Patron- yanıyorum hala
Tam yarım saattir gözümüzü dikmiş ikiliyi izliyorduk. Konuşurken bir hayli heyecanlı ve mutlu idiler.
Abim elini öne atıp konuşmasını alevlendirirken Mirza hoca sakin ve küçük tebessüm ile konuşurken gözümü bayıp egemene döndüm. Elindeki kola kutunun pipetini dişleyip benden farksız bir şekilde ikiliyi izliyordu.Evet tam tahmin ettiğimiz gibi gençler abim ve Mirza hoca tanışıyorlarmış. Nerden derseniz askerliği birlikte yapmışlar. Aynı yatakhane tek anlaşabilenlermiş ler.
Abim askerden geldikten sonra anlatmıştı çok iyi anlaştığım biri var diye ama bir süre sonra birbirlerini kaybettikten sonra unuttu sanmıştım. Meğersem o kişi bizim Mirza hocamış.... Yavaşça sıvışıp planı devreye mi soksak...
Egemenin kulağıma doğru fısıldadığı can kurtaran fikrine anında dönüp başımı salladım. Abimlere baktığımızda baya koyu bir sohbettelerdi. Egemen elimi tutup yavaşça kalktığı sıra abimin sesi ile durduk.
... İşinizi halledin burada yine buluşuruz...
Dediğinde abime dönüp... Yok sen bekleme ben egemenlere gideceğim işimizi bitirmemiz lazım bu gece... Dediğimde elini yüzüne atıp gözleri ile tamam dedi.
Mirza hocaya kısa bir bakış attığım sıra yüzü kaskatı kesilmiş gibiydi bize bakarken. Neden bu hale girmiş anlamış değilim doğrusu.
Abimin yanına yaklaşıp yanaklarına öpücük bıraktığımda o ise başıma öpücük bıraktı.
Mirza hocaya dönüp... İyi günler hocam.. Muhabbetiniz bol olsun... Dediğimde kafası ile teşekkür etti. Ufak bir gülümseme atıp egemenin koluna girip işimizin başına döndük.İlk olarak girdiğimiz kıyafet mağazasından eylüle yakışacağını düşündüğümüz şeyleri alıp oradan çıktık. Oradan da bir kozmetik dükkanına girip alabildiğimiz kadar güzel şeyleri alıp tabi benim biten ve yenisini isteğim ürünler hariç oradan da alışveriş yapıp oyuncak satan dükkana girdik.
Egemen elindeki tonlarca poşet ile durup derin bir nefes aldı.
... Gardaşım şunları arabaya bırakayım devam edelim olur mu?...
... Tamam sen bunları bırak ben buradan da bir şeyler alayım...
Dediğimde elimdekileri verip içeriyi gezmeye başladım. İrili ufaklı peluş ayılara bakarken sağ yan tarafıma gelen baba kız ile acı bir şekilde gülümsedim.
... Baba bana bunu alır mısın?...
Dediğinde istediği oyuncağa baktım. Orta boyda kırmızı bir ayıcık tı. Elinde tuttuğu kalp yastık ile mutlu yüz ifadesi vardı. Gözlerimi baba kıza çevirdiğimde babanın bir hayli üzüldüğünü gördüm. Kızı ise ona daha çok istekli gözlerle bakıyordu.
Adam kızının boyuna eğilip... Kızım bunu şimdi değilde.. Maaşım da alsak olur mu?... Dediğinde yüreğime bir şeyler oturdu.
Küçük kız minik ellerini iki yana açıp babasının boynuna sarıldığında gözüm dolmaya başladı.
... Tamam babacım nasıl istersen.. İstersen daha az paralı olanınıda alabiliriz...
Dediğinde sol yanağıma akan yaşı elimin tersi ile sildim. Baba kız el ele tutuşup giderken diğer tarafımdaki çalışanı yanıma çağırıp... Bakar mısınız bunu almak istiyorum ama birine hediye edeceğim.. Üstündeki etiketi çıkarıp şimdi hediye etsem olur mu?... Dediğimde başını güler yüzle sallayıp... Olur hanımefendi.. Ben etiketi alayım siz hediyenizi alın... Dediğinde ayıyı elime alıp etiketi dikkatle koparıp çalışana verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR AŞK VE BİR KAÇ BEDEN
ChickLitGözlerin gözlerime değince anladım senin benim, benim senin için olduğumuzu. Acıdan kavrulan bedenime su dökmeye mi geldin yoksa. Gerçekler canımı acıtırken kalbim de kapanmayan bir yara vardı. Halbuki bu yarayı senin şifalı elin, aşık bakışların, h...