Medya: Anonim. Daha doğrusu Utku. (Ben bu çocuğu hayal etmiştim en başından beri. Siz istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz♥)
Utku'dan
Bilir misiniz, bazı dakikalar vardır geçmek bilmez. Bazı acılar vardır dinmek bilmez...
Tam şu anda bunu hissediyorum. Hastane kapısında nöbette, ağlamamak için zor duruyorum. Ada'nın doktorunu gelmesini beklerken dakikalar geçmiyor, kalbimin acısı geçmiyordu.
Onun sadece bir kaç metre uzağında olup da, onu koruyamamak çok acı veriyor.
Kimseye haber verecek gücü bulamamıştım kendimde. Bir umut bekliyordum nöbette. Doktor iyi bir şeyler söylesin diye bekliyordum saatlerce burada, sessizce.
En sonunda bana doğru yaklaşan beyaz önlüklü adamı görmemle ayağa kalktım. Doktor bey tam karşıma gelip durduğunda ise onun gözlerinin içine baktım.
''Ada Kayhan'ın neyi oluyorsunuz beyefendi?''
''A-arkadaşıyım. O iyi mi?'' Sesim zorlukla çıkmıştı.
''Hastanın durumu iyi. Hatta normal odaya aldık. Fakat başka bir şey var.''
''Nasıl yani?'' Merakla doktorun suratına bakmaya başladım. Doktor tam ağzını açmış bir şey söylecekken ona seslenmeleri ile susup kafasını çevirdi. Acile gitmesi gerektiğini söyleyen hemşireye kafa sallayıp bana döndü. ''Hemen geleceğim. Eğer isterseniz onu görebilirsiniz. Şuradaki hemşireye söylemeniz yeterli.'' diyerek eliyle bir kadını gösterdi. Ardından uzaklaşmaya başladı.
Arkasından bağıracak gücüm yoktu. ''İyi de bir şey diyordunuz-'' Boş versene. Gitmişti bile.
Hemen hemşirenin yanına gidip onu görmek istediğimi söyledim. Hemşire ise onu takip etmemi söyledi. Bilmem kaçıncı kata çıkıp 1076 numaralı odaya vardık. Hemşire yanımdan ayrılırken, bana da derin bir nefes alıp odaya girmek düştü.
Hastanelerden nefret ettiğim için sanki bütün duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Annemi kaybettiğimiz o zamandaki, hastanedeki günüm aklıma gelince hızla kafamı salladım. Şu anda Ada'ya odaklanmam gerekiyordu.
Yavaşça içeriye girip kapıyı kapattım. Ve yatakta uyuyan sevdiğime baktım. O çok güzel görünüyordu. Uyurken bile. Yüzündeki yaralar varken bile.
Ona yaklaşıp tam yanındaki koltuğa oturdum. Elimi uzatıp, serum takılı olmayan elini avuçladım. Yumuşak elini, elimle biraz okşadıktan sonra eğilip elini öptüm. Diğer elimi ise Ada'nın yanağında gezindirdim.
''Özür dilerim.''
Zorlukla çıkan sesimi neredeyse ben bile duymamıştım.
''Benim yüzümden oldu. Benim yüzümden bu hâldesin. Seni bekletmemeliydim.''
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Ama en sonunda doktor odaya girdiğine ayaklandım.
''Gelin. Dışarıda konuşalım.'' Kafa sallayıp peşinden ilerledim.
Odadan çıktığımızda ise derin bir nefes alıp bana döndü. ''Siz biliyor muydunuz?''
''Neyi?'' dedim şaşkınca.
''Ada hanımın bir kanser hastası olduğunu.''
•••••
Rica etsem vote verip, yorum yapar mısınız?
Seviliyorsunuz.
xoxo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANSER • TEXTING
ContoAnonim: Neden sürekli senin tuvalete ağlayarak koştuğunu görüyorum? Anonim: Neden arka bahçedeki en köşedeki ağacın altına oturup, sessiz sessiz ağladığını görüyorum? Anonim: Bir derdin var gibi. Anonim: Bana anlatabilirsin. Anonim: Benden sır çıkma...