18. BÖLÜM

15 1 0
                                    

Anıl piyancı ft. Zeynep bastık - bırakman doğru mu?

Gözlerim yıllardır ilk defa bu kadar huzurlu açtım. ilk defa bu kadar neşe doluydum. çünkü benim sevdiğim adam da beni seviyor ve birlikteyiz. abim izin vermişti. egemen ve özcan abi de bir süre sonra kabul etmişti. tek sorunumuz kimsenin fark etmemesi ve öğrenmemesi idi.

Derin bir nefes alıp yataktan kalktım ve banyoda ki rutin işlerimi halledip okul formamı giyindim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp yüzümü hafif renklendirdim. Dudaklarıma saydam bir parlatıcı kirpiklerime rimel sürdüm. Oda da işim bittiği gibi çantamı ve telefonumu alıp mutfağa indim. Abim hala kalmadığından o uyanmadan kahvaltıyı hazırladım. Sonunda kahvaltı hazır olunca abimi uyandırmak için mutfaktan çıktım. Ağır ağır adımlar eşliğinde merdivenleri çıkıp yürüyüşümü odasının kapısı önünde sonlandırdım. Girmeden önce bir kez kapıyı tıklattım.

Beklediğim ses gelmeyince hala uyuduğuna kanaat getirip kapıyı usulca açıp önce başımı soktum. Ama gördüğüm manzara ile kapıyı sonuna kadar açıp içeriye daldım. Şuan oda da benden başka kimse yoktu. Yatağını toplamış tı. Banyonun kapısı açıktı. Ve üstelik odayı parfüm ile bezemiş ti. Bu demek oluyor ki erkenden kalkıp çıkmış. İyi de Sabah sabah bu adam nereye gitti. Yatağın baş ucundaki komedinin üstünde kağıt parçası gördüğüm an ona ilerledim. 

Seni bu sabah kahvaltı da tek başına bıraktığım için affet.. Ezgi ile kahvaltı için dışarı çıktık güzelim.. Kahvaltını etmeden okula gitme.. Evden çıkmadan önce beni ara.. Seni seviyorum benim deli kızım.
NOT DELİ ABİN.

... deli kızıymışım hıh.. Hem sabah haber vermeden git hem de özür dile.. Seni koca kafa.. Ama bende hazel isem bunu sana ödetirim abi...

Kağıdı yerine bırakıp odadan sinirim ve ben çıktık. Az önce ağır ağır attığım adımlar şimdi sert basıyordu. Mutfağa bir hışımla girip canım sofraya baktım. İlk defa abim beni kahvaltı da ekmişti. İlk defa. Sinirle soluyup telefonumu elime aldım. İlk olarak egemen arayıp kahvaltıya çağırmayı düşündüm.

Bir kaç çalış ta açtı.

... Sabah şerifleriniz hayırlı olsun matmazel...  Dedi neşeli sesi ile.

... Valla ne şeref ne şeref.. Kıçını yataktan kaldırabildin ise buraya gel kahvaltı edelim.. Abim beni sabah sabah kahvaltı da ekti de...

Sert sesim sabah sabah çok gür çıkmıştı.

Egemen garibim ona patlayınca bocalayan sesi ile... Ama gülüm bende kahvaltı ediyorum şuan Eylül ile.. Gel sen de tek kalma... Dediğinde sinirle soluyarak burun kemiğimi sıktım ... Neyse unut gitsin egemen söylemedim farz et.. Okul da görüşürüz... Dedim ve bir şey demeye fırsat vermeden kapadım.  Parmaklarım kendiliğinden mirzanın ismine gitti. Çaldı çaldı çaldı ama açmadı. Bir hışımla telefonu kulağımdan çektim.

Şuan kendimi ıssız bir çölde tek başıma kalmış gibi hissediyorum. Bunun nedeni ise hiç bilmiyorum. Elimdeki telefonu masaya bırakıp  buzdolabının tam karşısında ki sandalyeye çöktüm.

Gözlerim gülümseyen annem ve babama çeviri dertleşmeye başladım.

... Amaçsız bir şekilde kendimi çok kötü hissediyorum.. Abim ilk defa bu sofra da beni tek bıraktı.. Egemen ise artık hayatında yeni biri olduğu için bana fazla ilgi gösteremiyor.. Haklı da nereye kadar benimle ilgilenecekler di.. Bunun bilincindeyim ama...

Sesim sonunda kısılarak hıçkırğa dönüştü.

... Ama bunun bilincinde olmak ve yaşamak çok farklı.. Çok.. Artık ikisininde hayatında eskisi kadar hükmüm yok.. Yani sevgilileri ile vakit geçirmek yerine ben vardım.. Ama o yer doldu.. Zaten dolması lazım.. Ama ne bileyim işte.. Böyle sizde olamayınca bu sofranın tadı tuzu kalmadı.. Bakmayın her sabah burda kahvaltı ettiğimize her akşam yemek yediğimize. Hiç bir şeyin tadı tuzu yok.. Yemeklerimin tadı değişti sanki çayımın şekeri bir farklı sanki.. Ne zormuş bu acı ya ne zormuş...

BİR AŞK VE BİR KAÇ BEDEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin