şey, sen kurtar diyince şeyaptım ben yoksa ne yapacağım canım ehe" diyerek saçları gibi kırmızı renge büründü.

Ve şaşkınca Öykü'ye bakan yüzler kahkaha atmaya başladı. Bol kahkahalı bir gün geçiren grup, akşam saatlerine yine kahkahalarla konuşarak evlerinin yolunu tutmuştu.

Fakat onları bekleyen bir sürpriz vardı..

••••••••••••••••••

BALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin