30. Bölüm --- Anlaşma

1.4K 79 66
                                    

"Özür dilerim. "

......

"Gerçekten çok üzgünüm. "

......

"Buna...buna mecburdum. "

Kulağa tanıdık gelen bir ses. Ağzımda hafif metalimsi bir tat ve gözlerim açık olmasına rağmen görebildiğim tek şey karanlık. Tam anlamıyla kendimde olmadığımın farkındaydım. Sesler kesik kesik ve net değildi. Ancak biraz zaman geçince beynim eski olanları hatırlamaya başlıyordu. Başımın arkasında bir acı hissetmeme rağmen kendimi olanları hatırlamak için kasıyordum.

Ara sokak bir yer ve yanımda Aiden vardı. Okul çıkışıydı. Daha sonra hissettiğim korku ve telaş yeniden tüm hücrelerime yayıldı. Ağzımı bir pamukla kapatıp beni bayıltmıştı.

Bir arabanın arka koltuğumda olduğumu fark ediyordum. Kollarım arkadan, bileklerimden sıkıca bağlanmıştı. Ayak bileklerimde de aynı sıkılıkta bağlanmış ipleri hissediyordum. Bir süre sonra araba durdu. Bu beni daha çok korkutmuştu.

Kapının açılma sesini duyduğumda geriledim ve ne kadar anlaşılmasa da bağırmaya çalıştım.

"Kapa çeneni küçük kız. Kendini yorma. Burada kimse seni duyamaz. "

Bu sesi tanımıyor gibiydim. Yani en azından Aiden değildi. Zaten tanıyor olsamda şuanda net algılayamıyordum. Daha fazla çırpınmaya başladım. Ancak kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki. Beni kolaylıkla kucağına alıp arabadan çıkartmıştı. Omzuna aldığında başım yere doğru sallanıyordu ve bu bağırmamı zorlaştırmıştı. Gerçekten güçlüydü. Ayaklarımı sallamam onu en ufak yavaşlatmamıştı bile.

Açılan bir kapı sesi duydum ve daha sonra içeriden gelen bir yabancının sesi daha.

"Aferin. Bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim. " dedi. Sesindeki pis sırıtışı görmesem de hissetmiştim. Bu ses... Tüylerimi diken diken etmişti bile. Konuşmasındaki aksan o kadar tanıdık geliyordu ki. Bu sesi nerde duysam tanırdım. Ancak buna çok yoğunlaşmama fırsat olmadan sert bir şekilde bir yere otutturulduğumu hissettim.

Hadi ama kaçırılmış olabilirdim ama biraz daha nazik davranabilirlerdi. Kalçamı kırmamın onlara ne faydası olacaktı?

"Aiden iyi iş çıkarmış." dedi. "Öyle değil mi Aiden?"

Tekrar bir gülüşme geçti.

Aiden. O ahmak da mı buradaydı. Yalan söyleyip beni kaçırmıştı.

"Kendinde mi bu? " Yine o aksanı değişik adamın sesiydi. Beynimi biraz daha zorladım ve adının Mike olduğunu hatırladım.

"Oldukça. " dedi ve tekrar güldüler.

Tahminimce odada sadece 3 kişilerdi. Aiden, beni buraya taşıyan adam ve sürekli bir yerlerden karşıma çıkan Mike.

"Bu plan işe yaramak zorunda. " dedi kendinden oldukça emin bir ses tonuyla Mike.

"Takas işi mantıklı olacaktır. İşe yarayacak. Güç olarak bize kafa tutamayacak kadar zayıflar. "

Lanet olsun ne planından bahsediyorlardı? Beni ne için takas edeceklerdi ki?

"Bob! "

"Buyrun efendim? " Bu defaki ses diğerlerinden uzakta geliyordu.

"Büyüyü yapmaya başla. "
Mike'dı emirler yağdıran. Ve tahmin ettiğimden bir kişi daha fazlalardı. Aralarında birisi daha vardı. Ve kulaklarım bana oyun oynamıyorlarsa bu kişi cadıydı. Ne büyüsünden söz ediyorlardı? Kahretsin bu normal bir kaçırma değildi. Karşılığımda ailemden fidye isteyecekleri bir kaçırma olmasını yeğlerdim. Durumun doğaüstü seviyede olduğunu fark ettiğimde daha fazla korkmaya başlamıştım. Benim özel bir gücüm yoktu ve karşı koyacak kadar da güçlü değildim.

BİR GENÇ KIZIN SIRLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin