"Ne demek olmaz Mark?" Mark göz devirip yanına oturdu. "Beni tam olarak bunun için uyardın Jackson! Eğer kendimi konrol edemezsem beni durdur dedin! Mektupları bir ay boyunca göndereceksin. Daha ilk hafta falan ve sen buluşacağım diyorsun? Ona kızgın değil misin?" Jackson ellerine baktı. "Artık eskisi gibi biri değil. O...O Artık Jaebum tarafından kontrol edilen bir kukla değil."
"Biliyor mu?" Jackson kafasını kaldırdı. "Hayır...Hayır tabi ki bilmiyor bunu mektupla yazacak değilim." Mark yavaşça başını salladı. "Her neyse...onunla buluşmak yok! Gitmediğinden emin olmak için bugün burada kalacağım." Gerinip ayağa kalktı. "Tuvalete gideceğim...birazdan gelirim." Jackson o yukarı çıkana kadar bekledi. Ne olacağını bilmiyordu. Ne yapacaktı? Mark ona asla yardım etmezdi. Neden ona böyle bir şey söylemişti ki?
Mark'ın telefonuna uzanıp ikisinin olduğu ekran fotoğrafına bir süre baktı. "Hey...ne yapıyorsun sen?!" Jackson telefonu koltuğa attı. "EKRAN FOTOĞRAFINA BAKTIM! YEMİN EDERİM!" Mark güldü ve yanına oturdu. "Ha biliyorum zaten şurada saklanıyordum." Jackson göz devirip ofladı. Madem onu göremeyeceğim...o zaman şey...beni mutlu edecek bir seyler söyle." Mark başını sallayıp bir süre düşündü. Sonra kendi kendine güldü ve Jackson'a döndü. "Telefon şifresi 5225766." Jackson ofladı. "Ne diyorsun? Ne alakası var şimdi bun-" Jackson kafasına yediği darbeyle sustu. "Adın tuş sıralamasına göre böyle oluyor aptal!" Jackson onu anlamayınca ofladı ve tuşlu bir telefon resmi açtı. "Bak seni aptal adam, bir sayısı abc için, iki sayısı def için.." Jackson sırıtmaya başladı. "İsmimi kilidi mi yapmış?" Büyük ihtimal aklında sadece sayılar var ama...bu önceden seni düşünerek yaptığı gerçeğini değiştirmiyor.
Jackson kahkaha attı. "Başka! Başka ne var?" Kapıdaki kilit sesiyle ikisi de o tarafa döndü. "Evet Bam kağıdı bıraktı-" Yugyeom onları görünce sustu ve el salladı. "Seni sonra ararım. Tek yapman gereken ortaya bir söylenti atmak! Dikkatli ol olur mu?" Telefonu kapadı ve ceketini çıkardı. "Nasıl gidiyor? Jackson Hyung? İyi gibisin!" Gülümseyip yanına oturdu ve kafasını omzuna yasladı. "Kilidine benim ismimi yazmış Yuggy..." Jackson'ın yanakları kızarırken Mark yalandan öğürdü. "Tam bir ergene dönüştü..."
Bugün bunlar olurken Jinyoung telefondan gelen mesaj sesiyle doğruldu.
Bamx97x: kapının önündeki notu almazsan uçup gidecek~
Jinyoung oturduğu yerden kalkıp kapısına gitti ve defterden koparılmış bir sayfayı andıran kağıdı alıp üstündekileri okudu.
Choi Youngjae. Sonra teşekkür edersin!
-Yuggy
~~~~~~~~~~~~~
Bu kadar beklettiğim için çok özür dilerim! yamada_ryo özellikle de seni! Umarım bölüm beklentiye değmiştir! Daha hızlı bölüm atacağım söz veriyorum!
💚-Light
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thirty day love letters
FanfictionUnknown: Hey Park Jinyoung, kapının önündeki kutu senin için.