Hatırlatma:
Hızla arkasını dönüp sırtımı duvarla birleştirdi. Tek eliyle duvarı tutarken bana sinirli bakışlar atıyordu.
T: Dünü çok ağır ödeyeceksin Aça...
Dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdiği an arkadan bir ses geldi...
R: AÇA!
Hemen beni bıraktı Takashi. Ryoji gelip tam önümüzde durdu. Bir bana, bir de Takashiye baktı. Lütfen bizi görmemiş olsun... Lütfen bizi görmemiş olsun...
R: Aça, hemen benimle gel. Çok önemli.
B: Şimdi olmasa mı-
R: Hemen dedim!
B: Peki, geliyorum.
Ryoji hızlı adımlarla uzaklaşırken, hafifçe öptüm Takashinin dudağından. Kulağına doğru:
B: Ben gelince konuşuruz, olur mu? -Diye fısıldadım gülümseyerek, ama yine de şüphelerim vardı ona karşı. Doğruluğu bilinmeyen şüpheler...
T: Git hadi. Ryoji kızmasın. - Dedi, ciddiliğini bir gram bile bozmadan. " Onun gönlünü almak zor olacak. "
Kafamı aşağı yukarı sallayıp oradan uzaklaştım. Kralın odasının önünde durduğumda muhafızlardan biri " Aça hanım huzurunuza teşrif buyurdular! " Diye bağırdı ve kapıyı açtı. İçeride Akio ve Hiroshi de vardı.
A: Aça!
Heyecanla yerinden kalkıp bana doğru koştu. Ona sıkıca sarıldım.
B: Aman da aman bizim küçük prensimiz daha büyümemiş mi?
A: Ben asla büyümeyeceğim! (Gülümser)
R: Bu çocuk da baya garip. Millete küçük dersin, " Ben büyüğüm! " der, buna küçük diyorsun, " Asla büyümeyeceğim! " Diyor.
Hepimiz güldükten sonra Hiroshi hiç cool halini bozmadan ayağa kalktı.
H: Hoşgeldin. - Deyip gülümseyerek sarıldı bana.
Ben Ryojiye bakıp:
B: Bu çocuk çok büyüdü, acilen küçültülmesi lazım. - Dedim. Odayı yine kahkahalar sararken Ryoji:
R: Gel otur hadi. Bir şeyler yiyelim. - Dedi. Onun demesiyle hemen masanın arkasına geçtim.
B: Ee, bu ziyafet ne için?
R: Hiç. Öyle kendi aramızda küçük bir şey işte. Biraz da konuşuruz hem.
Tahmin etmiştim zaten...
Akio 2 yıl aç bırakılmış bir aslan edasıyla yemekleri silip süpürüyordu. Ki, 2 yıl aç bırakılmış bir aslanın şimdiye ölmesi gerekirdi. Konu alakasız yerlere gidiyor. Neyse...
Hiroshi " bEn hAvAlIyIm MoRuQ " Dermişçesine davranırken, yalnızca kendine göre havalı olduğunun farkında değildi. Ahh, hala mı çapkın..?
Ben ve Ryoji yemeğe dokunmadık bile. Malum, sabah tıka basa doymuştuk. Yemeğin üzerinden de çok geçmemişti.
B: Ee, ne hakkında konuşuyoruz?
R: Biraz sonra valilerle tekrardan görüşeceğim. Onlarla anlaşmakta zorluk çekeceğimi düşündüğüm konularda sizden fikir almak istiyorum.
B: Danışmanın Takashinin de burada olması gerekmez mi?
A: Doğru söylüyor.
Sinir dolu gözlerini bana dikip:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Samurai: Katana in the Blood
Historical FictionSamuray bir Türk kızının Japon İmparatorluğunda yaşadığı maceralar. © Tüm hakları Sakuranın düştüğü toprağın altına saklıdır...