Sesin geldiği yere kafamı çevirdiğimde 3 4 topluluk gördüm.
Ne olduğuna kafam o an cidden basmamıştı. Kafamı sağa doğru çevirdiğimde Chanyeol'u gördüm, diğer yandan Chen ve diğer yandan Baekhyun. O an hepsi adımı bağırıp etraflarındaki topluluğu aşmaya çalışıp gözleriyle beni arıyorlardı."Ben burad-"
O koku.
O kokuyu nerede olursa olsun tanırdım.
Buradaydı.
Beni çevirdiği gibi kafamı göğüsüne yaslamıştı.
İlk sarılmamızdaki gibi kafasını omzuma gömüp saçlarımı koklamıştı.Kim Jong In, kimseden kaçmadan, çekinmeden, yüzünü saklama gereği duymadan benim yanımdaydı. Fotoğrafımızı çeken insanlara rağmen bana sarılmaya devam ediyordu. Bana öyle güzel sarılıyordu ki, ölümüm onun ellerinden olsa minnet duyardım.
"Seni özledim. Seni çok özledim"
Chanyeol, Chen, Baekhyun ve Sehun yanımıza gelmişlerdi. Nefes nefeselerdi.
"Tam. Bir. Saattir. Seni. Arıyoruz. Nefes. Alıcak. Mecalim. Kalmadı."
Her kelimesinin arasında nefes alıp veren Chanyeol dizlerine koyduğu ellerini çektikten sonra Kai'nin sırtını sıvazladı. Sıkıca ellerimi beline bağladığım adama gülümseyerek kafamı kaldırdım.
"Bende seni özledim. Çok özledim. Çok çok çok özledim!"
----
"Koş
Hadii
Geç kalıcaz""Çok yoruldum!!!"
Havaalanından çıktığımız gibi evimin yolunu tuttuk. Teslim ettiğim anahtarı alıp evimi bir ay daha kiralamam lazımdı. Ama 8 katı 10 saniyede çıkan Kim Jong In koşamıyordu şuan. O an hem koşuyor hem de o gün teyzeden kaçarkenki halimizi düşünüp gülüyordum. Evet! Yine, yeniden biz olmuştuk.
"Bekle, burada bekle geleceğim"
Çantalarımı yere bırakıp teyzenin yanına gittim.
"Teyze! Anahtarım! 1 ay daha buradayım!"
Tamamdı. Anahtarım elimdeydi. Annemi bir bahaneyle kandırmıştım. O gün yarım bıraktığım hayatıma hiç bir şey olmamış gibi devam edicektim. Sevdiğim adamla.
---
"Şerefeee"
"Chanyeol oppa! Sahiden kız arkadaşın yok mu?"
"Yok yahu ne kız arkadaşı"İnternette çıkan haberlere umursamadan, hesabıma yapılan küfürlere aldırmadan çatımda kurduğumuz sofrada muhabbet ediyorduk. Karşımda birbiriyle şakalaşan, canımdan çok sevdiğim, delicesine hayran olduğum adamlar ve sevdiğine hayranlıkla, gözünü kırpmadan bakan Jin So vardı. Kai oturduğumuz an ellerimi tutup masanın altına koymuştu.
Masanın altında olan elimi sıktı. Masadakilere ufakça sırıtarak kulağıma eğildi.
"Bu Chanyeol hyungu son görüşün!"
Ben kazanmıştım. O her şeyiyle artık benimdi. Ne pahasına olsun benim kalacaktı. Onun uğrunda çekeceğim her acıya razıydım. Bir daha pes etmek yok. Parçalansamda, her ayrı parçamla sevip kollamaya devam edeceğim onu. Yanımda bana en güzel şekilde bakan adamla sonsuzluğa gideceğim. Biz mutluyduk. Ve yemin ederim hep mutlu olacaktık.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"İlk öpüşmemiz umulmadık bir anda olmuştu.
Güzel şeyler umulmadık anda gelmez miydi zaten?
En ummadığım anda geldiğin için teşekkürler,
Sevdiğim adam."~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love in Dream
Fanfiction"İlk gördüğümde yaşadığım sadece hayranlıktı. Dokunduğumda ise aşık oldum." Önleyemediğim bu akışın içinde kayboldum. "Ben o'nda kayboldum."