Chris, giymiş olduğu siyah yeleği ve beline bağladığı beyaz önlüğü bir kere daha düzelttikten sonra garsonların üzerini değiştirmeleri için ayrılan odadan çıktı ve restoranın mutfağına doğru yöneldi.
İlk geldiklerinde içerideki manzarayı görünce Will ile birlikte oldukça şaşırmışlardı. Küçük ama seçkin restoranlarında müthiş bir telaş vardı. Aceleyle giyinmek için arka tarafa geçtiklerinde ise patronları, onlara hemen Darren'ın nerede olduğunu sormuştu. Genç adam hala gelmemişti...
Darren, asla bu kadar sorumsuz davranmazdı. Onun, kişiliğine tamamen zıt tavırlar sergilemesi herkesin dikkatini çekiyordu.
Chris nasıl olduğunu bilemiyordu ama bir şekilde genç adam tuhaf davranmaya ve daha da garibi onu istemeye başlamıştı. Ondan kaçmak için evi terk etmeyi bile göze alan arkadaşı şimdi onu arzuluyordu!
Buna engel olması gerekiyordu. Anlık bir hevese kapılıp ona karşılık verirse bu sefer kolay kolay geçiştiremeyecekleri, geri dönüşü olmayan bir yola girerlerdi ve bununla da başa çıkamazlardı.
Ondan daha önce giyinip mutfağa geçmiş olan Will'in yanına gitti. Sevgilisi büyük bir dikkatle tabakları kuruluyordu.
''Darren gelmedi mi daha?''
''Gelmedi.'' dedi Will sıkılmış bir ses tonuyla.
Will'in tavırlarını bile umursayacak durumda değildi. Darren kovulmayı göze alamazdı. New York'da yaşayabilmek için buradan kazandığı paraya ihtiyacı vardı.
Cep telefonunu çıkarıp onu aramak üzereyken arkadaşı nefes nefese mutfağa daldı.
''Yetiştim! Mia'nın elinden ancak kurtuldum!''
Chris, sinirlenmek istemiyordu fakat elinde değildi. Darren'ın yanağındaki kocaman ruj izinden Mia'nın onu zar zor bıraktığı belliydi, evet!
''Patron seni soruyor. Git ona bir görün. Sonra da üzerini değiştir. Bir sürü iş var.'' Will sertçe emirlerini sıralarken Darren hiç oralı olmadı.
Ela gözleri ona kilitlenmişti. Seksi gülümsemelerinden birini yolladıktan sonra içeri geçti ve kayboldu.
''Chris, bir adam böyle bakmaya devam ederse bunun sonu masumca bitemez. Seni bakışlarıyla yiyip bitiriyor. Haydi ama kahretsin! Sen de erkeksin. Her şeyi bir kenara bırak eşcinsellerin sadece bakışlarıyla bile seviştiğini herkes bilir.''
Chris'in içindeki küçük şeytan Darren'ın ona böyle bakmasından hoşlanıyordu. Şu an, Will'i dinlemek istemiyordu ve sadece içindeki küçük şeytanı duyabiliyordu.
''Darren, eşcinsel değil ve bana da her zaman baktığı gibi bakıyor. Sen sadece kıskanıyorsun!'' deyip zoraki sevgilisinin yanağından öptü.
''Misafirler gelmeye başladı. Ben gidip onlarla ilgileneyim.'' Diye ekledikten sonra da restoranın girişine yöneldi. Böylece Will'den uzaklaşıp biraz nefes alabilirdi.
İçeri giren kadınlar ellilerinin sonunda, saçları son modaya uygun olarak yapılmış, şık giyimli hanımlardı. Hepsi de yanından geçerken ona alıcı gözle bakmayı ihmal etmemişti.
Şirin oldukları kadar çapkınlardı da anlaşılan. Chris, gülümseyerek bu akşamın güzel geçeceğini düşündü. Bu tatlı kadınları ağırlayacak ve bol bol bahşiş alacaklardı.
Bir süre daha gelenleri karşıladıktan sonra mutfağa geçip Will'e yardım etmeye başladı. Bu sırada tonton aşçıları doğum günü pastasını süslemekle Darren ise içerde çatal bıçakları masalara dizmekle meşguldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELL ME THE TRUTH
FanfictionAsla en yakın arkadaşınıza aşık olmayın! Chris, birlikte yaşadığı, aynı okula gittiği ve hatta aynı odada kaldığı, yıllardır tanıdığı bir adama âşık olacağını hayal dahi edemezdi. Darren, heteroseksüeldi ve kendisi gay olmasına rağmen ona yakınlık...