ÇL BÖLÜM 2 : BİR VAR BİR YOK

442 46 0
                                    


Sene 2019

Bir ev hayal etmiştim, öyle koskocaman bir villa olmasına gerek yoktu dört kişinin sığabileceği boyutta hatta bir apartman dairesinin dördüncü katı olsa bile bana yeter de artardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir ev hayal etmiştim, öyle koskocaman bir villa olmasına gerek yoktu dört kişinin sığabileceği boyutta hatta bir apartman dairesinin dördüncü katı olsa bile bana yeter de artardı. Okuldan eve geldiğimde mis gibi bir sıcak yemek kokusu evimizin içini sarmış olmalıydı. Yemekleri yapan evimizde parayla çalışan kadınlar değil annem olmalıydı. Eve geldiğim de bana kucak açan bir anne olabilirdi daha mutlu olurdum. Yüzünde her daim sevgisini belli etmeliydi çünkü ben yüzüme gösterilmedikçe bazı duyguların adını çıkarmakta güçlük çeken biriydim. Arada da beni azarlaması fena olmazdı. Mesela odamı toplamadığım da ya da makineyi boşaltmadığım da bana kızmalı ama sonra yeniden eski mutlu halimize dönebilmeliydik. Sonra babam. Kafasını işiyle bozmuş biri değil de iş saatinin bitip eve dönme hayalleri kuran biri olsun isterdim. Eve her gelişinde görmezden gelmek yerine yüzünde insanın içini ısıtan tebessümü yer almalıydı. Gözlerinde bana bakarken nefretin katran karası değil de bize sahip olduğundan minnet duygusu taşımasını isterdim. Bir de kardeşim olsun. Bir tane olması yeterdi ikinciyi istemezdim. Özellikle de kız kardeşim olursa daha mutlu olurdum. Çünkü onunla daha çok dertleşebilir, hoşlandığım ilk çocuğu ona anlatır, beni anlamasını beklerdim. Sonra o anlatır ben ağzımı açmadan onun acılarını kendi acılarım gibi sahiplenirdim. Arada o eşya benim bu eşya senin tartışması yapabilirdik. Hayalim bu kadardı. Bunu da hayal kurmam diyen bir kızın bir ay önce ki hayali olarak kalmıştı. Çünkü;

Çok şey istemiş olmalıyım ki hiçbiri gerçekleşmek istemiyordu.

Çok şey istemiş olmalıyım ki hayallerimin hırsızının bir kez daha uğrak yeri olmuştum.

Ben binalar diktikçe onlar bombayla, tüfekle hiç bıkmadan saldırmışlardı. Şuan yine yıkıldım. Ayaklarım yere bassa da düşüncelerimi taşımakta zorlaştı. Dün okuduğum kitap da bir alıntı daha vardı ve şuan su yüzüne çıkmak için can atıyordu. Orwell aynen şöyle demişti: "Canlı cenazeye dönüşmüşsün. Görebiliyor musun?" Evet, artık görebiliyorum. Artık bu hayatın bana mutluluk getiremeyeceğini biliyorum.

Bundan sonra hayal kurmak yok.

Bundan sonra mutlu olmayı düşünmek yok.

Bu ikisini yaptıkça daha da gömülüyorum toprağa, sonra üstüme yağmur yağıyor çamur oluyorum. Çamurun lekesi üstüme yapışıyor kurtulamıyorum.

Zihnimde silahtan çıkan kurşun can alıcı sesi cızırdıyordu. Bir müddet düşüncelerimi ele geçirmiş, hareket etmeme engel olurken arka bahçede ki insanların çığlık sesleri kendime gelmemi sağlamıştı. Telaşla etrafıma bakınırken bütün olanlar zihnime zehir gibi yayıldı. Ölmeyi bekledim, öldürmedi ama süründürüyordu.

ÇAMUR LEKESİ. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin