12.BÖLÜM

4.4K 173 27
                                    

  Ormanda gerçekten yorulmuştum. Bacaklarım neredeyse hissizleşmişti. Odama çıktığım zaman kendimi hemen yatağa attım. Aslında sıcak bie duş alıp uzanmak daha mantıklıydı ama banyoya kadar yürüyebiledeğimden ekin değildim. Telefonumu çıkarıp en sevdiğim şarkı olan, 'Jason walker - Down' açıp dinlemeye başladım. Bir yandan onu dinlerken galerideki fotoğraflara bakıyordum. Zaten çoğu fotoğrafımda Malia hep yanımdaydı. Onunla olan fotoğraflara bakarken bugün ona da birşey olmasından ne kadar korktuğumu hatırlayarak bir kaç damla göz yaşımın akmasına engel olamadım. Sevdiğim birini kaybetmek acısı en zor olan şeydir nemim için. Fotoğrafları kaydırarak galeride geziniyordum. Elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim. Ve o anda gördüğüm fotoğraf nefesimin daralmasına ve boğazımın düğümlenmesine sebep oldu... Malia ' nın evinde okulu asıp hep birlikte buluştuğumuz gün çekindiğimiz fotoğraf... Şimdi gerçekten ağlıyordum. Hıçkırıklarımı kontrol altına almak için elimi ağzıma bastırdım. Bizimkilerin beni ağlarken duymasını istemiyordum. O gün hepimiz ne kadar mutluyduk. Buluştuğumuz  tek gündü. Candice çekmişti üstelik. O kadar içten, sıcak bir gülüşü vardı ki onun. Sanki burdaymış gibi onun o gülüşünü bir an duyuyormmuşum gibi hissettirdi. Sakinleşene kadar ağladım. Çok erkendi. Ölmesi için çok çok erkendi. Henüz yeni tanıtmıştık ve onu kaybetmek beni bu kadar derinden etkileyebilmişti.

   Açtığım müzik bitmişti ve şimdi de Jackson' un benim için çekip gönderdiği ses kaydı oynatılıyordu. Bunun hala telefonumda olduğuna şaşırmıştım. Kapatmak için telefonu aldım ama, durdum. Yapamadım. Kapatamadım. 

  " ... Carry ! Yine ben seni çok özledim ve sen mesajlarıma cevap vermiyorsun. Yine,yine,yine... Böyle nazlı davranmaya devam edersen benden kurtulamazsın küçük leydi. Hatta beni kendine daha çok bağlamış olursun. Seni daha çok özlerim.Fotoğraflarımıza bakıyordum da ne kadar tatlıyız dimi... Tamam tamam hemen şımarma. Hiç ayrılmayalım, ben seni hiç bırakma- " 

  Daha fazla kendimi tutamadım ve durdurdum.. Bu zamana kadar durdurmayışım hataydı zaten. Uzun zamandır onun sesini duymuyordum. Bana ondan başka hiç kimse 'Carry' demezdi. Onun bu ukala tavırlı sesini ona yakıştırıyordum. Ve bu sesi dinledikçe, duydukça sanki kalbim duracak gibi oluyordu... Her bırakan bırakmam der zaten öyle değil mi?

   Az önce dinen göz yaşlarım bu sefer daha şiddetli bir şekilde geri dönmüşlerdi. Bana hep " Seni hiç bırakmam haberin olsun, benden kurtulamazsın. " derdi... Bu kadar kolay bırakabileceğini hiç düşünmemiştim. Daha doğrusu ben onun beni bırakabilmesi ihtimalini hiç düşünmemiştim.

   Ayrıldığımızdan beri hep ben kendimi yiyip bitirmiştim. Ama o ayrılık sebebimiz olan pis sürtük Linda' yla görüşmeyi bile kesmeyip hala onunla sevgili olmaya devam ediyordu. Ve evet beni aldatmıştı. Linda' yı bu yüzden sevmiyorum.. Zaten sevilecek bi kız değildir, kesinlikle. Bu kadar kolay olacağını beni bu kadar çabuk unutacağını gerçekten tahmin etmiyordum. Ve çok yıkılmıştım. Biz sevgiliyken bile Linda ile ne kadar arkadaş gibi olsalar da Linda ' nın o gözle bakmadığını biliyordum. 

   Kafamdan bu düşünceleri kovmak için sürekli olarak kafamı iki yana sallayıp içimi çekerek ağlıyordum. Ağlamam biraz kesildiğinde yüzüm ve boynumun ıslaklığını hissettim. O sırada daraldığımı, gerçekten nefes alamadığımı fark etmeye başladım. Sanki boğuluyor gibiydim. Yataktan kalkıp hızla balkona doğru yürüdüm. Balkona çıkıp derin derin nefes almaya başladım. O kadar derin nefes alıyordum ki boğazım yanıyordu resmen. Şimdi de bir yandan öksürüyordum. Ciğerlerim bir anda giren havaya karşı tepki veriyordu. 

   Hemen sonra doğruldum ve kendimi daha iyi hissettiğime emin olduktan sonra balkonun korkuluklarına tutundum. Bu gece dolunaydı ve ben dolunay gecelerinin ayrı bir huzur kattığını düşünürdüm hep. Karanlık gökyüzündeki yıldızlara bakarak bir süre hiçbir şey düşünmedim. 

BİR GENÇ KIZIN SIRLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin