Bölüm 10

31 4 0
                                    

Annemin sesini duyar duymaz gözlerimi açtım. Arel'i tüm gücümle ittirdim. Başta şaşırdı ve dengesini sağlayamadı. Arkaya doğru tökezledi ve... Kaçınılmaz son. Kıç üstü yere düştü. Ben kahkahalara boğulurken uzandı ve beni de yere çekti. Hiç beklemediğim için ben de kıç üstü düştüm. Bu sefer o da kahkaha atıyordu. Tam gülmemiz durduğunda birbirimize bakıp, tekrar gülmeye başlıyorduk. Annem bahçeye geldiğinde, bizi yerde görüp gülmeye başladı.

"Ne yapıyorsunuz kızım böyle?"dedi gülüşünün arasından.

"Yanlışlıkla düştük Selma Teyze, birbirimize gülüyoruz!"dedi Arel ve gülmeye devam etti.

"Kızım, Arkadaşların gelmiş, biz Aysel'le dışarı çıkıyoruz. Akşam yanlızsınız. Öptüm ikinizi de"dedi ve gitti. Hemen sonra Melis ve Seda bahçeye çıktı. Seda'yı görünce çok şaşırdım.

"Çisel ablaaaaa""diyerek üstüme atladığında ona sarıldım. Bir yandan da Melise kaş göz işaretleriyle ne olduğunu sormaya çalışıyordum. Sonra konuşuruz dedi ağzını oynatarak.

Arel elini Seda'ya ızattı. Sonra bana döndü." Bu güzel bayanla beni tanıştırmayacak mısın Çisel?"dedi çapkın çapkın gülümseyerek.

Seda'ya baktığımda, kızardığını gördüm. Küçücük kızı bile etkilemişti benim sevgilim. Bu sevimli haline gülüp, yanağına bir öpücük kondurdum. Seda'nın kulağına " Sedacım, sen abiyle tanış ben de ablanın yanına gideyim olur mu?"diye fısıldadım. Yavaşça başını sallayınca kalkıp Melis'e doğru yürüdüm.

Melis'i kenara çekip " Neler oldu Melis?" Dedim

"Uf ya sorma. Seda'nın annesi olacak o gerizekalı, daha fazla dayanamadığını söyleyip yurt dışına kaçmış. Babası da bizim evde kalsın demiş. Ama Ata'nın annesi kabul etmemiş. Yani Seda ortada kalmıştı. Ama annemler bir hafta evde değiller ya, bu bir haftada Seda benimle kalacak. Durum böyle yani."dedi sıkıntıyla.

"Üzüldüm."dedim başımı öne eğerek.

Sonra yanımıza kucağında Seda'yla Arel geldi. Seda halinden memnun gözüküyordu. Arel'in yanağını öptü.

" Çisel abla, Melis abla ben bu abiyi çok sevdim." dedi gülümseyerek.

Hayır. Kesinlikle Arel'i Seda'dan kıskanmıyordum.

Arel gülümseyerek uzanıp dudaklarıma küçük bir buse bıraktı. Bunun üzerine ben de gülümsedim. Seda bize imalı imalı baktı ve kıkırdamaya başladı.

Melis, Seda, Arel ve ben, kocaman kiraz ağacının altına oturduk. Tam sohbetin ortasında zil çaldı. Koşarak kapıya gittim. Açtığımda karşımda Ata, sırıtarak bana bakıyordu. Ah, onun ne kadar da özlemiştim. ..

Kahkaha atarak boynuna atladım. O da beni belimden tutarak havaya kaldırdı ve etrafında döndürdü.

"Ata! Seni çok özledim!" Dedim beni bıraktığında.

"Ben de seni prenses."dedi ve yanağıma öpücük bıraktı.

Birlikte bahçeye çıktığımızda, Ata, kulağıma eğilerek "Bu Ege, senin Ege mi?"dedi. "Evet, niye ki?"diye sorduğumda sırıttı ve kocaman sesiyle bağırdı.

"Arel! Kardeşim, görüşmeyeli daha da yakışıklı olmuşsun lan sen!"dedi gülerek.

Anlamamıştım. Merakla Arel'e baktım. Yanımıza gelip Ata'ya sarıldı.

"Hey hey hey! Ne oluyor bana da anlatır mısınız lütfen?"

Arel yanıma gelip elini belime doladı. "Ata, yazın İzmir'e gelir. Ordan komşumuz. Her yaz birlikteyiz."

"O zaman birbirinizden kıskanmayacaksınuz beni. İyi oldu bu ya."dedim gülümseyerek.

Arel kulağıma eğilip "Abartma."diye fısıldadı. Uzanıp yanağını öptüm. Tam o sırada bacağıma bir şeyin dokunmasıyla yerimden zıpladım.

Seda dudaklarini büzmüş bize bakıyordu. Ata onu kucağına aldığında,"Acıktım been."dedi. İçeriye girip annemin yaptığı yemekleri ısıttım. Yedikten sonra salonda birazcık oturup televizyon izledik. Seda uyuyakalınca, Ata onu kucakladı ve evlerine gittiler.

Arel gelip yanıma sokuldu. Boynumu, oradan da yukarı çıkarak yanağımı öptü.

"Seni çok seviyorum. Hep aklımdasın. Nefes alacak yerim yok bazen, içimde o kadar sen varsın ki... İyi ki yanımdasın, seni tekrar buldum."

Gülümseyip saçlarıyla oynadım. "Ben... Ne diyeceğimi bilemiyorum. Sana olan sevgimi nası tarif edeceğimi... "

Kollarını sıkılaştırıp "Gerek yok, ben snlıyorum seni, ben de tarif edemiyorum."dedi. Sonra kolundaki saatr baktı.

"Saat daha erken, bir kafeye gidip birşeyler içelim mi?"dedi gözlerini çocuk gibi büyüterek. Başımı onaylarcasına salladım.

El ele kafeye doğru yürüdük. Bahçede bir masaya oturduktan sonra sipariş verdik. Birden bir gürültü oldu. Kapıya doğru baktığımda, çakma sarışın 3 tane kızın bağırarak güldüğünü gördüm. Bu hallerine gözlerimi devirdim. Arel de baktığım yere dönünce tedirgince bana döndü.

"Çisel..."dedi. Ona 'Ne var' bakışımı attım. Derin bir nefes aldı ve "Sevgilim değilmişsin gibi davranman gerekiyor."dedi bir çırpıda. "Ne?!"

ÇileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin