Bölüm 13

31 3 1
                                        

Bu bölüm @EsraCerenYldırım için.  Bu zor zamanda beni gülümsettiğin için çok teşekkür ederim:))

Eve geldiğimde hemen açık mavi şortumu ve beyaz sporcu atletimi giydim. Ben yokken çatı katına lacivert üçlü bir koltuk almışlar. Televizyonu açtım ve koltuğa uzandım. Annem bana meyve getirdikten sonra uyumak için aşağıya indi.

Kanallar arasında gezindikten sonra spongebob buldum ve onu izlemeye başladım. Patrick yine her zamanki salaklığıyla bir şey anlamıyordu.Üst üste 3 bölüm izledikten sonra başımın ağrıdığına karar verip televizyonu kapattım. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı.

Melis, bir yanlış anlaşılma olduğunu söylemişti. Ama Arel bana sevgilim değilmişsin gibi davran demişti ve hemen sonra o kız bana Arel'in sevgilisi olduğunu söylemişti. Yani bunun nasıl bir açıklaması olabilirdi ki? Kızın neden kendisini Arel'in sevgilisi sandığını açıklayabilirdi ancak. Onu neden öptüğünü nasıl açıklayacaktı? Peki ya neden o kızı ittirip engel olmadığını? Nasıl açıklayacaktı?

Birden aklıma Uras geldi. Arel'i düşünmekten onunla yaşadıklarımızı düşünememiştim. Ona umut mu vermiştim? Ama o bunu kabullenmişti. Sen mutluysan ben de mutluyum demişti. Tanıdığım Uras gitmiş, başka bir Uras gelmişti. Ama onu Arel'i tanıdığımdan daha uzun süredir tanıyordum. Ve o bana gerçekten aşıktı. Onu üzmeye dayanamazdım. Onunla sevgili olmayacaktım ama yine eskisi gibi yakın olacaktık. Eskisi gibi...

Arel'in odasının kapısı yavaşça açıldı ve onu gördüm. Üstünde sadece eşofman altı vardı. Gözleri uykusuzluktan ve ağlamaktan kızarmıştı. Saçları dağılmıştı. Esnerken elinin tersiyle ağzını ovaladı. O an ne kadar sevimli olduğunu düşündüm. Ama hemen sonra aklıma o kızı öpüşü geldi.

Ona ters ters bakmaya başladım. O da bana ifadesizce bakarak banyoya ilerledi. Sonra su sesi duydum. Duşa girmişti. Beni görmüştü ve bana ifadesizce bakmıştı. Bacaklarımı kendime çektim. Gözlerim dolunca, onları kapatarak gözyaşlarımı engelledim.

Yüksek hıçkırık sesiyle uyandım. Arel, karnımın önüne yatmış hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. İlk defa bir erkeğin böyle hıçkırarak ağladığını görüyordum. Başta hiç tepki vermemeyi düşündüm ama o kadar kötü ağlıyordu ki... İçim parçalandı. Birden ayağa kalkıp duvarı yumrukladı. Korkarak ona baktım. Bir kez daha yumruklarken ağlamaya devam etti. Eline baktığımda kanadığını gördüm.

Yavaşça ayağa kalkarak havada olan elini tuttum. Şaşkınlıkla bana döndüğünde sanki beni yeni fark etmişti. Elini uzatıp diğer elimi tuttu. Parmaklarımı okşadı. Sonra ellerini suratımda gezdirmeye başladı. O çok sevdiğim ela gözlerinden bir yaş daha düşerken ağlamaya devam etti. "Sen..."dedi yavaşça. Sonra yere çöktü. Sırtına koltuğa dayayarak bacaklarını kendine çekti. Kafasını bacaklarına dayayıp kafasına vurmaya başladı.

Yanına oturup ellerini kafasından çektim. "Yapma."dedim. Kafasının kaldırdı. "Sen gerçeksin."diye fısıldadı. Gülümsedim. "Tabii ki gerçeğim." dedim.

"B-ben seni hayal sanmıştım. Özür dilerim."derken ellerine baktım. Sol elinde sorun yoktu ama sağ eli kan içindeydi. Hiç beklemediğim bir anda bana sıkıca sarıldı.

"Seni çok özledim Çisel. Ben hep yanındaydım, sana hep şiir okudum. Sadece bir saatliğine eve gelmiştim..."

"Şşt tamam. Biliyorum Arel, herşeyi duydum. Sakin ol. Şimdi elini temizleyip sarmamız lazım."

Onu elimden tutarak ayağa kaldırdım.

"Hadi gel."

Beni fazla zorlamadan ayağa kalktığında banyoya doğru sürükledim.

Elini suya tuttğumda yüzünü buruşturmuştu ama kanları temizlemem gerekiyordu. Yıkadıktan sonra onu salona gönderdim. Banyodaki dolaptan pamuk, tentürdiyot bandaj üçlüsünü alıp çatı katındaki 'salonumuza' döndüm.

Koltukta yanına oturduğumda, elini kucağıma koydum ve pamuğa tentürdiyotu döktüm. Pamuğu yara olan kısma bastırınca hafifçe inlemişti. Bir yanım "boşver canı yansın, o da seninkini yaktı!'dese de o kadar da vicdansız değildim.

Yarayı temizleme işini bitirip, bandajı eline sardım. Ayağa kalkacakken elimi tutup engelledi. Ona merakla baktığımda,

"Beni affetmedin değil mi?"dedi acıyla.

"Affetmem için bir şey yapmadın ki." Elimi kurtarıp, artan pamuğu ve tentürdiyotu banyoya geri götürdüm.

Aynada kendime baktım. Onu hemen affetmeyecektim. Sürünmeyi haketmişti. Kendime güvenim yerine geldiğinde, küçük salonumuza geri döndüm. Yanına oturup ayaklarımı koltukta kendime çektim.

"Çisel, ben... Çok özür dilerim. Kendimi sana nasıl affettirebileceğimi bilmiy-"

"Sonra Arel, sonra. Yorgunum, uykum var."dedim gözlerimi kapatarak. Aslında uykum falan yoktu. Sadece bu konuşmayı erteliyordum.

Şaşkınca bana baktıktan sonra ayağa kalktı. "Tamam"dedi ve alnımı öptü. Yavaşça kendi odasına gidip kapıyı kapattı. Ben de gözlerimi kapattım. Uyuyarak belki herşeyi unuturdum...

ÇileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin