23.Bölüm-- 'Babam'

2.4K 102 33
                                    

  Jack' ın uyanmasına fırsat vermeden eşyalarımı toplayıp sessizce evden çıktım. Saat daha erkendi. Buolanlara karşın kendimi garip bir şekilde mutlu hissediyordum. Telefonumu çantamdan çıkarttım. Dün gece kapattığımı unutmuştum. Telefon açılır açılmaz art arda gelen sesli mesajların sahibinin Malia olduğunu tahmin etmek zor değildi. Hepsinde neredeyse aynı şeyi tekrarlıyordu. O yüzden tamamını dinlemekten vazgeçtim. Nadia ve Malia ya mesaj atıp buluşmamız gerektiğini söyledim. Her zaman gittiğimiz sade bir kafe vardı. Genelde tenha olurdu ve rahat rahat konuşabilirdik. Mesajı gönderdikten sonra yavaş bir şekilde yürümeye devam ettim. Jack'ın garip davranışları, ailemle olan problemler... Sanki byük bir yalanın içinde baş rol oynuyormuşum gibi hissettiriyordu.

  Kafenin kapısından usulca geçtim. Duvar dibindeki 4 kişilik büyük koltuklu masalardan birine oturdum. Mekanda tahmin ettiğim gibi neredeyse kimse yoktu. Kızlar gelene kadar kendime bir portakal suyu sipariş verdim. Ardından kafam yine aynı konulara doğru gitmeye başladı. 

  Babam...Gerçekten babasına çok bağlı olan bir kız çocuğu olarak büyüdüm yıllardır. Ve şimdi tüm bunlar. Ya gerçek babam beni istemezse? Benden haberi bile yoksa? Ah tanrım ne kadar kötü bir durum. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Kendimi toparlamaya çalıştım. Çok geçmeden kızlar kapıda belirdi. Kafede çok az insan olmasına rağmen bir süre gözleriyle beni aradılar. Daha sonra hızlı ve telaşlı adımlarla yanıma geldiler. Malia bir anne şevkatiyle yanıma oturdu ve kollarını boynuma doladı. 

 "İyisin dimi? Neredeydin tüm gece? Başına bir şey gelmedi değil mi? Telefonun neden kapalıydı? " 

 Bunun olacağını tahmin ettiğim için önceden hazırlıklıydım. 

 "Boğulmazsam anlatabilirim. " 

 Kollarını hemen geri çekip gülümsedi. Nadia'da tam karşımda oturmuş endişeli ve meraklı bakışlarıyla bizi izliyordu.                                                                                                                                           Onlar benim en yakın arkadaşlarımdı ve bunu onlara anlatmam gerekiyordu. Bu konunun tekrar gündeme gelmesi içimi ne kadar acıtsada bu konuşmayı yapmamız gerekiyordu. Artık o aileye ait olmadığımı, evden kaçtığımı, babamın bir melez olduğunu, geceyi Jack' in evinde geçirdiğimi... Hepsini masal anlatır gibi anlatmaya başladım. 

-Mikael- 

 "Bana onların öldüğünü söylemiştin! "                                                                                                        

"Evet efendim kendi gözlerimle gördüm. İkisi de ölmüştü. "

"Kapa çeneni! Gördüğüme mi inanayım sana mı? "

  Sakinleşmeye çalışıyordum. Ancak elimde olmadan daha da kızgınlaşıyordum. 

 Yıllar sonra -eskiden- yaşadığım yere dönmüştüm. Normal insanlar gibi yaşamayı bile göze almıştım. Ancak çarpıtım kadın. Morgana...Eminim oydu. Hala yaşıyordu. Daha çok deli gibiydi. Pijamalarıyla otoyolun ortasında tek başına bekliyordu. Eskiden en mantıklı çözümler bulan ve planlar yapanımız oydu halbuki. 

 "Ama efendim bu gerçekten imkansız. Morgana ve Jenna tam olarak öldü. "

 Sinirimi daha fazla tutamadım. Sert ve güçlü bir yumruk salladım. Karşımdaki bir cadıydı ve fiziksel olarak ondan daha güçlüydüm. 

 "Sana gördüm diyorum. Morgana' yı gördüm. Oydu."

 "Peki ya Jenna? "

 Onun ismini başkasından duymak bile farklı hissettiriyordu. Bir an yutkunamadığımı hissettim. Sahi Jenna da hayatta mıydı? Hala yaşıyor muydu? Bu zamana kadar ölmemiş miydi? 

BİR GENÇ KIZIN SIRLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin