Beni affetmenizi beklemiyorum sizden. Dünya telaşında bir de ben dert olmak niyetinde değilim sizlere. Sadece konuşmak ihtiyacı duyuyorum.
Bir kez olsun kulak verin sesime, birkaç kelam edip çekileceğim huzurunuzdan. Fazlaca oyalayıp, hırslara yenik düşen ruhlarınızı sıkmayacağım.
Öyle ya, kaybedenlerin sesi uzaktan gelir. Kalabalıkların yoğun gürültüsünde kaybolur gider, bir uğultu gibi rüzgâra karışır.
Benimde hatalarım vardı elbet, günahsız kul olur mu?
Olmaz!
Günahımla, sevabımla kısacık bir ömür yaşadım.
Sahi yaşadım mı?
Gizlenerek, saklanarak, içimde kopan fırtınaların sessizliğine gömülerek yaşayabildim mi?
Sizler, bay doğrular;
Beni sığdıramadınız küçücük dünya eline, bedenim ve seçimlerim fazla geldi sizlere.
Öyle ya sapkındım, kirletilmiş ruhum sizlere çamur atabilirdi. İlk önce görmezden geldiniz, yok sayarsanız yok olacağım fikrine kapıldınız.
Ama buradayım, tam gözlerinizin önünde inkâr edemeyeceğiniz bir mesafede, diken gibi batıyorum yüreğinize.
Yalnızlıkla korkutmaya çalıştınız, alaycı cümleleriniz canımı yakmaz sandınız.
Bana göre doğru, size göre eğriydim.
Fiziksel benzerliklerim, ruhumun farklılığını gizleyemiyordu.
Ben tek bir bedende, iki ayrı kişiyi barındırarak size göre aymazlığıma kılıf uyduruyordum.
Ölüyorum yavaş yavaş dediğimde, duymayı bırak yüzüme dönmedi yüzünüz.
Evet, yüzüme bakmaktan tiksinirdiniz!
Oysaki her sabah bende, tıpkı sizler gibi yüzümü suyla yıkar çıkardım sokağa.
Su temizler mi günahlarımı?
Peki sizin taşlaşmış kalplerinizi yumuşatamayan su, beni arındırıp çoklu kişiliklere bölebilir mi?
Çok isterdim doğrusu; bir kez olsun ifrazat dolu kalplerinize çıplak ellerimle dokunmayı, empatiden yoksun ruhlarınızın rengini görebilmeyi.
Artık bu saatten sonra çok geç, ben vazgeçmişken sizlerin gözünde değer bulmak istesem ne yazar?
Zayıf bedenim dikenli tellere takılıp düşmeden önce bana sahip çıkmanızı ummuştum oysaki hayat umduklarımızın önündeki engellerden ibaret.
Size göre yanlışlar bütünüydüm, bana göreyse aciz bir ruhtum işte.
Hepsi bu kadardı, ömür dediğim çile bir serçenin yüreği kadar korkak ve ürkekti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERİDE KALAN MEKTUPLAR
Short StoryArtık konuşmak için çok geç, yazılacak bir hikayem kaldı geriye. Parça parça bir kaç öykü, söylenmemiş kelamlar var dilimde. Yeri geldiğinde hakkıyla yaşanmamış hayatların ağırlığı omuzlarımda. Susmak artık öldürücü bir yalan. Kirlettiğim sayfal...