Utku'dan
''Ney ney ney?! K-kanser mi?!''
''Evet beyefendi. Kanser. Bu tepkinize bakılırsa, bilmiyordunuz.''
O an aklım durmuştu. Hiç bir şey düşünemiyordum. Biraz zaman geçtikten sonra parçalar kafamda oturmaya başlamıştı. Sürekli ağlaması, bir derdi olması, bayılması. Arada bir ortadan kaybolması...
''Beyefendi beni dinliyor musunuz?'' Doktorun sorusunu en sonunda duyduğumda ona döndüm.
''Ada hanımın hastalığı henüz ilerlememiş, ama ciddi bir önem taşıyor. Tedavisi sürüyor mu bilmiyorum. Arkadaşlar sistemden bakacaklar.''
''P-peki ne kanseri bu?'' Sesim bir fısıltı gibi çıkmıştı.
''Göğüs kanseri. Sağ göğsünün alt kısmında orta büyüklükte bir kitle var. Eğer tedavisi henüz başlatılmadıysa acilen başlatılmalı.''
Doktor bey bir kaç parça bir şey söyleyip yanımdan uzaklaşırken arkasından bakakaldım. Sevdiğim kız, bu hayattaki en çok önemsediğim kişi hastaydı. Hem de kanser hastasıydı.
....
Kendime gelmek için kaç saat bekledim bilmiyorum. Bahçede öylece oturmuş düşünüyordum. Neyi düşündüğümü bile bilmiyordum oysaki.
En sonunda Ada'nın yanına çıkma kararı aldım. Onu çok yalnız bırakmıştım.
Hızla asansöre yönelip kata çıktım. Odaya yavaşça girdiğimde ise Ada'nın hâlâ uyuduğunu gördüm.
Yavaşça koltuğa yerleştiğimde onu izledim bir süre. Saat gece yarısını geçmişti. Ailesine bu saatte haber vermek istemiyordum. Ama eğer haber vermezsem daha çok telaş yapacaklardı, biliyorum.
Ada'nın eşyalarının olduğu yere ilerleyip onun telefonunu buldum. Annesini arayıp, kısaca olayı anlattım. Her ne kadar durumunun iyi olduğunu söylesem de, annesi çok telaş yapmıştı.
Koltuğa tekrardan oturup, onun güzel yüzünü incelemeye başladım. Sanki yüzündeki her detay hafızamda değilmiş gibi tekrar inceledim onu. Ardından kafamı çevirdim. Pencereden dışarı, yıldızları seyretmeye başladım. Bir damla göz yaşı yanağımdan süzülürken derin bir nefes aldım.
Tam o anda bir ses duydum. Onun sesini.
''O sensin.''
Kafamı çevirdim.
''Kim?'' dedim anlamamazlıktan gelerek.
''Anonim.'' Nefesimi tuttum. Ve yavaşça kafamı salladım.
O ise gülümsedi. ''Ne zaman anladın?''
''Geçen gün. Annem seni öyle detaylı anlattı ki, bütün anlattıkları ile senin görünüşün uyuşuyordu.''
Gülümsedim. Ardından aklıma gelen şeyle gülümsemem silindi.
''Neden bana söylemedin? Kaç kez sordum sana.''
Bu sefer o anlamamazlıktan geldi. Ama anlamıştı. Biliyorum.
''Neyi?''
Derin bir nefes aldım. ''Kanser olduğunu.''
İkimiz de sustuk o an. Sadece gözlerimiz konuştu. Gözlerime o kadar derin baktı ki, ne diyeceğimi bilemedim. Ela gözleri, mavi gözlerime kitlenip kaldığında heyecanlandığımı hissettim.
''Üzgünüm. Korktum.''
''Korkma. Ben senin yanındayım.''
Gülümsedim. Gülümsedi. ''Yani eğer, sen de istersen.''
Cevap vermedi. Ben ise beni istemediğini düşünüp ayaklandım. O ise biraz doğrulup elimi tuttu.
''Gitme anonim. Beni bırakma.''
•••••
Rica etsem vote verip, yorum yapar mısınız?
Seviliyorsunuz.
xoxo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANSER • TEXTING
Short StoryAnonim: Neden sürekli senin tuvalete ağlayarak koştuğunu görüyorum? Anonim: Neden arka bahçedeki en köşedeki ağacın altına oturup, sessiz sessiz ağladığını görüyorum? Anonim: Bir derdin var gibi. Anonim: Bana anlatabilirsin. Anonim: Benden sır çıkma...